birinin zeki ya da aptal olması hangi üniversitede okuduğuyla ölçülen bir ülkede, böyle başlıklar görmek artık şaşırtmıyor diyor ve fikrime geçiyorum. boğaziçinde okuyan bir sürü gerizekalı adam bulabilirim, açıköğretim de okuyan da... hacettepe de okuyan bir sürü akıllı adam da bulabilirim, açıköğretimde de...
Zekanın eğitim veren kurum ile direk bir bağlantısı yoktur. Kurum önemlidir ama herşey değildir.
1.durum: Okul ve eğitmenler kaliteli ise ama ders gören elemanda kapasite yoksa bütün emek ziyan olur.
2.durum: Okul ve eğitmenler kalitesiz ise ama ders gören elemanda kapasiteli ise mükemmel olabilir.
örgün öğretimde devam zorunluluğunun olmadığı durumlarla hiç farkı yoktur.örgün öğretimde derse girip geyik yapıp sonrada hoca peşinden koşmak yerine açık öğretimde notunu alan geçer.*
(bkz: ağzı olan konuşuyor)
özellerde veya devlet okulunda okuyan aylak,sadece para yiyen veya gerzek tiplerden katkat daha iyilerdir.bu tarzda düşüncelere sahip tiplerin cahil olduklarının ispatlanmasıyla sonlanan bi önermedir bu.
aksine açık öğretim mezunları daha zekidir, ben örgün okudumda ne oldu? açık öğretim okuyan arkadaşlarımla aynı diplomayı aldım fakat onlarda kat kat fazla para harcayıp çile çektim. işi bilicen işe gitmeyecen sözünün canlı örnekleridir aöf mezunları.
cehaletin tahsil seviyesiyle giderilmeyeceğini dolayısıyla açık öğretim- örgün öğretim arasında ki farkın cehalete ne şekilde yansıyacağını anlamayan zihniyetin yorumudur.
nerede nasıl okuduklarından ziyade nasıl okudukları önem arz eder. türkiye de ki istanbul, ankara ve izmir de ki üniversiteler hariç kendini geliştirebilen aynı şartlarda yarışa girişebilir. bu demek değil ki diğerleriyle giremez tabiki ama yardırması gerek.