Türkiye' ye özgü olan ingilizce eğitimidir. temel sorun öğrencilere çok fazla grammar yüklenmesi, öğrencileri derslerde konuşmaya teşvik edecek bir eğitimden ziyade, pratikte değil teoride bir eğitim verilmesidir.
sanki annemiz babamız bize konuşmayı geniş zamana, geçmiş zamana, edilgen yapıya göre öğrettiler. aslında insanoğlu, çevresindeki sesleri dinleyip onları taklit ederek konuşmayı öğrenir. anadil öğrenimine bakıldığı zaman önce dinleme ve konuşma, sonra okuma, yazma ve dilbilgisi gelir. ikinci dilde ise tam tersi uygulanıyor. böylece kimse yeterince ingilizce konuşamıyor, derdini anlatamıyor, dil öğrenilmemiş oluyor. ingilizce sunum yapılacağı zaman da haliyle sıkıntı basıyor. bir de ingilizce eğitim yapılan üniversitelere geçildiği zaman, 8 yıldır doğru dürüst öğrenilmemiş ingilizceyle sizden akademik kelimelerle yazılmış olağanüstü paragraflar, mükemmel not tutmalar, süper kelime bilgisi isteniyor. tüm bunların 8 ay içerisinde öğrenilip "ingilizce yeterlilik sınavı" nda gösterilmesi gerekiyor. bu sınava yüksek lisans için başvurandan tutun araştırma görevlisi olmak isteyen yabancı asistanlara kadar herkesin girdiğini de eklemek isterim.
önce anadili türkçeyi öğretememizden kaynaklanan durumdur. zira başka bir dil öğrenebilmek için anadili iyi özümsemek gerek. ingilizce öğretmeni arkadaşlar ingilizce olarak sıfatları anlatmadan önce türkçe sıfatları anlatıyorlar. çünkü çocuk daha türkçede sıfatları bilmiyor ki nasıl ingilizcesini öğrensin.
Hı hı. Bu millet zaten bir matematik öğrenme konusunda bir de yabancı dil öğrenme konusunda kötü. Sebebi her zaman tabii ki sistem ve öğretmendir. Asla ders çalışmayan, kendi kendine öğrenmek için hırslı olmayan, hazırcı ve emek vermeyen öğrencide değildir sorun. Hak veriyorum şahsen.
Kendinize hiç mi "öğrenenler nasıl öğreniyor" diyerek çuvaldızı batırıp biraz olsun utanmıyorsunuz anlamıyorum ki.
lise ya da üniversite çağında olan insanlar için pek savunmadığım bir durumdur bu çünkü bir nevi çoktan bükülmüştür bu yaştakiler amaçları ve yaşayış biçimleri yetiştiklerinin en iyisi olacak şekilde programlanmışlardır. Fakat ilkokulda ki çocuğa bu kendini "yeni bir şeyler öğrenme" yetisini kazandırmak gereklidir. Çünkü "ağaç yaşken eğrilir" lafı tam buraya göredir. O küçücük çocuklar hayatı okulda öğrenmeye başlayıp bunu sonraki yıllara uygulamaya koyuyorlar. ilköğretimin çok önemli olduğu gün gibi ortadadır arkadaşlar.
Yine bir ingilizce ogretmeni konusmus. tamam evet tam olarak haril haril ders calismiyorlar belki ama, sisteminde kabahati yok degil. dil konusunda akilda kalici ogrenme teknikleri olsa, heveslendirici aktiviteler olsa insan istesede unutamaz bu dili. ezbere dayali mr and mrs johnlarla, gramer ezberleyip bosluk doldurmaya calismakla olmaz bu isler.