tarkan, iron maiden, venom* ricky martin ve metallica'yi ayni anda dinlemek, okul cikisi kafede yarim saat takilmak icin anneden azar isitmek, babanin ofisinde windows evrimlerini ******* izlemektir.
ve tabiki sona dogru, 98 cikisli avermedia tvphone98 lerin cine-5 i kiran bt878 chipsetli tv kartlarini da unutmamak gerekir. *
80'lerin metal çağına yetişemeyip, 90'ların pop kültürüyle büyümektir. benim gibi 80'leri ziyadesiyle görmüş bir abiniz varsa, paçayı kurtarabilirsiniz.
bilgisayar başında msn-sözlük-feysbuk triosunun esÂreti altında olmadan çocukluk geçirmiş olmaktır. zombi gibi saatlerce halıfleks edâsıyla sâbit durmamaktır.
mahâllede bisikletin arka tekerleği ile sepetinin o araya ezilmiş kola kutusu koyarak çıkan sesler eşliğinde motorsiklet ustası edÂsıyla yokuş aşağı hız yapmak, hoşlanılan kızın tam da önünden geçerken yere yapışıp dirsekleri ve bilekleri yara bere içerisinde bırakmaktır.
sınıfta sms yarıştırmak değil defterlerden küçük kağıtlar koparıp arkadaşlara "x'E benden" denilerek haberleşmektir. ardından hocanın görmesi ve ipne gibi tutup kağıdı okuması öyle çöpe atması. "ulan niye okuyorsun, kızdıktan sonra atsana çöpe", özeldi o yazılar.
metalci bir çocuk için iki klip görebilmek amacıyla gecenin bir köründe yayınlanan rock marketi kaçırmamaktır. aah ah...daha dün Âbim "tv'de therion var" dediğinde "emule'den çekeriz işim var şimdi" demiştim. nerede o eski heyecÂnlar.
"adaptör ısınana kadar" tsubasa ile ses hızında şutlar çekmek, ağzın sularını atari üzerine dökmektir. gol olacak top patladığında "amua goyim" diye küfretmek ama amın ne olduğunu bilmemektir. demek ki o zamanki esÂret de pc yerine buraya imiş(yazı içerisinde kendisiyle çelişmek).
magic box ile başlayan özel yayın olayına tanık olmak, tv'nin trt'Den başka türkçe bir şeyler daha gösterebildiğini farketmek. oha falan olmaktır.
aynı zamanda kocaman videolarda siyah kasetler yardımıyla film seyretmek, kumandasını "acaba kaset gibi geri verecek mi?" sorusunun cevÂbı için âlete sokup bir daha geri alamamak, babadan bir ton laf yemektir.
mÂsum sorular hakkında saatlerce düşünmektir, "neden 1993 yılındayız, niye başka bir yıl değil?" diye grup konferanslar yapmaktır.
90'larda çocuk olmak, bugüne göre daha az olanak ile daha çok özgürlük içerisinde büyümüş olmaktır.
tenefüslerde yerden yüksek, dansa davet oynamak, mahallede gol atınca boksic'in fener'e attığı golden sonra * ellerini aşağı doğru açarak yaptığı gol sevincini yapmak, sandalye koyup elini dolabın üstüne atıp kuran'ı çikolata kutusu zannetmek *...
naim süleymanoğlu'nun halteri kaldırmadan önceki o bir kaç saniyede alt dudaklarını ileri itip nefesini yukarıya doğru üfleyerek saçlarını havalandırmasını izledikten sonra özenip bu karizmatik hareketi türlü platformlarda taklit etmektir. lakin öyle rıdvan dilmen gibi yımışak, alna düşen saçlarımız olmadığı için müspet netice alamayıp boşa nefes tüketmektir.
parliament sinema kulübünün sunduğu pazar gecesi sinemasında buluşmaktı. kames toptan sıkılıp atari de circus, street fighter, mortal kombat oynamaktı. (bkz: kames) (bkz: aduket cekmek) annenin yalan rüzgarını her actıgında cığlıklar atıp evin içinde koşmaktı. (bkz: yalan rüzgarı)
tasoları ütmeyi ögrenmekti (bkz: ütmek) her pazar banyosundan sonra bizimkiler izlemekti. (bkz: kırarım boynuzunu iblis) adam olacak cocukta sorulan soruları cevaplamak 10 puan 10 puan almaktı. oku bakıyım ayıııı diye bagırmaktı. ninja kaplumbagalar daki pembe beyni sıkıp etrafa beyin parcalarının fırladıgını hayal etmekti. mor maskeli donatelloydu. shredder'in yüzününün nasıl olduğuna dair tahminler yürütmekti. gelecege dönüs izlemekti. anaya bak anaya bedel üç beş babaya sarkısını söyleyip kahkahalara bogulmaktı. leblebi tozu yemekti. yerli malları haftasını kutlamaktı. *
90larda çocuk olmak öğrencilerin anneleri yüzünden(kantindeki mallar bayattı, küflüdür,zehirlidir.) okul kantincilerine düşman büyümesidir.
mahalle maçlarında sırf büyüklere yalakalık olsun diye kalenin arkasına geçip uzağa kaçan topları toplamaktır.
sınıftaki kız arkadaşına hayvani derecede aşık olduğun halde:
-ulan tribün sinem'e aşıkmışsın lan doğrumu? auhuah.
-tribün-yok ya nerden çıkardın aq.insan aynı sınıftaki kız arkadaşına bakarmı lan?
diyerekten sınıfındaki kız arkadaşına aşık olduğunu saklamayı delikanlılığın kurallarından bilmektir.
akşam karanlığında saklambaç oynarken saklanmak yerine eve kaçarak ebe olan arkadaşınıza ibnelik yapmaktır.
mahallede aterisi olan şımarık yavşak bebeleriyle sırf 2-3 kere ateri oynamak için arkadaşlık kurmaktır.
ramazan ayında babadan teravih namazına gidecem diye izin alıp diğer fırlama arkadaşlarınızla mahallenin kuytu bir köşesinde içinize çekmeden sigara içmektir.
eve varınca önlüğünü çıkarmadan,aç karnını doyurmadan mahallede 9 aylık oynamaya çıkmaktır.
cebindeki paraya bakkaldan bi şey alamayacağını bildiğin halde bakkala gidip bakkal amca bu paraya ne eder deyip yiyeceğin şeyi bakkalın insiyatifine bırakmaktır.
meybuz yiyenleri, koluna sakızdan çıkan dövmeleri yapıştıranları annenizin yüzünden büyüyünce kanser olacak sanmaktır.
sırf mahallenizdeki kıza yan gözle baktı diye diğer mahallenin çocuklarıyla kavga yapmaya gitmektir.
zar zor aldığınız plastik topla mahallede bir anda krallığınızı ilan etmişken top patlayınca havanızın inmesidir.
super mario, sensible soccer, doom, wolfenstein, krisalis gibi oyunlarla ömrünü yiyip bitirmektir. sokakta power ranger cılık oynamaktır. asım can gündüz'ün gitar reklamlarına maruz kalmaktır. Ve en önemlisi nickelodeon'ın test yayınına maruz kalmaktır.