vhs kasetlerde film izlemek, Batman filmlerinde jim carrey ve nicole kidman'in performanslarını görebilmek, murat murathanoğlu' nun sunduğu basket maçlarını izleyebilmek, zorunlu eğitimin 5 yıldan 8 yıla çıktığını görmek, anadolu lisesi sinavina girmek.*
leblebi tozlarını pek çok kez boğulma tehlikesi geçirmiş olmasına rağmen tüketmeye çalışmak, annenin her akşam izlediği Yalan Rüzgarı denen pembe dizinden nefret etmek, küçük paketler halinde satılan çokellalardan yemek (özellikle yanında verilen beyaz kaşığa benzeyen plastikle tüketmek), arkadaşlara cips ısmarlamak, grup vitamin dinlemek, ayşegül okumak, evde köpek besleyebilme özgürlüğüne sahip olmak, dansa davet oynamak. Kızlar için: hava atacağı zaman saç savurtmak, keloğlana aşık olmak.
annesinin pazardan aldığı 23 numaralı michael jordan forması ile okul bahçesinden sımaçcılık oynamaya çalışan smaç basıcam diye orasını burasını kanatan, annesinden azar işiten çocuk.
yok senin boyun ne kadar pota ne kadar senin neyine smaç basmak ? keşke çocukluğun verdiği inat ve istek şu anda bünyede mevcut olsa imkansızı isteyebilse.
şimdiki çocuklar gibi evde tıkılıp bilgisayar başında çürümeyen, sabahtan dışarı çıkıp çeşitli spor organizasyonlarına katılan(eğer futbolsa top olmadığı zamanlarda teneke kutuda olabilir),türlü türlü oyunlarda boy gösteren. evde kaldığında ise o sıcacık commodor64 ortamında oyun oynayan çocuk tipi.
haftasonları sabahın köründe guruldayan bir mideyle kalkıp, aç karnına çokella tarzı şeyler yerken çizgi film seyretmek.** pazar akşamları mis gibi banyo yapmak, sonrasında bizimkileri seyretmek.* "nerde o eski bayramlar" lafının manasının yeni yeni anlaşılması.
arkadaşlarla birleşip arsada ateş yakmak evden aşırılan patatesleri közlemek, ekmek ayvası, erik ve dut'a dalmak
kapıcılar tarafından kovalanmak
sokak köpekleriyle gezmek, millete hava atmak *
sigara paketleri toplayıp bunlarla sigara kağıdı oynamak *
ağzı açık cartel dinlemek ve cartel tshirtü almak için anneye yalvarmak
kamışa yeni yeni su gelmeye başlarken bir hafta önceden temel içgüdü filminin ilk gösterim gecesini bir gala gibi organize etmek.. odadaki 37 ekran televizyonu yüzyılın icadıymış gibi görmek..
koşan adam mirkelam a tarifi mümkün olmayan bir sevgi duymak..
ninja kaplumbağa'ları ne zaman görse hala oturup izleyen nesildir. arkadaşlık bağları çok güçlüdür. ayrıca siyasetten onu uzak tutmak ailesinin ana hedefidir.
hayat ağacı,susam sokağı seyredip etiket kolleksiyonu yapmak. bakkallarda oynatılan çekiliş oyununu oynamak.belirli bi para karşılığında bi no söylersin ve bi hediye çıkar. ayrıca modaya uyup arkadaşlarınla sırdaş olup gurup oluşturmak.
sokaklarda gazoz kapagı,meşe oynamak,tüf tüf ,sapan gibi aletlerle takılmak,a takımını, full house u ninja kaplumbagları,transformansı, muhteşem dörtlüyü ,hulk ı , lig maclarını trt ve star dan seyretmektir...
90 larda çocuk olmak 80 deki darbeden sonra oyuna 1-0 yenik başlamış olmak demektir. 90 larda çocuk olmak cep telefonsuz ilkokul,ortaokul yılları demektir. 90 larda çocuk olmak amiga-500 ve commodore 64 sahiplerine ne şanslı çocuk diyebilmektir.90 larda çocuk olmak 386 ve 486 dx sistemli bilgisayarları devrim olarak bilmektir. 90 larda çocuk olmak körfez savaşıyla beraber hayata karşı yediği 2. golünü görmektir. 90'larda çocuk olmak bir devrin bitip yenisinin başladığına tanıklık etmektir. 90'larda çocuk olmak 2000 lerde genç olmak demektir ve ard arda yaşanan 2 krizle 4-0 yenik devam etmektir. Krizin sancılarını hala çekmektir. Zorluklardan yılmadan geçip bugünlere gelmek demektir. Çoğunluğu için hem çalışıp hem okumak demektir. 90'larda çocuk olmak herşeyden yarım ağız tatmak demektir. 90'larda çocuk olmak 2000 in çocuklarını kıskanmak demektir.
her pazar akşamı önce annenin bizi yıkaması daha sonra babanın saçımızı taraması kurutması sonrada artık yatma vakti demesi. ama hiç o vakit uykumuzun gelmemesi.