selcuk yula'nin pic ettigi mac. sacma sacma yorumlar, cümlenin sonunu yutmalar, ne dedigi anlasilmamalar derken cekilmez hale getirmistir maci.
bir de macin basinda "iki takimin seyircisi yan yana oturuyor birbirleriyle dost ne guzel, keske bizim ulkemizde de boyle olsa" gibi bi klise lafi en son soyleyecek insandir ayni zamanda heralde. sen yazarlik degil amigoluk yapip milleti galeyana getir, bi de utanmadan boyle dileklerde bulun. (bkz: aferin cok iyi dusunmussun)
bu avusturya'nın bile ; ki kendileriyle neredeyse kafa bulacaklardı zayıf olduklarını vurgulayarak , hırvatlara zaman zaman kan kusturduğu maçtır. bu turnuvadaki en dandik takımsa madem, biz neyiz diye sorgulatmış maçtır aynı zamanda.
izledikçe kendimden utanmama sebep olan, herkesin itin götüne soktuğu avusturya'nın bile hırvatistan karşısında ilk 35 dakikayı saymazsak bütün sahanın hakimi olduğu ve sayısız gol kaçırıp da 4. dakikada gelen bir penaltı golüyle 1-0 kaybettiği maç... evet bildiniz, ilk 2 günde 8 takım arasında oynanan 4 maç içerisinde açık ara en şahsiyetsiz, silik futbolu oynayan ekip bizdik... yazık...
atv'nin ses ve görüntü ayarını bir türlü tutturamadığını gördüğümüz maç. bu seferde geç geliyor ses. neyse en azından erken gelmesinden iyidir diyelim.
bu arada ilk yarı 1-0 hurvatistan üstünlüğü ile bitti.
selçuk yula'nın kendisiyle çeliştiği maçtır.
avusturya bu maçı kazanmayı haketmedi dedikten sonra bu söylevinin nedeni öyle bir açıklamıştır ki, ilk cümleyi duymayan adamın avusturya'nın kazanmasını istediğini zanneder.
(bkz: bir ilker yasin olarak selçuk yula)