90 larda çocuk olmak

entry2067 galeri155
    1907.
  1. 1906.
  2. Pazar günü banyo yapmak, Çıkışında şahane pazarı izlemek, mahallede oynanan oyunlar, komşuluk ilişkilerinin kuvvetli olması, ışıklı ayakkabılar, lc waikikinin maymunlu logosu...
    1 ...
  3. 1905.
  4. 1904.
  5. 1903.
  6. mahallede diğer çocukları taş atarak kovalamaktı.
    2 ...
  7. 1902.
  8. evde bilgisayar başında geçmeyen çocuklukdur.
    2 ...
  9. 1901.
  10. Biraz onun arabası vardı.biraz pazar banyolarıydı.biraz taso için ölümüne cips yemekti. Biraz bayram sevinçleriydi.biraz sevgi biraz kardeşlikti birlik beraberligin en güzel halleriydi. 90lar güzelmiş her seyiyle özelliklede kapten ve akıldan silinmeyen şarkılariýla.
    1 ...
  11. 1900.
  12. leblebi tozu alıp, içinden çıkan ele takılıp tokalaşırken su fışkırtarak şakalar yapmaktır.
    0 ...
  13. 1899.
  14. Türk popunun en güzel çağına denk gelmektir.
    3 ...
  15. 1898.
  16. yuvarlak, küçük, kese kağıdı rengi kasede toz leblebi alıp, öksürmektir.
    1 ...
  17. 1897.
  18. Küçüktüm ama bazı şeyleri hatırlıyorum.
    içinde bulunduğum çocuklar grubu.
    1 ...
  19. 1896.
  20. Mallıktır. Hugo ve pokemon izlemiş nesildir. Allah bilir bunlar ileride ülkeyide yönetir. Seni seçtim pikaçu.
    1 ...
  21. 1895.
  22. Sozlukteki kucuk kardeslerimiz en fazla 5 6 yasinda olduklari icin tam anlamiyla hatirlamadiklari donemdir. Ne guzel tvde raki icilirdi be. Oh mis.
    0 ...
  23. 1894.
  24. Sokaklardan çocuk sesinin eksik olmaması,yazın yenen dondurmanın güzelliği, aile gezmeleri, cipsten çıkan taso patlayan şeker ne demek bunları bilmektir
    3 ...
  25. 1893.
  26. Asla seksenlerde çocuk olmak değildir. Çünkü doksanlarda çocuksunuz.
    (bkz: espri)
    3 ...
  27. 1892.
  28. sakızdan çıkan dövme vardı o zamanlar.yapıştırırdık kolumuza, matah bir şeymiş gibi.
    silikleşince eşeğin götüne benzerdi ama yine de güzeldi.
    annelerimiz, kansolojen olduğundan ''çıkar onu mikrop kapacaksın'' da derdi bir zamanlar.
    sonra biz çok büyüdük lan.
    7 ...
  29. 1891.
  30. Top oynarken komşunun camına vurup su istemektir.
    1 ...
  31. 1890.
  32. 90 larda çocuk gibi çocuktuk.
    Koşar oynardık mahallede.
    Bir sürü top oyunları,ip atlama,çeşitli arkadaşlıklardı bana göre..
    Cino hala olsa da pek yüzüne bakan yok ama biz çocukken bakkaldan almak için can atardık favorimiz idi o sarı paket.
    Biz cipsi içindeki taso vs. için yerdik.
    iletişimin en yoğun olduğu yıllardı öyle elimizde ıphone yoktu ve daha bir mutluyduk plastik sahte telefonlarımız vardı arıyor gibi yapardık.
    Yonca Evcimik 'in abonesi
    Çelik'in ateştesi.
    Dizilerde daha bir ahlaklı aile dizileriydi sanki.Mesela Süper Baba.
    1 ...
  33. 1889.
  34. Güzeldi bee 90 lar.

    dostluklar samimiydi.dostlardan
    tek çıkarımız silgi,kalemdi.
    çocuktuk sıcakta top oynar ilk evin zilini çalar su isterdik.
    onlarda kimin çocuğu olduğunu bilmeden verirdi suyu.

    çocuktuk,hafta sonu harika pazarı sevmezdik çünkü bilirdik ki okul zamanı geldi,doğru yatağa..

    parlament sinema kuşağı filmlerini en fazla 20-30 dk izleyebilirdik.

    tasolar,misketlerimiz vardı bizim,
    tablet nedir bilmedik,pesi tanımadık,bilgisayarı rüyamızda görmezdik.

    vay be 90 lar....
    1 ...
  35. 1888.
  36. küçüktüm o zamanlar. kapımızın önündeki sokak; esnaflarla doluydu. bizim oturduğumuz apartmanın altı bir kasaptı: çankayalar ve köşede hacı market vardı. onun yanında başka bir kasap: kalaycılar. onun karşısında hasan hüseyin parfümeri, en sevdiğim çikolata fındıklı ikramdı. hırdavatçı ünal amcayla karşısındaki ünallar mağazası sahibi iki amcanın birbiriyle hiçbir benzerliğini bulamıyordum. biri uzun ve sıskayken, diğeri esmer ve bıyıklıydı. hırdavatçı uzun olandı ve daha zengin olansa bıyıklı amcaydı. onlar beni tanırdı. musti berberde çalışan çıraklar her ay değişiyordu sanki ve her tıraş olduğumda içerdeki amcalar bana kurt işareti yaptırırlardı. tanımadığım insanların isimleri geçerdi, erbakan mesut yılmaz ve benden önüme koydukları iki seçenekli sorulardan her seferinde yapmamı bekledikleri tercihleri genelde kurt olmamı isteyenlerin mimiklerinden yola çıkarak seçerdim. büyüyünce hilale değil kutra oy vercekmişim.. dediğimde içeride yükselen kahkaha seslerine karşılık öhhööm olmaaadı yeğenimm gibileri de çıkardı ve ben iki arada bir derede kalmışken yeni çırak ensemdeki saçları alırken her seferinde canımı acıtırdı. arada yandaki kahvede teyzemin tasvip etmemesi sebebiyle sadece kartları izlemekle yetinen eniştem gelir ve bana çikolata mikolata değil direk para verirdi, kendince hoş bir tarzı vardı. teyzemlerim durumu iyi sayılırdı, bir lokantaları vardı ve tüm ilkokul hayatım boyunca her sabah okula giderken teyzemin oğlu yunus ve onun amcasının oğlu emrullahla döner yiye yiye okula giderdik. teyzem ah teyzem! annemin kafasını nasıl da yıkardı. ne severdi gösterişi; o zamanlar çocuklarına aldığı üst baş, şimdi yeni evine aldığı koltuk takımı.. bayram alışverişleri tam bir curcunaydı ve çalışmalarına 2 ay önceden başlanırdı. ünallar da en az elören, çiftçiler, burgazlar, aydoslar kadar şehrin en fiyakalı, en marka yerlerinden biriydi o zamanlar avm falan yoktu ve biz hepsini tek tek gezerdik, daha adını hatırlayamadığım bir sürü mağaza.. garipti 90 lar; taso vardı mesela. sonradan digimon migimon çıktı eski tadı da bulamadık haliyle. power rangers en sevdiğim ateri oyunumdu, turuncu kasetiyle adete diğerlerinin arasında parlardı, anaokulundan arkadaşım şeyma bir gün bize geldiğinde çaldı götürdü; ama hiçbir zaman ona sen aldın işte bu sizin evdeki turuncu kasetin benimkinin kaybolmasının ardından burada çıkması tesadüf olamaz diyemedim. üstelik hevesimi bile alamamışken, sana ne kadar güzel bir oyun olduğunu gösterip heyecanımı paylaştım diye bunu bana yapmaya hakkın var mıydı, diyemedim. ve bazı cumaları babam namazdayken onu beklemeyip koşa koşa anaokula kendi başıma gittim diye az azar işitmedim.

    az mı misket oynadık, babamız bize bisiklet sürprizi yaptığında az mı mutlu olmadık, düştük, koştuk başka mahallelere gidip yeni oyunlar öğrendik, saklandık, top oynadık, yüzdük, yaralandık, atladık zıpladık, bağırdık çağırdık, koleksiyon yaptık, çizgi film izledik, günü geldi ninja kaplumbağalara günü geldi başka bir savaşçıya özenip tahta sopalarla kılıç kuşanıp, kendimize ok yaptığımızda miladımızı tamamladık, bütün şehrin sahibiydik o zamanlar; ama bazıları sapan yapıp kuş avlamayı seçti, bazılarına ise matematik kaldı geriye. gibi, yıllardı. şimdi doğal olan sade ve güzel olan ne varsa unutulup gitmiş, gibi.
    1 ...
  37. 1887.
  38. son 5 senesine yetişebildiğim dönem. o 5 yıllık zamanı yaşadığım için şanslı sayıyorum kendimi. 2000 sonrası nesil çok şanssız. biz evdeki 5-10 kuruşları toplar 25 kuruşa ekmek alıp bölüşürdük. şimdiki çocuklar harçlıkları toplayıp ortak çar için item kasıyor. ne olursa olsun, çok şanslıydık biz. gelecekteki çocuklarıma acıyorum.
    0 ...
  39. 1886.
  40. bunun da ayrı bi tribi var, he. neyse, her akşam sinek ilacı sıkan araba gelirdi. mahalledeki çocuklar da sinek ilacının o sis bırakan zehirli dumanının içinde çığırtıp; yetmezmiş gibi o arabanın peşine takılırdı.

    90'lara ait hatırladığım en net olay.

    dün baktım, sinek ilacı sıkan araba gelmiş akşam yine. ama artık o sis, duman çıkaran ilaç yok...
    zaten sokakta çocuk da yok.
    2 ...
  41. 1885.
  42. son 5 senedir iç şişiren samalıklar bütünü. iki tane programda "ay çok egzatriiiik" diye goygoyu yapıldığından beri "demode" değil "özlenen şey" sıfatına layık görülmüştür. bana 90lar ve oldies goldies temaları havalı kulüplerde 3-5 şarkılık konsept partiler için yeterli gelmektedir.
    0 ...
  43. 1884.
  44. sokakta gece yarılarına kadar saklambaç oynamak,ip atlamak,seksek oynamak.dönme dolapçının gelmesini beklemek.peçete koleksiyonu yapmak.iğde ağacına tırmanmak. salçalı ekmek yemek.
    Off çok özledim çocukluğumu.
    0 ...
  45. 1883.
  46. sokakta büyümektir. bizim zamanımızda pedofili yok muydu yoksa biz mi duymazdık bilmiyorum ama benim şimdi çocuğum olsa sokağa salmam. sokağa salsam bile balkondan sniper rifle ile korurum o derece manyak kaynıyor etraf.

    (bkz: özgecan)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük