Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz, onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi, en fazla saçlarımızdan çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık.
Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık.
Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık.
Azar işitip, acillere taşınmazdık. Düşerdik ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik. Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik.
Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim.
Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki. Komşumu tanımıyorum ama evinin camında, temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum.
Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem.
Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece; bilmem kaç kuruş hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri.
Evlerimiz var, içinde yaşayan yok. Parklarımız var, içinde oynayan çocuk yok.
Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar, ışıl ışıl vitrinler, girip çıkan yapay insanlar...
Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz...
Tahta iskemlelerimizde oturan yaşlılarımız, onlara dede, nene diye
hatırını soran çocuklarımız yok oldu.
Ben kapılarında 'vale'lerin, 'bady'lerin beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir.
Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp, taksidini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana.
Benim değildir bu kültür.
Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder..
Nedir bunlar?
Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk.
- simovic' i galatasaray' ın yeni sezon posterinde göremeyince hüngür hüngür ağlamaktır.
- kibar feyzo, kral tanju, şeytan rıdvan' ın golleriyle büyümektir.
- sokakta oynamak için evden çıkarken ' terli terli su içme ' uyarısıdır annenin.
- voltran' ı izlemek için cumartesi sabahları erken kalkmaktır.
- babanın elden tutup texas, tommiks, zagor, yüzbaşı volkan almaya götürmesidir.
- balkondan balkona komşularla sohbet etmektir.
çocukluğunu yaşayan son nesildir 90 lı çocuklar.
-3 korner bi penaltıdır
-iki kardeşin aynı takımda olmamasıdır
-para olmayınca eskiciye bişeyler satmak(yapan varmı bilmem ama biz yapardık )
-atari oynamak*
-balkondan "eve gel artık" diye seslenen anneye "tamam geliyorum" deyip oyuna devam etmek
-marketlerin, alışveriş merkezlerinin, cep telefonlarının, bilgisayarların olmadığı bir zamanda büyümek
-sokaklarda oynamak
-ramazan bayramında kapılara gidip bayramlarını kutlamak*
dünyaya bir daha gelsem,yine 90'larda çocuk olmanın hazzını tadardım.ha o zaman dünya çok mu iyiydi,hayır!ama insanlarda samimiyet vardı,dostluk vardı,azla yetinmeyi bilen bi nesil vardı,şimdi ise her book var!.
bakkala ekmek almaya gitmek,
olacak o kadar,
gerçek kesit,
koalisyon
atari oynamak,
akşamları arka taraftaki boş arsada multipleyer maç yapmak,
şirinler,
ninja kaplumnbağalar,
kız kaçıran, torpil.
beslenme çantamın kokusunu özledim. plastik kokusuna karışmış, elma,bisküvi,ekmek arası domates ve peynir kokusunu,saçma salak muhabbetler ettiğim arkadaşlarımı,çok bilmiş ve kaba fakat çok özlediğim ilkokul öğretmenimi, her sabah uyanırken sanki silah zoruyla gidiyormuşçasına isyan ettiğim, uyandığımda "allah belasını versin şu okulun.." nağmeleriyle,kıçımın dökemediği pirelere bile mukayese etmeksizin kadar değer verdiğim yatağımdan çıkmayı,mahallenin sonundaki duvarın delik deşik tellerinden geçerek bahçesine indiğim binlerce öğrencinin koşup, koridorlarını leş gibi ter kokuttuğu o yerinde yeller esen beton yığınını bile özledim ben bu akşam...
şimdi ise o saçma sapan anlamsız gelen günleri özlemekle ve o günleri hayal etmekle yetinmekteyiz bir çoğumuz. esas boş vakitleri, yıllar önce saçma gelen vakitleri geçirerek yaşıyoruz hepimiz. o dolu dolu geçmesi gereken, her anını yaşamaktan keyif aldığım vakitleri,defterimi alıp "benim olduuuu kiie" diyen sınıfın hiperaktif çocuğuna inat avazım çıktığı kadar bağırıp kavga edip defterimi geri kazandığım,disiplinlik olup güngür hüngür ağlama numarasıyla yırttığım "dolu dolu" geçmiş yılları düşünmekle geçiriyorum bu gece vaktimi.. ve esas şuan yerinde saydığımı hatırlattırılıyorum beynim tarafından kendime.
o zamanlar anlamlı olan şeyleri düşünmenin ne anlamı var ki ? -hi̇ç.
ne arıyoruz hala bu kullanılmış eski zamanlardan, 90'lardan,şarkılardan,anılardan,sohbetlerden... ?
-kıymetlenen zaman geldi geçti .
yerine gelir mi ?
-kıymetlendirenlerin kimi yaşıyor, kimi göçtü.
tekrar bulunur mu?
-kıymet bilemeyen salak hala aynı kafada.
adam olur mu ?
bunların hepsi saçma salak şeyler oğlum. anneannelerin,teyzelerin,amcaların,nenelerin güleceği parodilerden ibaret yazılar,hikayeler bunlar. yapacak birşey çok. hadi artık birşeyler yapmaya... hayal kurmaya ; "kısa1mola