uçlu kalemlerin iç kısmını çıkartıp; tükürükle ıslatılan küçük kağıdı ince, boru görünümlü kısımdan tüuüuhh şeklinde arkadaşlarına veya hocaya püskürmektir 90 larda çoçuk olmak.
ve daha birçok şey...
cep telefonu, bilgisayar, mp3, vs gibi teknolojik aygitlar yerine bebek, top, sapan, vs ile oynamis olan son nesildir malesef... cocuklugunu cocuk gibi yasamis, evde bilgisayar karsisinda canavar öldürmek yerine, sokaklarda karsilikli ikiser ikiser dizilerek "ben bir subay beklerken, cöpcü de girmis koluma" diye sarkilar söylemislerdir bütün o cocuk masumlugu ve yaraticiligiyla. altlarindaki bmx bisikletlerle 10-15 kisi toplanip bisiklet ceteleri kurmus, cincan oynamis, agaclardan dut yemis, kardan adama havuctan burun takma özlemini bile gidermis bir nesildir 90'larda cocuk olanlar... güzel seyidr yani 90'larda cocuk olmak. (2000'lerde yetiskin olmaya baslayinca bir seyi farkederler eninde sonunda bu cocuklar, her gecen gün o post biyikli ateiste daha cok katilmaya baslamislardir cünkü ; "mutluluk basit insanlar icindir. ne kadar basitsen o kadar mutlusundur.")
- ölçü olarak ince belli bardaklardan çekirdek almak,
- sıcağı sıcağına programını izlemek,
- sakızlardan çıkan geçici dövmeleri sağına solana yağıştırmak.
saddam'dan ölesiye korkmak, apartmanların kömürlüklerinin sığınak olarak hazırlanması, apartmancak sığınma provası yapmanız, arkadaşlarınla "biliyo musun saddam saldıracakmış bize" diye sohbetlere girmek ama çocuk akıllarla bu olan bitene bir türlü anlam verememektir.
ilkokula başladığınız yıl * dağıtılan süt ve fındık içinde boğulmaktır. okulu hep fındık ve süt dağıtılan yer sanmaktır. o fındıkların çernobil *den etkilenen ürünler olduğunu 2000'li yıllarda anlamaktır.
çılgın gençlerin abiniz olduğu dönemdir. herkes dağıtır. saklambaç oynanan, ninja turtles cipslerinden plastik çıkartmaları toplanan, gazoz kapağı biriktirilip oyunlar oynanan, misket oynarken hırslanıp ağlanan, kaybettiğinde en büyük hazineni yitirdiğini sandığın, metallica'yı tam tanımaya başlarken, metallica bitti gibi cümleler duyduğun, dönüp baktığınızda 80'lere yetişememeniz yüzünden sizi kızdıran, 2000'lerde geçmediği için sizi mutlu eden dönemdir.
street fighter oynamak için sabah erkenden atari salonunun kapısına dayanılan, sahte jeton yapma teknikleri geliştirilen, tel ile kredi yazdırma kavramının geliştiği, eti puf kutusuyla papatyalar arasından arı yakalanan, en güzeli maddi gücünüz olmadığı için alamdığınız hediye yerine, anneler gününde kırdan bayırdan toplanılan paptyalarla annenizi mutlu edebildiğiniz dönemdir. en unutulmaz olarakta sigara içerken yakalanıp ilk tokatınızı yediğiniz dönem olabilir.
çizgi film izlemek için sabah kalkıp , ninja kaplumbağalar , bugs bunny yerine körfez savaşı başlıklı haberlerde yanan şehirler , füzeler , ağlayan insanlar görmektir..
iyi ki de o yıllarda çocukmuşum demektir. sokak demektir, çerden çöpten oyun yaratmak demektir, sıkı dostlukların temeli demektir. özletir o yıllar kendini..bir şans daha olsa o yıllara geri dönmek demektir..
şu anki genç sanatçıların ilk çıktığı zamanları bilmek demektir. mesela tarkan hepsi senin mi söylüyordu, emrah hey hey hey taksiyi, yonca evcimik 8.15 vapurunu, demet kınalı bebek... bu liste uzar gider o zamanlar özcan deniz'in kaşları birleşik burnu karga gibiydi yada ne bileyim athena grubu holigan şarkısıyla coşturuyordu, hülya avşar'ın daha kaya çilingiroğlu ile evli olmadığı zamanlar hesap edin(şu anda kocaman bir kızı olduğu ve kaya çilingiroğluyla boşanmış olduğunu hesaba katarsak baya eski)....
ögrenilen ilk sarkilardan ilk ingilizce cümlenin tarkan'in o hafif sesini kisarak bugulu bi sekilde söylenen you are the best, you are the top*olmasidir.
-ediylee büdü izlemek
-tasoları ters çevirmeye çalışmak
-aboneyim aboneee diyerek garip hareketler yapmak
-grup vitamin dinlemek
-sadece pazar günleri yıkanmak
-her bayramda kıyafetin yanında bir de oyuncak almak:)
-carteeeeeeeel bir numara en büyüüüük cehennemden çıkan çılgın tüüüürk cümlesini bıkmadan usanmadan tekrarlamak
-tipitip çiğnemek
-yazları evleri dolaşan dönme dolapçıya 500.000 vererek evin önünde dönüp durmak
-topitoplardan çıkan dövmeleri ele kola yapıştırmak
-sakızlardan çıkan resimleri ütüyle tişörtlere basmak
-beeen sizin babanızım ben ne dersem o olur demek
-kurabiye canavarı gibi kurabiye yemeye çalışmak ama becerememek
-o zamanlar ing. bilmediğimizden go go power rangers yerine doktorr power rangerss demek
-dört kafadarlar okumak (şimdi harry potter moda:))
eğer 90lı yılların başında doğu sınırında bulunduysanız; körfez savaşı nedeniyle yapılan hava saldırılarını duyduğunuzda korkmanız, turgut özal ın tutumu nedeniyle her an sıçrayabilir ya da yanlışlıkla bomba düşebilir endişesi, evinizde gaz maskesi bulunması, ihtiyaç halinde nasıl kullanılacağını öğrenmeniz, zehirli gaz sızmasın diye evlerin naylonla kaplanması, annelerin sığınaklar için erzak hazırlaması, sığınaklara nasıl ulaşacağınızı bilmeniz, korkudan anne-babaya sarılmanız, ölecekseniz de birlikte ölmeyi istemenizdir.