hele küçük bir yerde geçmişse o çocukluk yılları, çocukluk arkadaşlıkları tadından yenmez. herkes birbirini tanır, her çocuk mahalle takımına girer, akşam karanlığı çökünce hep beraber saklambaç oynanır, birdir birin tadı ayrı olur çocukluk arkadaşlarıyla..
önceleri susam sokagiyla hayal dünyasında ilk atılımlarını yapan sonra dragon ball... gibi animelere ruhunu adayan, sokaklarda power rangers ın kendine seçtiği bir rengiyle at koşturan, doktorculuk yerine power rangers'ın karton maskeleriyle kahramancılık oynayıp dünyayı kurtaran cengaver çocuklardır. hayal gücünü bizzat oynayarak geliştiren son nesildir. günümüzde yok böyle çocuklar artık azizim; zira artık sanal dünyanın kapıları ardına kadar aralanmış miniminiler için....
özlenen, masumiyet kokan, keşke hiç bitmeseydi denen dönem.
oraletleri çay tabağına koyup yemek,
leblebi tozu yerken her defasında boğulma tehlikesi geçirmek,
yüksek bel kot pantolon faciasıyla yaşayabilmek,
cuma akşamları show tv de dadı yı seyretmek,
merdiven basamaklarına kilim serip oyuncak bebeklerle oyun oynamak,
kumdan, topraktan pastalar yapmak, adam olacak çocuk programını izlemek...bla.. blaa..bla..
Kızlar halley ambalajını evirir, çevirir, buruşturur gözlerinin altına sürerlerdi. Erkekler de tabanca yerine sapanla oynardı. Nerde o eski bayramlar diyebilecek son nesildir belkide 90 larda çocuk olanlar.
parliament pazar gecesi sinemasını dört gözle beklemek(çok şey anlıyomuş gibi), lcw'nin pahalı olduğu dönemde annenin o marka tişörtle sokağa çıkarmaması, sokakta oynanan dansa davet oyunu, abinin zoruyla freddy izleyip gece uyuyamamak, abinin izlediği tutti frutti sayesinde para kazanmak(annemlere söylersen gebertirim seni), süper mario oyunu, pazar sabahları oynayan lessie dizisi, alf, uğur getirsin diye alınan troll bebekler, su mataraları, silgi artıklarıyla yeni silgi yapma çabası(milan silgiler), yerli malı haftası...
kasetler(cd, dvd, mp3 ne demek, kaseti koyardık, kasetçaların bazen pili biterdi, al eline kalemi sar başa kaseti)
özel kanallar(arkadaşlar arasında "star sizde çekiyor mu lan, biz de ayna gibi" diye hava atmak)
mahalle maçlar, 31, dokuz aylık, tek vuruş oynamak(anlatılmaz yaşanır)
resmi kurumlar da gördüğümüz küçük, siyah ekran, yeşil fontlu yazan bilgisayarlar(bakmaya doyamazdım, ne güzel yazıyorlardı öyle)
borsa, milyoner oynamak(şimdiki monopoly da neymiş, bizim borsamız vardı, heyy heeeey)
commodore 64, amiga 500, siyah kutu ateri(bugün teknoloji gelişti daha kaliteli oyunlar var ama, gelin görün ki o tadı vermiyor bee)
daha neler neeeeleerr
kendini çok şanslı hissetmesi gereken bir nesildir bence,power rangerı,hayalet casperı,tsubasa sı,hemani,zeynası,herkülü... daha ismini hatırlayamadığım pek çoğu o dönemde yaşadı,bugünlerde öldü.Sahi bi Susam Sokağınız vardı sizin ona ne oldu?kurabiye canavarını bile özledim be,parayla pulla ölüçelemez o günleri tekrar yaşamak.
Sadece tv'mi ya müzikler;bugünlerin fena halde yozlaşmış pop müziği ozamanlarda dolu dizgindi,hakan pekerler,çelikler,izeller,grup vitaminler... daha ismini hatırlayamadığımız o gün yaşayıp daha sonra bence çok büyük işler yapacak albümler,o zaman müzik bir başkaydı,bugün ki mp3 yoktu,herkes delikanlıydı,üretkenlik vardı.Kısacası bugünün gençliğine baktıkça üzülüyorum,bize nasip olan pek çok şeyden yararlanamadılar ve belki de bilgisayar ortamına,msn'e,knightlara çakılı kaldıkları sürece daha da yozlaşacaklar,korkum ondan yani.
Teybin önüne oturup saatlerce kendi kendine konuşarak radyo programı yapmak, fakat arka fondan gelen, annenin "Hadi yemeğe geeell" sesiyle saatlerdir kayıt yapılmaya çalışılan kasedin boşa gittiğini düşünüp yıkılmak.
15-16 sene sonrasında bokunu iyiden iyiye çıkartarak çocukken yaptıklarını her an sağa sola anlatacak ve "ah 90'lar" diyecek bir birey olmaktır. hani 2010'lara gireceğiz de şu 90'ları bir bitiremedik arkadaş, öyle bir dönem gelmemiş de bir daha da gelmezmiş miş. türkiye açısından en karanlık dönemlerdir 90'lı yıllar, daha karanlıkları da geliyor gerçi. 90'larda bosna'da çocuk olmak vardır bir de daha dikkatlice incelenmesi gereken...
simit denen süper keyifli ve süper insanlık dışı oyunu yirmi kişi oynamaktır. göt korkusu nedir orada öğrenmiştim ben, bütün gaddar piç kuruları tekmelemeye koşunca nasıl lycanthrope olunur daha iyi anlıyor insan. ayrıca ciğerleri de geliştiriyor baya.