Gerçek sokak kültürünü,çocukluğunu ucundan kıyısından da olsa yakalamış olmak demektir.Geri gelmeyecek ve bizden sonrasının da malesef yaşayamayacağı yıllardır.Güzeldir ,özlenilesidir.
yumiyumdur.
mıknatıslı balık ağzı ve oltalı oyuncakla balık tutmaktır.
leblebi tozunu ağza doldurup konuşmaktır.
tasolarla yapılan ütme savaşlarıdır.
pokemon hayranı olmak, bütün yaratıkların adını ve niteliğini ezbere bilmektir.
polo şekeridir.
ağızda patlayan şekerlerin hepsini ağza boca etmektir.
el tetrisiyle rekor kırmaya çalışmaktır.
haylayf bisküvi hayranı olmaktır.
su fışkırtan yüzüklerdir.
toplu iğneyi elimize saklayıp karşndakinin eline selamlaşmak suretiyle batırmaktır.
silikon gözlerle gözüm çıktı bayat esprisiyle oyalanmaktır.
ozmo'yla ingilizce setlerini okumaktır.
birde mahalle maçlarımız vardı unutmayalım. sanıyorumki kurallar hala aynı değil ; hatta dışarda top oynamak yerine bilgisayarlardan online bi şekilde oynuyor yeni nesil.
-üç korner bir penaltıydı
-en iyi oynayan iki kişi aynı takımda yer alamazdı
-maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.
-abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip küfür edilirdi.
- maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.
-anne-baba çağırınca maç biterdi.
-topu patlatan parasını öderdi
-takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, adım almayı iyi bilenindi.
-kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe açılsana 3 kere sektirdim derdi rakip açılırdı.
-top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse işetilirdi
-penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.
-frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin kocaman 3 adım atmasıyla belirlenirdi.
-top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.
-gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse gol yiyen takım 360 derece dönerek durumu kabullenirdi.
-eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: adamın devam ediyor. derdi.
-atan alır mevzusu vardı. eğer top kime çarpıp abuk zubuk biyere kaçmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.
-eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa kale çizgisinde yere yatılarak topa kafa vurulurdu.
kızlar kızlar çık oynamaktır.
pasoların anasını ağlatmaktır.
akşam ezanına kadar sokakta sınırları zorlamaktır.
Babamın arabasını köşede görünce koşa koşa eve koşmaktır.
Bilgisayar başında oturan nesilden kıl payı kurtulmaktır 90lı yılların çocukluğu.
Oyun için değil patlayan şekerler ve meybuz için para almaktır aileden.
tusubasadır.
ataridir(micro genius)
süheyl - behzat uygur, söz fatoda, olacak o kadar izlemektir.
kolasına alman kalesi oynamaktır.
çöp tenekelerinden kale yapıp mahalle maçı yapmaktır.
topuğu yere basınca ışık yanan spor ayakkabısıdır.
.
.
.
çok şükür ki metin2 değildir. kayu veya benten de değildir.
milenyumu heyecan içinde beklemek
kemal sunalın ölümüne üzülmek
elindeki tüm parayı meybuza yatırmak
serdar ortaç ebru gündeş hayranı olmak
güzeldi lan o yıllarda çocuk olmak.
sevilen klipler kanalda çıksın diye beklemektir.
pazar akşamından sonraki pazar akşamına kadar temiz kalmayı başarabilmektir.
çılgın bediş'i izlemektir.