o zamanlar uludağda sözlük yazarı olmak bir yana,internet cafelerde yaptığımız chatler bile insana büyük haz verirdi.atari kasetlerini sınıf arkadaşlarımızla değiştirirdik.mortal combat isteyen arkadaşımı kandırarak elindeki taş devri oyunu aldığım,hafta sonu doyasıya oynadıktan sonra pazartesi,beni sinirli bir şekilde sınıfta bekleyen arkadaşıma street fighter var ya daha ne istiyosun diyerek üste çıktığım yıllar. (bkz: yalan rüzgarı)pazarları o yıllarda bizmkiler dizisinden sonra banyo yapmak modaydı.pazartesi tüm arkadaşımlar pırıl pırıl parlıyodu.demek istediğim insanların o yıllarda pek bi seçeneği yoktu ama sanki herkes o zamanlar için doğmuştu ve tarif edilemeyen saf duygular içindeydiler.
yaşayanların bileceği en güzel çocukluk yıllarıdır..o yıllarda çocuk olmak başka idi..top oynardık biz tek vuruş oynardık..saklambaç oynardık..erhan ve aliyle grup kırardık..abaraşaşumba oynardık abimle , patatesler soğanlardan daha yavaş gider ve gelirdi..sonuçta oyunu soğanlar ya da portakallar kazanırdı..bilyelerimizi çevirirdik leğende..para da çevirirdik..atarimiz vardı 2001 onu oynardık biz...sonra atari salonlarında strig fıhter oynardık her neyse işte..vesselam bir ayrı güzeldi..doksanlarda çocuk olmak başka bir şeydi..internet çoğaldı ve çocukluk bitti,bozuldu..
herkesin çocukluğunun aşkı olan barış manço'yu çocukluk yıllarında kaybetmek ve sonraki hayatınızda her barış manço dinlediğinizde gözlerinizin dolmasının sebebini anlayamamaktır.
apartmandaki annelerin günün belli saatlerinde toplanarak, bira eşliğinde atari oynayıp, mario turnuvası yapmasına şahit olmaktır. (bkz: bu gözler bunu gördü)
28 şubat dolayısıyla birçok islami değerden yoksun bırakılmış olmaktır. müslümanlara karşı düzenlenen 28 şubat süreci, o dönemdeki neslin islami değerlerden uzaklaşmasına sebep olmuştur. bunu bugünün 20li yaşlardaki gençlerin içinde bulunduğu ahlaksızlığa, fuhşiyata, yoksulluğa(düşünsel anlamda), amaçsızlığa, başı boşluğa bakarak anlayabiliriz.
2000lerde çocuk olanların anlayamayacağı türdendir. sokaklarda saklambaç oynayan, arabaların alarmlarını çaldırıp kaçan, çok ses yaptığı için mahalledeki teyzelerden kafasına bulaşık suyu yiyen, gece olduğunda toplanıp kendince cin hikayeleri anlatıp tırsarak eve dönen mutlu çocuklardık. şirinlerin, pinokyonun sansürsüz haline yetiştik, tasolarımızla kapıştık, sporcularımızı yarıştırdık...ve teknoloji kirletemeden çocukluğumuzu, hapsedemeden bizi dört duvara biz büyümüştük...
oyle bir zamandirki o 10 yil...
hic bir cocuk bu kadar sansli olmadi ve olmayacaktir.
20 ve 21. yuzyili bagalayan zamana denk geldiler mesela.
yani ben 93 dogumluyum.
90'larda teknolojinin daha az belirgin oldugunu daha samimi zamanlar oldugunu hissettim ben.
inetnernet, ipad telefon filan falan daha cok 2000 yillarindan sonra geldi.
aslinda sacmaliyorum. ne desem bos.
o yillar anlatilmaz yasanir.
1980'de dogmak ayni hazzi vermez mesela, ama tabikide 200'den sonra dogmaktan iyidir.
2000'den sonra doganlar zaten yasamasin ulleyyyyn.
ciddiyim, cok sey kacirdiniz.
çok sevdiğimiz şarkıları deftere yazıp, ordan okumak, ordan ezberlemek demek.
şimdiki gibi aç siteyi bak değil ki, o cızırtılı radyodan yada çektiğin kasetten dinleyerek yazıyorsun, sonra yanlış anlaşılmış şarkı sözlerine örnek oluyorsun. hey gidi günler. *