zamanın getirisiyle beraber olağan olması gereken kültürel değişiklik sonucu nispi rahatlıktır kanımca. ama 60-70-80 den pek bir farkı yoktur çocuk psikolojisi derim yani di mi.
çekirdeğin içini çıkarıp biriktirmek ve toplu halde yemektir 90'larda çocuk olmak.kolanın içine leblebi,fındık,fıstık atıp içmektir.parmak bisküviyi çaya batırıp yemektir bazen ya da bisküvi arasına lokum sokup yemektir.ataridir,susam sokağıdır,tasodur..!
geceleri yattığımızda rüyalarımızı bisikletin süslediği, sabahtan akşama kadar plastik bir topun arkasında koşulduğu, saklambaç olsun, elim sende olsun daha bir çok oyunun oynandığı, gerçek çocuklukların yaşandığı yıllarda çocuk olmaktır. şimdi neslin asla yaşayamayacağı şeyleri yaşamaktır 90lar çocuğu olmak.
- sevdiğin klip çıksın diye kral tv karşısında beklemek. çıkınca abla önde play- back yaparken, arkada dans etmek. (klibe özenip )
- haftasonu harika pazar, elifname gibi magazin programlarını kahvaltı eşliğinde izlemek.
- baba kişisi günlük ped reklamına bakıp 'bu ne reklamı' dediğinde; 'ben de bilmiyorum' demek. (90 larla alakası yok ben küçüktüm)
- sokakta özgürce oynamak, erik çalmak, oğlanlarla maç yapmak... ve daha niceleri.
sünnetliyken 2002 dünya kupasına tanık olabilmektir.
dominik cumhuriyeti maçında babanın,
" ney don büllük cumhuriyeti mi ?! " esprisine tanık olabilmektir.
en beklenmedik kişinin, hayat bilgisi öğretmeninin gözlerinin önünde frikik kullandığını görebilmektir,
kullanmadan önce hazırlık yapıp poz verirken etek arasını görüp hiç bir erotik reaksiyon hissetmemektir.
en güzel ve en masum çocukluktur arkadaşım.
eğlenmek için çok az şeyin gerektiği yılların sonları. şimdi kaç çocuk demir telden tekerlek yapıp koşturabiliyor ki etrafta? ya da iki çocuk paslı da olsa toprağa çivi saplayıp, noktaları birleştirerek rakibin önünü kesme oyununu oynayabilir? stratejiyi, sokakta deneyimleyerek öğrenmiş son nesildir gözümde.
Sokakların caddelerin cıvıl cıvıl oldugu dönemdir.
Power rangerslar , tasolar, bilyeler vardı. Gazoz içilirdi baloncuklar izlenerek.
Gameboy ateri vardı, onu da baban annen televizyon izlemezse eğer ozaman oynanırdı.
Yoktu bilgisayar, ipod, tablet.
Toprağin kokusunu, çamurun tadi bilinirdi, zile basip kaçan son nesildir.
Şimdilerde ne sokakta çocuk sesleri, nede zillere basan bayramlarda kapımıza doluşan ilk kez gördüğümüz çocuklar var.
Sokakların caddelerin cıvıl cıvıl olduğu dönemdir.
Power rangerslar , tasolar, bilyeler vardı. Gazoz içerdik baloncukları izleyerek.
Gameboy ve atari vardı, onu da baban annen televizyon izlemezse eğer ozaman oynardın.
Yoktu bilgisayarlar, ipodlar, tabletler.
Toprağin kokusunu, çamurun tadını bilirdik, zile basıp kaçan son nesildir.
şimdilerde ne sokakta çoçuk sesleri ne de zilimize basan bayramlarda kapımıza doluşan ilk kez gördüğümüz çocuklarin olduğu dönemdir.
- 'en son bahçeler'i yağmalayanlar bu çocuklardı.
- en son mahalle maçı yapanlar da...
- "doğurup doğurup sokağa salıyorlar" denmeyen son nesildi; o zamanlar sokağa inmeyen çocuk yoktu.
- sanıyorum dönem ödevi için kütüphaneye giden son çocuklar da, 90 çocuklarıydı.
"okuldan eve gelince hazır sofraya oturan son çocuk nesli de bunlardı".
daha sonra anneler hep çalışmak zorunda kaldı;
sofra hazırlamak da çocuklara...
birileri yahut bir şeyler;
daha doğmamış çocuklarımızın
oyunlarını bozdu; hala bozuyor...
atarinin esiri olup uzun yaz tatilleri boyunca güneş yüzü görmeden, doğru dürüst yemek bile yemeden televizyonun karşısında gözlerini öldürmek demektir. evet öldürmek.