flüt gibi şekerlerden yemektir . bunların rengi turuncudur altında çubuğu vardır çekip ittikçe ses çıkarır, tek kötü tarafı şeker bitince flütün fonksiyonunun kalmamasıdır. **
3 korner 1 penaltı kuralını benimsemektir. Mario oyununda tüm tuğlalara düşmanmışcasına tek bir tane bırakmadan kırmaktır.
Bisikletle olsun, yaya olsun... Kız, erkek karışık tüm mahalleler arası hırsız-polis oyununa aşık olmaktır.
Sobanın üzerinde pil doldurmak, ekmek, kestane ya da portakal kabuğu kızartmaktır. Ah Canım Ahmet'in şarkısını dillerre dolamaktır. Aynı şekilde Mustafa Sandal'ın ''Onun arabası var'' şarkısını bağıra bağıra söylemektir.
Yerden sopa bulup, onu direksiyon gibi kullanarak otobüsçülük oynamaktır.
Anne kişisi ezan okunduğu zaman sizi eve çağırdığında, ''anne ne olur biraz daha'' diye ricada bulunmaktır.
Oyunu, çocukk olmayı, arkadaşlığı, paylaşmayı... Kısacası herşeyi son demine kadar yaşamaktır.
ilk özel tv yi izleme şansı olan,
80 lerin buhranını yaşamamış,
susam sokağında kırpık ve hakan abi ile tahsin amcayı izlemiş,
bizimkiler dizisinin ilk bölümlerini gören,
perihan ablayı gerçek sanan, parlement sinema kulübünün müziğini ertesi gün okul olduğunu da bilerek hüzünle dinleyen,
faili meçhul cinayetleri ve ekonomik buhranları çocuk gözüyle seyreden, memleketin yaşadığı dönüşümü seçebilen, arada kalmış bir dönemin talihsiz çocuklarıdır.
'Tanıdıklarınla iletişim kurmanı ve hayatında olup bitenleri paylaşmanı sağlayan sosyal araç.' olarak tanımlanan sitedeki gereksiz binlerce gruptan biri.
ellerim toprak içinde kaldıgı zaman, ben hep çocuk kalıyorum..
camurdan yemek yapılırdı; mahalle aralarında oynanan evcilik oyunlarında.
yasamın içindiydi sokaklar; apartman cocuklugundan öteydi her sey. insan olmayı, aile olmayı, kurnazlıgı ve cakallığı, hepsinden öte masumıyet vardı hep; o yüzündeki toz izlerinde..
farklı bölgelerde, farklı evlerde ama her insanın paylastıgı duygu; 90larda cocuk olmayı basarabilmek..
sobalı bi evde camasır kokusu içinde banyo yapabilmekti; şimdi gözlerimizi doldurup bu satırları yazdıran..
yılbası geceleri tek kanala mahkum olup trt nın cıkardıgı dansözü beklerken tonbola oynayabilmekti; o günü değerli kılan..
sene boyu dönem döçnem pek çok oyun oynamaktır. tasonun, misketin, futbolcu kartlarının koleksiyonlarını yapmak, araba lastiği yuvarlamak, arkadaşının bisikletiyle bir tur atmaktır...