Sokakların caddelerin cıvıl cıvıl oldugu dönemdir.
Power rangerslar , tasolar, bilyeler vardı. Gazoz içilirdi baloncuklar izlenerek.
Gameboy ateri vardı, onu da baban annen televizyon izlemezse eğer ozaman oynanırdı.
Yoktu bilgisayar, ipod, tablet.
Toprağin kokusunu, çamurun tadi bilinirdi, zile basip kaçan son nesildir.
Şimdilerde ne sokakta çocuk sesleri, nede zillere basan bayramlarda kapımıza doluşan ilk kez gördüğümüz çocuklar var.
eğlenmek için çok az şeyin gerektiği yılların sonları. şimdi kaç çocuk demir telden tekerlek yapıp koşturabiliyor ki etrafta? ya da iki çocuk paslı da olsa toprağa çivi saplayıp, noktaları birleştirerek rakibin önünü kesme oyununu oynayabilir? stratejiyi, sokakta deneyimleyerek öğrenmiş son nesildir gözümde.
sünnetliyken 2002 dünya kupasına tanık olabilmektir.
dominik cumhuriyeti maçında babanın,
" ney don büllük cumhuriyeti mi ?! " esprisine tanık olabilmektir.
en beklenmedik kişinin, hayat bilgisi öğretmeninin gözlerinin önünde frikik kullandığını görebilmektir,
kullanmadan önce hazırlık yapıp poz verirken etek arasını görüp hiç bir erotik reaksiyon hissetmemektir.
en güzel ve en masum çocukluktur arkadaşım.
- sevdiğin klip çıksın diye kral tv karşısında beklemek. çıkınca abla önde play- back yaparken, arkada dans etmek. (klibe özenip )
- haftasonu harika pazar, elifname gibi magazin programlarını kahvaltı eşliğinde izlemek.
- baba kişisi günlük ped reklamına bakıp 'bu ne reklamı' dediğinde; 'ben de bilmiyorum' demek. (90 larla alakası yok ben küçüktüm)
- sokakta özgürce oynamak, erik çalmak, oğlanlarla maç yapmak... ve daha niceleri.
geceleri yattığımızda rüyalarımızı bisikletin süslediği, sabahtan akşama kadar plastik bir topun arkasında koşulduğu, saklambaç olsun, elim sende olsun daha bir çok oyunun oynandığı, gerçek çocuklukların yaşandığı yıllarda çocuk olmaktır. şimdi neslin asla yaşayamayacağı şeyleri yaşamaktır 90lar çocuğu olmak.
çekirdeğin içini çıkarıp biriktirmek ve toplu halde yemektir 90'larda çocuk olmak.kolanın içine leblebi,fındık,fıstık atıp içmektir.parmak bisküviyi çaya batırıp yemektir bazen ya da bisküvi arasına lokum sokup yemektir.ataridir,susam sokağıdır,tasodur..!
zamanın getirisiyle beraber olağan olması gereken kültürel değişiklik sonucu nispi rahatlıktır kanımca. ama 60-70-80 den pek bir farkı yoktur çocuk psikolojisi derim yani di mi.
90larda çocuk olmak tasodur, miskettir, patlayan şekerdir, yumiyumdur, top alabilmek için bira şişesi toplamaktır, yön tuşu bozulan atari kolunu eriterek tamir etmektir, sanal bebektir. 90larda çocuk olmak internet, bilgisayar oyunu gibi uyuşturuculardan uzak esas manada çocukluğunu yaşayan son nesil olmaktır.
bi sanal bebek vardı. az mı doyurdum şerefsizi. o zamanlar yedi buçuk ile on milyon arasında değişirdi fiyatı. şimdinin parasıyla on beş, yirmi lira. tabi çok paraydı bizim için. yalvar yakar aldırırdık anne-babamıza.
ne günlerdi be.
Tsubasa izleyebilmek için sabah 6'da ayakta dikilmek, mahallenin uçurtmacı abisine bedava uçurtma yaptırmak için su kamışı aramak, taso oynarken eli yere sürtüp yara bere etmektir.
bi de rakibin tüm tasolarını ele geçirdikten sonra rakibe bi tane borç verip, elimizdeki tüm tasoları kaybetme durumu vardır, lakin bunun konumuzla alakası yoktur.