çanak çömlek patladıııı diye çığlıklar atmak. gecenin bir yarısı hem de. şimdikileri dışarı çıkartamıyorsun, biz eve girmezdik. ekmek arası yiyip doyururduk karnımızı sokakta. öyle sevmezdik eve girmeyi.
Kaldırım taşlarından kale yapıp mahallenin yaşlılarını çileden çıkarana kadar top oynamaktır.
Ulan kaç sene geçti hala unutmam. Mahallenin imamı her gün küfür edip kovalardı bizi. Top oynamayalım diye korkutur dururdu. Hatta Bir gün kafamıza çay dökmüştü ibine.
Ne oldu peki? El kadar çocukları küfürbaz edip gittin. Yazık lan.
akşam ezanı okunduğunda "anne bi 10 dakika daha." demektir. Adaptör ısındığında atariyi kapatmaktır. Sokakta Maç yaptıktan sonra anneden salçalı ekmek istemektir. Sinek ilacı atan kamyonetin arkasından koşmaktır. Sabahları sobada kızaran ekmeklerin kokusunu çekerek uyanmaktır. Köpükten silah yapıp çatışmaktır. Nadide sultan ile ilgili hayallar kurmaktır. Ozmoyu izlemektir of of.
bilgisayar başında olmayan, ömrü sokaklarda ve mahalle aralarında koşturarak geçmiş nesilin bileceği şeydir. diz kapakları yara olmuş, kabuk bağlayamadan tekrar yara olmuş, uçurtma uçurmuş, okuldan koşa koşa gelip pokemon a yetişmeye çalışmış, silgi tozları biriktirmiş, kokulu silgi/lastik kalem kullanmış, arkadaşlarının hatıra defterine "sepet sepet yumurta, sakın beni unutma" yazmış, kolanın içinde çekirdek biriktirmiş, apartman zillerine basıp kaçmış, taso oynamış, günde 10dan fazla meybuz yemiş, sakızlardan çıkan yapıştırmaları tamamlayıp mikasa futbol topu kazanmaya çalışmış, annesinin deli gibi rosalinda izlediği dönemlere denk gelmiş çocuklardır.
en garip tarafı, 90larda çocuk olan herkesin kendi kendine bulduğu şeyleri aslında tüm çocukların yapıyor olmasıdır. arkadaş kendin icat ettin sanıyosun, bi bakıyosun herkes yapıyormuş meğersem. kafa o zamanlar acayip koordine çalışıyormuş. insana "her çocuğun kafasında sanal ağ mı varmış ki" diye düşündürtüyor zira.
meybuz yemek. bakkal kültürünü daha sağlam yaşamış olmak. sokaklardan eve girmemek. pokemonu yaşamak. bi kız olarak bile taso oynamak. 2001 yılı deyince direk Kemal Derviş'i hatırlamak. haberlerde kriz bitti denilince krizin bi günde biten bi şey olduğunu sanıp dans etmek. sıkıntıdan yeni oyunlar geliştirmek(bilgisayarımız mı vardı sankim)vs vs.
edit:ha bi de bayramda şeker toplamak. şimdi kaldı mı öyle azizim...
Flash tv de gerçek kesit izleyip gerilmektir.
antenin yetersizliğinden dolayı kanal d ve show gibi kanalları karıncalı, siyah-beyaz izlemek veya hiç izleyememektir.
atari başından kalkmamak, atari salonlarında street fighter için sıra bekleyip aduket çekmeyi öğrenmek, taso biriktirmek, ilaçlama arabalarının arkasından koşturmak, sokakta akşam saat dokuza kadar terli terli futbol maçı yapmak ve eve geldiğinde de bir ton azar işitmektir.
burak kut, mansur ark, tayfun duygulu, Ah Canım ahmet, of aman nalan, demet sağıroğlu şarkılarıyla büyümek demektir. Okul önlerinde satılan leblebi tozlarından almak, meybuz yiyebilmek, içinde renk renk oralet olan uzun plastik çubuklar, tadelle'nin verdiği fırfır yapıp havaya atınca süzülerek aşağıya inen oyuncak ile tanışmaktır. Semt pazarlarında satılan plastik ve masmavi arabayı alabilmek için 2 hafta harçlık biriktirmektir. En önemlisi; duyguları saf yaşayabilmektir. Ayrıca dönemin insanları daha özgür olduğundan dolayı isteyen içer, isteyen cami'ye giderdi.
Bilgisayar kullanmaya windows 1.0 ile başlamıştır. Windows 95 ya da 98'e gelindiğinde, telefona bağlı 56k modem çilesi çekmiştir. Daha google, facebook,twitter ve diğer afyonlar olmadan,internete girmiştir. Mirc, icq kullanmak önemlidir. Age of empires oynayarak, gecelerini geçirip, kafayı yemiş nesildir. Tetris, o zamanlar çok önemliydi. Daha neler neler!.. Efkarlandım ve kendimi yaşlı gibi hissettim.
ergenliği türk filmleri ve brezilya dizileri izleyerek geçmiştir.
bilinçaltına da o filmlerdeki pembe dünyalar işlemiştir.
ölene kadar birbirini seven tutkulu aşıklar, her daim iyi olan insanlar ve kötülerin en sonunda iyi insan olması sadece filmlerde kalmıştır.
günümüzde 20'li 30'lu yaşlara gelen bu grup hayatın filmlerdeki gibi olmadığını anlayarak çok büyük hayal kırıklığı yaşamıştır.