mahalle maçlarında pis burun vurup gol kralı olmak, tribünlerdeki sokak köpeklerine artistik çekip, teknik direktör mahalle bakkalından azar işitmektir kısaca.
milenyumu görmek , hissetmek . kolay mı lan 1000 yılda bir . büyük abiler , varlıklı çocuklar beyblade alırken bakkaldan topitopun yanında verdiği mekanik topaçla oynamak .
2000' li yıllarda genç olup o güzelim çocukluktan çıkmaktır.
meşe oynamak,
saklambaç oynamak,
yakar top oynamak,
9 aylık oynamak,
bizimkiler
a takımı
görevimiz tehlike
kara şimşek
karate kid izlemek
jurassic parc,
geleceğe dönüş *
rocky *
rambo *
clementine
heidi
ninja kaplumbağalar,
beverly hills,
tom ve jerry,
sevimli hayalet casper,
seker kız candy,
heman,
transformens *
voltran
kayıp dünyalar *
susam sokağı
alf
tsubasa
atari kasetleri
vcd olmadığı için film kasetleri
mp3 player olmadığı için wolkman' e hayran hayran bakmak ve onu dinlemeye çalışmak
tipi tip *
street fighter
sobayla ısınmak
çoko krem *
daha ne yazayım, o kadar uzun ki ve öyle bir edebiyat biçiminde harmanlayıp size öyle yediririm ki bugünün knight online çocukları ağzınız açık bakarsınız.
O yüzden etiket ve liste şeklinde verdim ki hazmı kolay olsun. Bir de bu ara deniyor ki 90 kuşağı çocukları apolitikmiş, sanırsın ki bunu diyen 2000 lerin çocukları siyaset bilimcisi oldular knight oynaya oynaya.
ilk okulda 5-6 arkadaşla kol kola girip, ''alis vereverelis önümüze gelene bir tekmis.'' diyerek yürüp önünde duranlara tekme atmaktı.
deliler gibi ateri oynamak, mario'nun son bölümünde prensese ulaşmak için şifreli yolu arkadaşlarla kritik etmekdi.
power-rangers izlemek arkadaşlarla bir karakter seçip dövüş hareketleri yapmaktı.
Mahalle maçlarında (sokaklarda) alınan galibiyetler CL finalini kazanmış bir oyuncunun sevincinden daha büyük olurdu.
Akşam karanlığında saklambaç oynamaktı.
Hayatı sokaklardan öğrenmek, ayakta durmayı mücadeleyi öğrenmek, en basiti çocuk olduğumuzu bilmek.
Pokemon
tusubasa,
Taso
Gülye
Sigaranın jilatini
7 kule
31, 51, gibi küçük oyunlar
Çin kalesi
Mahalleler arası gayri resmi turnuvalar
Teyzelerin çocuklarına yiyecek bir şeyler verirken bizleri de unutmaması.
Paylaşmayı bilmek.
şimdi ki neslin çocukluğuyla arasında dağlar kadar fark olan çocukluktur. bu çocukların yaptıklarına baktıkça hüzünlenmemek elde değil.
- pokemon izleyip, tasolarlıyla oyun oynanırdı.
- ışıklı ayakbılar alıp akşam olması beklenirdi.
- pazar akşamlar yıkanmak demekti.
- sulugöz sakızını düşündüğünde ağzının sulanması demekti.
- mahalleden geçen sinek ilacı sıkan arabanın peşine takılmak demekti.
- elm sokağı kabusu filmi yüzünden yatağın altına bakamamaktı.
- saatlerce o kartlı atarilerden oynamaktı, prensi kurtarmak ise bir ödüldü.
- ataride ördek vurma oyunundaki silahla nasıl ateş edilir kafa yormak demekti.
- bir sanal bebeğinizin olmasıydı.
- macarena dansını yapmaktı veya yapmaya çalışmak.
- apartman zilerini basıp kaçarak heyecan yaratmak demekti.
- jetonla telefon görüşmesi yapmaktı.
- harçlığını kokulu silgiye yatırmaktı.
- teyp kasetini kalemle ileri geri oynatmaktır.
- ard arda tüm çizgi filmleri izlemekti bazen.
- hugo ve tolga ya abi demekti bir bakıma.
- istop oynarke renk bulmaya çalışmak.
- en önemlisi power rangers demekti.
- tetriste rekor denemeleriydi.
- birdir bir, simiiit, yakan top demekti.
- akşam ezanına kadar top oynamaktı.
- dışı altın rengi içi çikolata olan paralardan almaktı.
- yumiyum demekti.
bahçe hortumundan yapılmış kağıt atan silahla veya boncuk tabancasıyla bisiklet sürüp gerektiği durumlarda bisikletten elleri bıkraıp nişan almak, o zaman yunuslar yoktu biz vardık.*
sokakların bugünkü kadar tehlikeli olmadığı günlerde sokakta oyun oynayabilmiş çocuktur, bakkal veresiye defterini görmüş çocuktur,mahalle maçı yapmış çocuktur.