8 yaşında gofretlerin tadı bile farklıdır, yediğiniz pembe pamuk şeker sihirli bir buluttur, Her küçük ayrıntı devasa büyüklükte bir meraktır. 8 yaşında aşk güneş gibi parlak, dolunaylı gece gibi unutulmazdır, yattığı yerden gökyüzüne bakan çocuğun kalbi fincan, aşkı okyanustur.
chen iyle büyük babasıyla annesiyle babasıyla ve tabi ki cedric le izlediğinde insana bir huzur veren, ayrıca seslendirmeleri de güzel olan çizgifilm. başlığa konu olan replik de küçük kahramanımız cedric in her gece uyumadan önce günlüğüne yazdığı efsane olmuş sözlerdir. swh
8 yaşındaysanız ve aşıksanız, hayat çok güzel.
18 yaşındaysanız ve aşıksanız, acaip içersiniz.
28 yaşındaysanız ve aşıksanız, evlenirsiniz.
38 yaşındaysanız ve aşıksanız, boşanırsınız.
48 yaşındaysanız ve aşıksanız, hayat çok siker.
58 yaşındaysanız ve aşıksanız, viagra saolsun.
68 yaşındaysanız ve aşıksanız, lan sakın? *
78 yaşındaysanız ve aşıksanız, yok artık.
88 yaşındaysanız ve aşıksanız, merhumu iyi bilirdik.
ben de aşıktım 8 yaşımda, hemi de al yanaklı, kara kaşlı, kara gözlü, güzelliğine arşu ala şehadet eder bi güzel kız idi. ama aşıksanız, sekisinizde hayat bazen güzel olmayabülü.
hayrettin derecede salak bi oolandım ben o yaşlarımda. neden dersen, bi gün gelirim bakarım evde, kalemi okulda unutmuşum, bi gün gelirim silgi yok, ulan çıldırıyodu valide. bi gün bi gözü döndü, "bir daha unutursan gelme eve" diye, anam nası korkmuşum ben; artık her okuldan çıkışta sıranın altına bakardım bişey kaldı mı deyu. bi cuma günü yine aynı aktiviteyle birlikte sınıfı terkeylerken, aa o ne benim güzeller güzeli prensesim kalem kutusunu unutmuş sıranın altında, haberi yok gidiyo salak; "hoop şşşş" falan diye ürkütmeden ceylanı, hemen bi plan kurdum oracıkta:"alırım kalemktuyu, bütün haftasonu kalemkutusunun yasını tutmuş güzeller güzelimin çıkarım karşısına, tatataaam; solgun yüzünde güller açtırırım sevdiceğimin." diye; veletteki akla bak. neyse o haftasonu geçmek bilmez, o sahneyi düşündükçe içim gıcıklanır: kalemkutuyu veriyorum kıza, o da tatlı dudaklarıyla bi buse aşkediyo yanaamıa. allaaah.
okul günü geliyo, bünye zangır zangır titriyo, bayılacam helecandan. bi türlü gidemiyorum kızın yanına, bilader kız dünya güzeli, korkuyorum lan yanına yaklaşmaya, ölür giderim ağzını açtığında. yanımda piç sıra arkadaşım dürtüp duruyo: "olum versene lan hıyar, vay salak" diye, yok kalkamıyorum yerimden. sona öörtmen geldi, ders başladı, kız mızmızlanmaya başladı: "ay öörtmenim kalem kutum çalınmış" diye. hay ananı sikiim, iice boka sardı muabbet; lan iice tırstım, bu saatten sonra hiç verilmez. yanımdaki piç dürtüp duruyo fekat, "lan versene, kalk ver hadi, hadi!". benden o an sik gibi bi sesle "öörtmenim bende kalemkutu" diye bi cümle çıktı; herkes dumur. ben tabi ne kadar açıklama yapsam da kızın bana bi bakışı var, "senin aazına sıçayım" der gibi, hani duysam içinden geçenleri, kesin saydırıyo sülaleme. utana sıkıla verdim kalemkutuyu, "aha bi daha da bok yaklaşırsın kıza" diyorum içimden. arada kızın yüzüne bakıyorum, zor tutuyo kendini, belli çok üzülmüş haftasonu; planımın ilk safhası tutmuştu, lakin burda ne sıştık. halbüse bakışmalar, buse falan; bunları hayal etmiştim ben. o deil de harbi harbi hırsız muamemelesi yaptı orospu; ben senin kalemkutuna mı kaldım lan şıllık, bi boka da benzemiyodu yüzün, siktir lan.
hayatında olumsuzluklar olsa da 8 yaşındaysanız ve aşıksanız hayat çok güzel sözünü sarfederek hayata pozitif bakmaya daha o küçücük yaşında başlayabilmiş olan çocugun sözleridir.Ve muhtemeldir ki bu çocuk bu yaşta bu sözleri sarfedebidigine göre ilerleyen yaşlarda hayatı, kişisel gelişim kitaplarında o çok sıklıkla rastlanan 'evet evet yapabilirsiniz, mutlu olabilirsiniz' gibi belki de şiir tadında keyif dolu geçecektir.
