harika bir konserdi. (bkz: bad medicine) sarkisının ortasında ustunu cıkartıp turk formasi giyıp pretty woman soylemesi ve devaminda sarkiya devam etmesi guzeldi. * Yillara ragmen yakısıklilıgıni kaybetmemis bir adam vardı sahnede. Gorseller de harikaydı. Tek uzucu yanı bis sonrasi galiba bi kac sarkı soylemis. izdıhamda ezilmemek icin bis de cikan biz 20dk sonra kalan arkadaslardan devam ediyor lafını duyup pisman olduk. Neyseki unutulmayacak bir konserdi. Cıkista (bkz: multıtap) la ayni metroya bınmekte guzeldi.
raise your hands
you give love a bad name
born to be my baby
we weren't born to follow
lost highway
it's my life
blaze of glory
in these arms
we got it going on
captain crash and the beauty queen from mars
bad medicine (+pretty woman)
bed of roses
diamond ring
i'll be there for you
who says you can't go home
i'll sleep when i'm dead
someday i'll be saturday night
have a nice day
keep the faith
ve insanlar ayrılmaya başladılar!!
ama bisde türkiye kıyağıydı herhalde 5 parça söylediler.
when we were beautiful
wanted
blood on blood
living on a prayer
ve ısrarlarımız üzerine
always
18 yılın ne kadar uzun süre olduğunu bol bol söyledi jon başlarda. umutlandım şahsen bon jovi'yi 3. izleyişim bastonuma yaslanarak olmayacak diye.
fırlamalık yaptı jon, istanbul'da 1 hafta kalıyorum, türk kızı çığlığı duymak istiyorum diye, haliyle yanıtını aldı.
üzerindeki o kırmızı blazerını ne zaman çıkarıp atacak bayılacak şimdi sıcaktan diye düşünürken bad medicine'ın ortasında çıkarmaya başladı, ufak bir strip havası esti tişörtünü de çıkarınca. öyle dolanmadı elbet, güzel bir jest yapıp Türkiye formasını giydi. tabii strip havasının etkisini görünce bir pretty woman ara taksimi yaptılar, garip ama hoştu. ve tekrar bad medicine.
(93'de de geldiklerinde Jon Bon Jovi Türk bayrağına sarınıp çıkmıştı bir ara sahneye. bu jesti hep yapıyor sanırım.)
bütün şarkılarda kendilerinden geçiyorlardı elbet ama hangi şarkı hatırlayamıyorum, jon mikrofonu biraz uzaklaştırıp yüzünden gözlerini açtığında bir süreliğine başka bir yerlere uçup geri gelmiş gibi oldu.
diamond ring pek bir romantik oldu, benim pek tercihim olan bir parça değil ama yani dedim evlenirsem bu parçayla yürüyeceğim nikah masasına.
keep the faith bitip sahne kararınca insanların patır patır çıkmaya çalışmalarına inanamadım.
bis geldi tabii doğal olarak. blood on blood, living on a prayer bis için idealdi elbette. always son parça idi, benim için yine öncelikli değil ama o sololarla bittiği için konser, içki olmamasına rağmen ve dışarda da içmeden girmiş biri olmama rağmen sarhoş çıktım o konserden.
ilginç biz izleyici/dinleyici kitlesi vardı. liseli gençler, amcalar, teyzeler (kimi belki benimle aynı yaşta üç aşağı beş yukarı ama pek bir teyze amca havası bıraktılar üzerimde), romantik çiftler, konser boyunca sadece oturanlar, pek bir popüler kültür havası vardı.
jon tabii coşturma işini iyi yapıyor, dizindeki sakatlığa rağmen çoğunlukla tek ayağı üstünde zıplasa bile sahnenin her köşesinde dolaştı. yaşlanmış haliyle, hepsi yaşlanmışlar, ama pes etmediklerini görmek güzel.
18 yıl sürmeden tekrar gelmeleri dileğiyle keyifli 3 saat için kendilerine teşekkür ederiz.
edit: redd'i izleyememiş olduğuma üzülüyorum, yetişemedim ne yazık ki iş günü olmasının handikapı ile ve son anda alabildiğim bilet sebebi ile. başarılı bir grup olduklarını düşünüyorum, daha çok ilgiyi ve önceliği hak ediyorlar.
tek kelimeyle rüya gibi geçmiş bir konser oldu. inanılmazdı. seyirci performansı beklentimin çok üstündeydi. jon resmen hasta kaldı seyirciye. yaş ortalamasının yüksek olması çok iyi olmuş. insanlarda siyah tonlar hakim değildi bu sefer. rengarenkti herkes. yalnız muhtemelen 9 ay sonra bir nüfus patlaması olabilir istanbul'da. özellikle bed of roses, diamond ring ve i'll be there for you üstüste gelince ortam baya bir şenlendi.
sonuç itibariyle, muhteşemdi. bu kadarını cidden beklemiyordum. runaway dışında istediğim bütün parçalar çalındı. büyüksünüz bon jovi.
sırada whitesnake-judas priest ikilisi var. cumartesi iyi bir enerji toplamak şart oldu.
tam türk işi söylemek gerekirse, "jovi adlı piç kurusunun" açık açık "türk kızlarını düzmek için buraya geldim" dediği, kız arkadaşlarıyla konsere gidenlerin de çığlıklarıyla, onun bu isteğini onayladıkları konserdir.
sahneye bir çok sanatçının aksine olması gereken vakitten 10 dk önce çıktı.enerjisi,performası ve dinleyicisi ile uyumu müthişti,italyan genleri onu bu yaşında da yalnız bırakmamış olucak ki adam hala çok yakışıklı gençler..
kısacası abimiz coşturdu..bize de ağzımızın sularını silmek kaldı geriye.
-jon'a aşık olmanın sadece ergenliğe özgü olmadığını gösterdi.
-küllenen aşkımızı canlandırmasına rağmen ilk defa bir solist için "ayy bana bakarak söyledi!" diye sallayamıyacağım kadar mesafeyildik kendisiyle.
-redd sahnedeyken bi ara "yok, dolmıycak" ** dedik ama tribünlerdeki seyreklik azaldı ve hava kararınca belli olmadı*.
-popomuzu yırtana kadar böğürdük, joncuğum pek mutlu gözüktü ama her şehirde yapıyodur süpersiniz ayağı*.
-ne yiyip ne içiyolar konserden önce yok böyle bi enerji, bi daha gelmeye ömürleri yetmez derken aldık cevabımızı.
-saha içinin yarısının konser seyretmek, hatta alkış tutmak yerine 3 saat kesintisiz video kayıt yapmasına yuh dedik!
evde seyredip eğlenmeyi planlıyolar heralde.
-bis beklemeden çıkıp giden sazanları gönülden takdir ettik, onlar da metroda oturarak gitmişlerdir.
-şebnemin acısını anladık da,
yerine kimseyi bulamama basiretsizliği konserle birlikte tarihe geçti.
-özetle 08.07.11 rüya gibiydi, ordaydık, olamayanlar sözlükten okusun *.
Akustik acisindan TT Arena stadında sadece mac yapılması gerekliligini ortaya cikarmis konserdir.
Bira satılmamasına anlam veremedigim konserdir. Ogrendigime gore VIP tarafında alkolsuz bira satılıyormus. Tek kelimeyle rezalet.
Yukarıdaki iki olumsuzluk olmasaydı harika bir konser olacaktı. Bon Jovi'yi bu yasinda gosterdigi sahne performansından oturu kutlamak gerekir.
akustik açısı gayet vip ve trübünlerde çok iyiydi. hatta baya iyiydi hiç bi sorun yoktu. ayrıca konserde yarıda çıktıgını sananlar başta çıktılar resmen. 9.30 çıkması gereken bon jovi 8.30 da çıktı. ve 11 inmedi 11.30 da indi. bon jovi çok büyük adammış velhasıl kelam. bi runaway eksikti ama.
subjektif olmaması için tanım kasılan, lakin başarılı olamayan konserdir. hayatımda ne böyle bir konser izledim(internetten,video) ne de canlı canlı dinledim.. öyle bir konserdi.
ben nasıl olur da bu konseri kaçırırım dediğim muhteşem konser-miş. çok pişmanım sözlük. umarım bir sonraki gelişleri yine bir 18 yıl sonra olmaz.
ah nasıl* ahhhh!
sahne performansına hayran olduğum ve toplamda iki buçuk saatlik performansıyla takdirimi fazlasıyla haketmiş müzik grubu. enerjisiyle ve konser başladıktan bir süre sonra kırmızı beyazlı bon jovi yazılı formasıyla gönülleri bir kez daha fethetmiştir. şunu da belirtmek gerek, iki saat tam dolupta sahneyi terkettiklerinde bir şaşkınlık geçirdiğim daha living on prayer parçasını söylemeden nereye gidiyorsunuz diye isyan ettiğim ardından yoğun ıslık ve alkışla sahneye yeniden davet ettiğimiz ardından beş parçayla finali gerçekleştiren , sanki ufak bir blöf yaptığını hissettiğim müzik grubu.
fazla söze gerek olmayan konser. bir iki olumsuzluk vardı. alkol satışı olmayışı ve her stadyum konseri gibi dağılma bölümü gibi. tam olarak tanım yapmak gerekirse, alkol olmamasına rağmen sarhoş çıktığım konser. izlediğim en iyi konserler arasına girmiştir.
not: bu yaşadıklarımın büyük bir bon jovi hayranı olmasam da yaşanmış olması konserin başarısını bir kez daha gösteriyor bence.
neden efsane olduklarını kanıtlayan gruptur.
her ne kadar yaşlansalar da taş gibi olduklarını her bir saniye kanıtladılar.
Konser mükemmeldi o yüzden yol ve organizasyon problemlerini unuttuk gitti.
gerek organizasyon gerek ses herşeyiyle on numara bir konserdi. adamlar elli yaşında ama hala canavar gibi dedirttiler bize. seyircinin yaş ortalamasının yüksek olması ve apaçi tiplerin konserde olmaması dolayısıyla stadyum içerisindeki atmosfer gerçekten çok iyiydi. kimisi işten çıkmış gelmiş, kimisi eşini çocuğunu almış gelmiş bir tayfa vardı içeride. kısacası orada olanlar için efsane bir konserdi, kaçıranlara geçmiş olsun.
-"dizinden ameliyat oldu, konser iptal" saçmalıklarını adam sabiha gökçene inene kadar dinledik ama yavrum sek sek sekti maşşallah.
-yaşını, ameliyatını geçtim,
yavrum bütün o şovu (inatla 90 lardan beri giydiği) jon bon jovi pantolonunuyla icra etti!
-alkol yoktu diyo herkes, "su var, bira var" amca sadece bizim oralarda (orta tribün) dolaştı heralde.
sırf meraktan kaç lira diye sordum "21" dedi, "güzelmiş, hayırlı işler" dedim. Çünkü tedbirli izleyiciler olarak buz gibi ekstralarımızı market fiyatına çantamıza istiflemiştik.
-her b.ka futbol sokmadan duramayan bünyelerin adamcağızın eline gs atkısı vermesi,
aynı hastalıktan muzdarip diğer bünyelerin yarısının yuhlaması **,
diğer yarısının da oleylemesiyle atkıyı önce atıp sonra "hay allah ne yaptım ben, hiç elimi sürmeseydim keşke" surat ifadesiyle kitlenen sevgili jona ciddi ayıp edildi.
-içimdeki ergeni tutamıycam;
taş gibiydin jon.
bon jovi'nin galatasaray atkısı açıp, saygı manasında başını eğdiği konser değildir.
jon bon jovi'ye sahne önünden atkı attılar, adam atkıyı eline aldı, okumak için açtı, okudu ve geri attı.
tanrı diye bir şey varsa şu fanatizm denen salaklığın belasını versin...
onun dışında, tek kelimeyle mükemmel bir konserdi. elektrosundan basına, basından baterisine hiçbiri yaşını belli etmedi, hepsi yaşsızdı adeta. solist jon bon jovi'ye gelirsek; dizinden ameliyat olmuş olmasına rağmen çok hareketli ve enerjikti. tek ayağı üzerinde sekerek dans edemeden edemiyordu. elvis'ten bile söyledi. yani, daha ne olsun zaten?
tek kelimeyle harika bir konserdi . Karşımızda süper enerjik bir Jon Bon Jovi vardı . Seyirci de cok iyiydi . Always söylemedi diye büyük bir burukluk oluşmuştu ki son anda söyleyerek beni mest etti.Galatasaray stadında olan konserde bir fanatigin o atkıyı atması zaten şaşılacak bir durum değildi bence. Ama diğer takım taraftarlarının yuhalaması ayrı bi ayıbın göstergesi bana kalırsa . 2 saniye alkıştan sonra zaten adam atardı o atkıyı , cok mu iyi biliyo ki Sanki Galatasaray nasıl takım . yuhalamanın anlamı ne gençler , abilerim , ablalarım sorarım size ? Fiyatlara gelince bir küçük su 4 lira . bir Efes 15 liraydı aralarda gezen o sevgili abimin dedigine göre. Kimse de demiyor ki bu nedir aga ?
edit: bu arada değinmemişim , Redd de iyiydi fakat çok az kaldılar bir iki şarkı daha söyleseydin iyi olurdu be .
kaçırdığım için depresyonda olduğum konser. iki yıldır bomba adamlar geliyor, ben hiçbirine gidemiyorum. yaşıyor muyum lan ben!? bunlar da benim son sözlerimdi.
bir takım orospu çocuklarının fanatizm uğruna jon bon jovi'ye ayıp ettiği konser olmuştur.
ulan ''yuhaladığın '' adam jon bon jovi ! piç. ne bilsin adam sizin böyle orospuçocuğu olacağınızı. sahneye bir adet galatasaray atkısı atıldı ve kendisi de jest olsun diye -ki her konserde yapılır bu- alıp açtı. bizim türkler durur mu ? hemen bastılar yuhaaaa yı.
adam neye uğradığını şaşırdı lan. hemen attı elinden. eminim ilk defa böyle bir öküzlük ile karşılaştı. ama normaldir, türkiye'de konser veriyor, olur öyle.
bir 18 sene daha gelmese haktır size. götverenler.
özellikle bis e gelip beklenenden çok daha fazla parça çalmaları, tam giderken tekrar dönüp always ile kapanış yapmaları mükemmel oldu. stadın akustiği de harika olduğu için adamlar her alkışta geri döndüler, gerçekten güzeldi...
diğer yandan ortam ve müzik olarak olarak tabi ki pazar günkü whitesnake ve judas priest konserleri çok daha fazla tatmin etti beni. ama severiz bon jovi'yi, şahsen 15 senedir beklediğim konserdi, ölmeden canlı canlı izledik...