taksimde 1 mayısta işçilerin başına 25 bin polis görevlendiren zihniyet lice'deki olaylara neden bir şey yapmıyor acaba. Taksimde göstericileri kovalayan araçlar orda kovalanıyor. O da değil o bayrak indirin orospu çocuğunu kıbrısta olduğu gibi kimsemi indirememiş aşağıya.
utanç vesikasıdır,şerefsizliktir, alçaklıktır. it oğlu itlerin yaptığıdır. açıla saçıla memleketin getirildiği son noktadır. ve hala bazı insanlar bazı koltukları meşgul etmekte ısrar etmektedir. niyazi yıldırım gençosmanoğlu'nun şiiri sanki bu günler için yazılmış;
Sancaklar kalmasın aysız,
Boz Oklar Üç Oklar yaysız
Soyunu bilmeyen soysuz
Düşmanına kor meydanı.
barış için hiç olmayan fırsatlar varken böyle bir şeyin yapılması kabullenemez devlet gereketini yapmalıdır. o şahış bulunmalı ve ömür boyu hapis cezası almalıdır. bu vatan bu kadar ucuza alınmadı.
memleketi soyanlara %45 oy verdik. 302 kişiyi katledenlere fıtrat diye göz yumduk. yarın evinde kalan, sıfırlayamadığı küsürat 30 milyon avro olanı cumhurbaşkanı seçeceğiz. ülke yalan dolanla yönetiliyor, ülkenin en etkili, yetkili adamları kameraların karşısına geçip kendilerinin bile inanmadıkları yalanları yüzleri zerre kızarmadan söylüyorlar.
bu yalanlar yüzünden insanlar ölüyor, hapse atılıyor, bir kırmızı fulardan 98 yıl hapis cezası üretiliyor.
bayrak nedir? paçavra, kumaş parçası! onun temsil ettikleri kimsenin umurunda değil, kumaşa halel geldi mi herkes ayakta! bu nasıl bir aymazlık, nasıl bir ikiyüzlülüktür?
bayrak, sancak, heykel, büst. bunların peşinden koşmaya devam edin siz.
kürtler bayrak indirmiş! vay anasını... başımızdaki neoliberal türkler o bayrağa vesile olan, onun temsil ettiği her şeyi güç uğruna, çıkar uğruna, para uğruna yerle bir ettiler. siz kumaşa ağlayın, aferin size!
sözlük hatırlar mısınız hani 2 ay önce reklam dolaşıyordu tv de hatta RTÜK tarafından yasaklanmasına rağmen 5 dakikada bir gördüğümüz reklam filmi. nerede acaba oradaki koşan insanlar şimdi bayrağımız göklerden indirilirken... buyrun unutanlar olabilir...
birde solomos spyrou solomou diye rum birisi vardı. isimden hatırlayamayanlar olabilir. 1 ağustos 1996 kıbrısta türk bayrağını indirmeye çalışırken öldürülen rumdur. ölen hiç bir insanın arkasından laf etmemişimdir ama böyle oroppu çocuklarının ölmesine ne kadar sevinmişimdir anlatamam...
sonuç olarak askeri bugün bu kadar aciz hale getirenler utansın aq.
çok mu zordu bir milletin özgürlüğünü sembolize eden bayrağı indirerek ayaklar altına alan özgürlüğünüzü siklemiyoruz diyen çocuk veya gencin yukrıdaki gibi öldürülme anını izleseydik??
Bence artık Doğu tarafının güzelce fosfor bombalarıyla yıkanmasının zamanının geldiğini gösteren bir olay bu. Allah tüm Türk kardeşlerimin sabırlı olmasını sağlasın ve Kolluk Kuvvetleri Askerler Kıbrıs'ta Türk bayrağını indiren adama uyguladıkları politikaya dönmeli yani yapılması gerekeni yapsın. Yoksa sonu kötü olacak..
sonuçtur.
yıllardır yürütülen başarısız politikaların, birbirine atfedilen düşmanlıkların, ayrışmaların, menfaat çatışmalarının, kan sevdalarının, öç alma heveslerinin, bir türlü konuşamamanın, tavizler karşısında aç gözlü olmanın ve taviz vermenin sonucudur.
gezi eniklerinin üzülüyor muş gibi yaptıkları olay.
maksat muhalefet olsun değil mi?
gezi olaylarında pkk ile kol kolaydın, meydana apo bayrağı diktin 1 ay etrafında mağara adamı gibi dansettin.
soma olaylarında o bidon kafalı dediğin halkı seviyormuş gibi yaptın, hoş sonra yılmaz sağolsun esas niyetini döktü ortaya, akp ye oy verdikleri için ölmeyi hakettiler falan dedi... ki ak parti somadan %100 çıkarmamıştı akp ye değil her partiye verenler vardı.
şimdi de berkin elvan teröristi için ethem sarısülük teröristi için çıkardıkları yaygarayı tamamen görmezden gelip "vay bayrak nasıl indirilir!" muhabbetine giriyorlar.
dert etme o bayrak indirilmez. indirilse bile tekrar çekilir.
askere aciz diyenler var. o bir tercih meselesidir, çocuğu vurmak ya da vurmamak...
verilen tepkiye bakılacak olursa bir dahakine vurulur.
"askeri aciz hale getiriyor yea"
diyen cehape fanboylarının derdi belli, asker darbe yapmıyorsa acizdir onlara göre. http://ekonomi.haber7.com...li-helikopterde-buyuk-gun
bu sadece helikopter olanı, bunun yerli silahı var, tankı ver insansız uçağı var... var da var.
o lice deki olaylar niye çıktı? kalekol yapılacak diye. hani o eski süper darbeci tsk nın kağıttan duvarları olan karakolları vardı ya hani sürekli şehit veriyorduk. ha o olmasın diye son teknoloji karakol dur o kalekollar.
kaldı ki aynı cehape gezide apo bayrağı dikenlerle kol kolaydı.
örgütün nasıl uyanık insanlar tarafından yönetildiğini gösteren atak. çözüm meselesi artık tamamıyle psikolojik harbe dönüştü. çocuğunun dağdan indirilmesini isteyen anneler resmen hükümet adına gol atmışlardı. örgütün de beraberlik arayışları böyle son buldu. ve görüyoruz ki cidden batı insanını çok iyi tanıyorlar. nereden gireceklerini iyi biliyorlar. bu bayrak indirme hadisesi devlete 1 koyduysa o annelerin örgütten çocuklarını istemeleri örgüte 1000 koymuştur. kürtlerin huzuru örgüte tercih etmeleri 1000 koymuştur. konuşurken mantık çerçevesini taşırmamak gerek. tek dertleri bizim ideolojik beyinsizleri istedikleri tarafa sürmek. azcık milletin tarafına geçin amk.
Ogün samast'ın eline bayrağı tutuşturanların şimdi bayrak sevdalısı olmasına anlam veremememi sağlamış olay. ideolojik aygıtın peşinde koşup devletin aygıtı olan insanlar savaş çığırtkanlığı peşinde koşmasınlar bir zahmet.
güvenilir kurum olarak bi' tsk kalmıştı, ona da yavaş yavaş güvenimiz azalıyor. senin kışlana giriyorlar, türk bayrağı'nı gönderden indiriyorlar, namusuna leke sürüyorlar ve sen hala silahına davranmıyorsun!. hangi kanun, hangi emir bayraktan üstün olabilir?! bayrağına dokunurlarken sıkmayacaksan ne zaman sıkacaksın o kurşundan mermileri?! ne için kurulduğunu, milletin ordusu olduğunu unutma lütfen tsk.
Şaşırtmamıştır.genel kurmay başkanına bir bakın yeter. Binlerce söze gerek yok. Manen telafisi olmayan utançlar kazandık sayenizde. Başka bir şey demiyorum.
Hatırlayın!. (Hasan Kundakçı Afyon/Sandıklı/1937 E.Kor.gnl. lakabı Tanburalı paşa)14 Ağustos 1996'da KKTC topraklarında Türk Bayrağını yere indirmeye çalışan Rumun başına geleni ve Türk destanını; "11 Ağustos 1996 yılında yolculuğa Batı Alman ya'dan başlayan; Batı Avrupalı, Rum ve Yunanlı motosikletliler Kıbrıs'ta sınırları delip, Türk topraklarına girerek, Türk bayrağını indirip yerine Rum bayrağı çekeceklerini açıklıyorlar.
Motosikletlilere Rum-Yunan Ortodoks kiliseleri destek veriyor. ABD Büyükelçisi de iki günde bir Hasan Kundakçı Korgeneral'e gelip, "Motosikletliler sınırınızı geçip bayrak direğinize bir bez parçası (Rum bayrağını kastediyor) asacaklar, bundan bir şey olmaz" diyor.
Kundakçı Paşa da ABD Büyükelçisine, "Öyleyse Rauf Denktaş Bey'den izin alın, ben sessiz kalayım" diyerek onlara zekice bir tuzak kuruyor.
Fakat bu tuzağa düşmeyen Büyükelçi de diyor ki; "O zaman KKTC'yi tanımış oluruz". Bunun üzerine Kundakçı Paşa, "O halde bizi zorlamayın. Bizim sınırımızı geçmeye kalkan kim olursa olsun kurşunlarım. Onun için sakın sınırda bulunan bayrak direğine çıkıp Türk Bayrağı'nı indirmeye ve Rum bayrağı çekmeye yeltenmesinler" çıkışını yapıyor.
Hasan Kundakçı Paşa, Türk askerlerine şunu söylüyor; 'Eğer sınırlarımızı bir kişi geçer, bayrağımızı indirirse ben Türkiye'ye
dönmem, dönemem. Alnıma tabancayı dayar, dokunurum tetiğe'.
11 Ağustos 1996 günü, işin ciddiyetini anlayan motosikletlilerden enaz yarısı bu işlerden vazgeçiyor, ortada sadece Rum ve Yunanlılar kalıyor.
14 Ağustos 1996 günü 35-40 fanatik Rum ve Yunanlı, hududumuzu delip bayrağımızı indirmeye kalkınca, bayrak direğine tırma nan bir Rum, Türk Bayrağına dokunamadan tek kurşunla yere indiriliyor. Bu fanatiklere destek veren iki ingiliz askeri de kalça larından vuruluyor.
Korgeneral Hasan Kundakçı anlatır:
- Olaydan on dakika sonra odamda oturuyordum, BM Barış Gücü Komutanı Tuğgeneral ve BM kuvvetleri Kurmay Başkanı ingiliz Albay geldi:
- Sayın Generalim, çok kötü şeyler oldu. Bayrak direğine çıkan bir kişi öldü ve iki de ingiliz askeri kalçasından yaralı.
- Onlara dedim ki; 'Sizi kaç gündür uyarıyorum. Bu işe mani olabilirdiniz, olmadınız, üstelik o vurulan ingiliz askerleri de motosikletli fanatiği direğe doğru yönelttiler. Engel olabilirlerdi,olmadılar. Merak etmeyin Albayım, biz iki ingiliz askerini uyardık.isteseydik öldürebilirdik,sadece uyardık, öldürmedik. Onun için kalçalarından kurşunladık.'
BM Kurmay Başkanı Albay:
- Ölebilirlerdi Generalim, diye yüksek sesle konuştu.
ingiliz Albay küstahlaşınca, Kundakçı Paşa odadaki havalı tabancayı alır. Albaya der ki; 'Yan taraftaki hedefi yenile'. Albay şaşkındır ama hedefi yeniler. Paşa, 25 metreden 5 el ateş eder, 'Oku puanları Albayım'.
Puanlar okunur 50 üzerinden 5 kurşun da 49'a isabet etmiştir. Biraz önce küstahça konuşan ingiliz Albay şaşırır ve susar.
Korgeneral Kundakçı devam eder, 'Şimdi anladınız mı?.. Türk Bayrağını indirmek isteyeni şah damarından vurup öldürmek istedik, öldürdük. Sizin iki ingiliz'i öldürmek istemedik, sadece uyardık'..."
Büyük Devlet vizyonunun gereği; sağı solu ağlama duvarı haline getirip salya-sümük ondan bundan medet ummazsınız. Gereğini gerektiğinde yapar geçersiniz!..
Çok demokratik açılım zurnasının zırt dediği yerdir..
En ileri seviyede 2demokrat' olan ülkemin bir kısım canım aydınları kamuoyunu nasıl 'ikna edecek' bilemem,lakin açılım dediklerinin 'peşkeş' olduğunun en aşikar belgesidir.
Bir uluun bağımsızlık sembolünü tüm medya organlarının gözünün içine baka baka hem de askeri bölgenin içine dalarak söküp atan tuhaf zihniyete hala birşey yapılmamış olması,bilakis bölgede görev yapan skerlerin silahlarına el koyulması hala o 'bir kısım' aydınlara acayip demokratik bir uygulama gelebilir.
Lakin,demokrasi ülkenin ordusunun itibarının yerle bir edilmesi değilidir.
rdunun darbe yapması elbet kabul edilebilir bir durum değildir,ancak,özellikle Ortadoğu gibi tarihin en erken dönmlerinden itibaren her an her ieyin yaşanabieceği,kıpırtının asla tükenmeyeceği bir coğrafyada yaşıyorsanız güçlü ve güvenilir bir ordu sizin için oldukça önemlidir.
Bugün herhangi bir askeri gazinoya bile el kol sallanarak girilemezken,terörün fink attığı bölgedeki kışlanın içine 'dalıp' bayrağın indirilebilmesini haa düzgün okuyamayanlar var mıdır bilemiyorum.
Haftalardır yol kesen,bölge güvenliğini tehdit eden ve tamamen bu güvenliğin sağlanması için orada bulunan askere saldıranlarla mı açılım yapıyoruz?
Peki şu saatten sonra çoluk çocuk orada bulunan görevli personelin güvenliğini kim sallayacak..
Kim garanti edebilir yarın öbür gün lojman bahçesinde oynayan çocuğun kör kurşuna hedef olmayacağını??
Evet,elbette 'analar ağlamasın'..
Lakin tüm olup bitenlerden sonra arsızca televzypn ekranlarında 'halk karakol istemiyor ama' diyenlere bugün alkış tutmak hangi aklın sesidir.
Barışın gelebilmesi için tek yol eli silahlı bir çetenin her dediğini kabul etmek midir.
Bölgede tüm güvenlik güçlerine ve devlet otoritesine rağmen kendi kolluk kuvvetlerini oluşturan bir çete sizce ne demek istemektedir.
Peki sizce istifa müessesei tam da bu zamanlarda çalışmamalı mıdır???
o bayrağı indirenlerden elbet bir gün hesap sorulacak ama ona müsade edenlere ne olacak. rte tamam eşin kürt diye onları seviyorsun ama anan baban türk diye de biraz ülkene sahip çık.