her fırsatta sandığı adres gösterenlere verip veriştiren bir yazıdır. okunmalıdır. yazı söyledir;
Başbakan Erdoğan, kendisi ve partisiyle ilgili yapılan her eleştiride, devamlı olarak sandığı işaret ediyor.
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun hemen ardından sandığı daha sık dile getirir oldu.
Peki ama neden?
Başbakan neden sürekli sandığı işaret ediyor?
Bu sandıkta nasıl bir keramet olabilir?
Şöyle bir geriye dönün bakın ,11 yıllık iktidarları boyunca;
Domuz kesimlik hayvanlar arasına girdi, zina suç olmaktan çıktı, devletin gelir getiren kurumları özelleştirme adı altında elden çıkarıldı mı?
Çıkarıldı..
80 yılda yapılan borçlanmanın 2 katı 11 yılda yapıldı mı?
Yapıldı...
Teröriste sayın, şehidine kelle çiftçiye gözünüzü toprak doyursun ve ananı da al git,
Ne mutlu Türküm diyene; ile birlik sağlanır mı, BOP eşbaşkanıyım, Habur'da güze şeyler oluyor.
Görüşen şerefsizdir dedi mi ? Dedi..
Milli içkiden, kadınların kaç çocuk doğuracağına, sezeryandan, öğrenci evlerine kadar her şeye karışmıyor mu? Karışıyor..
Gören göz ve anlayan akıllar için her şey ortaydayken, yurdum insanı yine oy veriyor mu?
Veriyor...
işte Başbakan, bu verilen oylarla yaptıkları her işin doğru olduğunu düşünüp, milletin kendilerine aynen devam et dediğini düşünüyor. Ve bunu gereğini yapmak zorundadır" yani kısaca herkesin AKP'nin yaptığı doğru ya da yanlışlara, boyun eğmesi gerektiğini belirtiyor...
Sandıktan her çıktığında, hacca gidip gelen müslümanın günahlarının temizlendiği gibi, sandığında her şeyi temizlediğini düşünüyor.
Halbuki sandıktan çıkmak, her yapılan yanlışı meşru kılmayacağı gibi, yolsuzluk ve rüşveti de meşru kılmaz. Ortada çok ciddi iddialar varken iddiaları araştırıp üzerine gitmek yerine, komplo diye sunup dış bağlantılarla itham etmek, her şeyden önce kendine oy veren seçmene saygısızlık değil midir?
Hani herkes yargılanabilmeliydi. Koca koca paşalar yurt dışından gelip teslim olmadı mı bu yargıya. Başbakan o zaman Gidin yargılanın, bir şeyiniz yoksa neden çekiniyorsunuz kardeşim, adalete güvenin demedi mi? Yolsuzluk operasyonunu yapan savcılar, Başbakanın ben bu davanın savcısıyım dediği Ergenekon davasının da savcılarıydı. Şimdi bu operasyon dış bağlantılıysa, savcısıyım dediği Ergenekon davası da dış bağlantıların işi olmuyor mu?
Uzatmayalım Başbakan için iyi veya kötü, doğru ya da yanlış, sadece sandık sonucuna göre şekilleniyor. O yüzden sürekli sandığı işaret ediyor. Belki yine birinci çıkarak sandıkmatiğin kendilerini millet önünde akladığını sanabilir ama, ya Allah katında?
demokrasiden tek anladığı sandık olan bir insanın, neden sandık fetişisti olduğunu çok güzel anlatan bir yazı. kendisine oy verenleri "milli irade" olarak tanımlayan ve "milletim bana yetki vermiş" diyerekten, canı ne isterse yapabileceğini sanan insana tapanların yine anlamakta zorluk çekeceği ve dahi anlayamacağı türden bir yazıdır bu.
herkes kendisi gibi olacak,
herkes kendisi gibi düşünecek,
herkes onun sevdiğini düşünecek;
olmazsa, teröristsin, vatan hainisin, vandalsın, çapulcusun vb.
demokrasiyi, vakti geldiğinde inilecek bir tramvay sanan birinden ne bekliyoruz ki.
Hitler de esad da sandıktan çıkmıştır. Bu onların yaptıklarında haklı olduğunu mu gösteriyor.
Edit: esad haksız dedim ya beni hemen terörist muhaliflerin tarafında sanmayın. Ben tarafsız gözle bakıyorum suriye savaşına.
