ben yaşadım o çağı. anneniz karşıdan karşıya geçene kadar balkonda bekler. mahalleden arkadaşlarınızla birlikte oynamaya başlayınca içeri girer ve içi rahat olur. şimdi öyle mi yeğenim çocukluğunu yaşayamıyor. sayelerinde!
mahalle aralarındaki boş arazide taşları koyup maç yapmaktır.
karaşimşek, mac gyver izlemektir.
kanepe yerine somyada yatmaktır.
delikanlılığı mükremin çıtırdan öğrenmektir.
halının kenar desenlerine araba ve kaset kapaklarını dizerek oyun oynamaya alışmışken gelen halıfleks teknolojisiyle neye uğradığını şaşırmış çocuktur. ama artık annenin taşa çıplak ayakla basma feryadı da azalmıştır. artılar eksiler.
tasolarımız vardı bizim. bugs bunny zor çıkardı. sırf tasosunu alıp cipsin kalanını durumu olmayan arkadaşlarla paylaşmaktı arkadaşlık. futbolcu kartlarımız vardı. ortaklasa albüm biriktirip bir futbol topu alıcaz diye 10 futbol topu parası harcadık. maç yaparken adım alırdık. kimse iki iyi oyuncuyu aynı takıma almazdı saygılıydık. tanımadığımız komuşulardan su isterdik ki hiç geri çevrilmedik. salça ekmek yedik voltran izledik ninja kaplumbağalardan olduk. levent kırcaya güldük, tvde istiklal marşı okunurken ayağa kalktık. misket çaldık hile yaptık kavga ettik ama ne yaptıysak arkadaşlarımızla yaptık. 99999 in 1 nedir bilirdik ama hep aynı umutla takardık o kaseti. akşam annelerimiz çağırdığında sarıldık öyle ayrıldık. olmayan yarınımıza sözler verdik tekrar buluşma adına. uzaylı zekiye izledik ki bana göre hala öyle güzel bir dizi yok... anlayacağınız biz 90larda çocuk olduk bu yüzden az çok biliriz eğlenmeyi. biz biliriz bizi! siz keyfinize bakın bizim keyfimiz bi şekilde bulur yolunu...
sinek ilaçlama araçlarının sıktığı zehrin arkasından koşmak ve ardından evdekilerin seni azarlayıp yoğurt yedirmesi. her pazar akşamı banyoya girme zorunluluğu. hiç unutulur mu o zamanlar.
''Babası bir devlet memuru annesi de ev hanımı olan ve hayatında "babam memur, annem ev hanımı" kalıbını en az 10 kez kullanmış, kimi zaman yokluklar ve sıkıntılar çekmiş, ama hep mutlu ve tatmin edilmiş, cefakar annesi tarafından sabahın 6'sında kahvaltısı hazırlanmış ve okula yolcu edilmiş, bazen mutlu ayrıldığı eve açıklanan yazılı sonucu yüzünden korku hissederek dönmüş, 3-4 kardeş bir arada bir kömür sobasının etrafında ısınmış ve ders çalışmış, elektrikler kesildiğinde ödevlerini yetiştirmek için mum ışığında dahi çalışmayı sürdürmüş, annesi her akşam ertesi gün babanın giyeceği gömleği pantolonu ütülemiş, babadan sabah harçlığını tam almış, eve veya kendisine alınan her türlü şeyin kıymetini bilmiş ve o gece sevinçten uyuyamamış, hele severek aldığı ilk spor ayakkabısına sarılarak uyumuş, ailesi tarafından her mezuniyetinde iyi bir okul kazanması beklenmiş genç olmaktır.''*
Gerçek anlamda son olarak çocukluğun yaşandığı yıllarda çocuk olmaktır. Tsubasa izleyip toplara abanmak, wakabayashiye özenip betonda topa sıçramak, kimi zaman beyblade kapıştırmak, kimi zaman taso ütmekti. Futbolcu kartlar biriktirmekti. Ağaçları talan edip yaşlılar tarafından kovalanmak, boka düşmekti. O zamanlar kürt türk diye ayrı gayrı oyun oynanmazdı, türkü kürdü çerkesi hep bir arada top oynardı. Art niyet bilmezdik, akşam ezanıyla içeri girilirdi, akşam soba kenarında bizimkiler, mahallenin muhtarları, olacak o kadarlar izlenir gülünürdü. Kimimizin dedesi ninesi sağ idi, semt pazarı kurulduğunda zırlanır oyuncak aldırtırdık, su satar, simit satardık, inşaatlardan atlar zıplar bir yerlerimizi kırardık ama yine de mutluyduk, kuytu köşede kızlarla öpüşmeye çalışırdık, kimi zaman sapıktık, kimi zamanda farz sünnet bilmeden şortlarla çıplak ayaklarla camiye gider cuma namazını kıkırdaya kıkırdaya kılardık, her ne kadar sapık olsak da dinimizi de kendimizce severdik.
walkman dinlemek bunun en keyifli yanlarındandı sanırım. daha yeni icat edildiği için çok büyük olmasına rağmen içine barış manço kasedi takıp dışarı çıkmak en sevdiğim şeylerden biriydi. bir de şarkıları tekrar dinlemek istediğimizde tek tek geri sarma durumu vardı. her ne kadar uğraştırsa da yine de çok güzeldi. *
atari kasetlerinde 999999 in 1 yazdığını hatırlayabilmektir. epi topu 15-20 oyun vardır kasette ama 999999 in 1 şeklinde etiketi olan kasetleri alırdık. belki bir ihtimal farklı bir oyun vardır diye.
yumiyumun keyfini çıkarmaktır , haginin monacoya attığı golden sonra ki sevincini taklit etmektir , tasoları deli gibi biriktirmektir , atari kasetlerinin arasına üflemektir 90'lar.