"birisi yolumuza sakız attı ve biz bu sakıza bastık. ayakkabımızın altındaki sakızı çıkarmaya çalışırkense 2 tane gol yedik. " şeklinde günlük hayattan bir örnek verilerek tanımlanabilecek bir maçtır. daha 2 maçımız vardır. **
golu yedikten sonra, hiç birşey yapmayıp sadece kendi sahasında top dolaştırabilen takımızdır herhalde.
bu zamanında arkadaşlarım 1-0 öne geçtikten sonra bana yaparlardı, fifa 2005' de.*
volkan-tuncay-mevlüt-sabri-semih kişilerinin neden takımda olduğunu tekrar tekrar sormamıza neden olan maç.
hele volkan hiç oynamasa daha iyi. maç boyunca bir tane sut tuttu, o da sut değil zaten. yuvarladı ronaldo.
ümit karan ve mehmet topuz kadroda olsaydı daha farklı biteceğine inandığım maç. servet, colin kazım, ve marco dışında geri kalan bütün futbolcularımız sahada gezinmiştir. 2. yarı tuncay'a dayanabilen bir fatih terime hiç bir şey demiyorum zaten...
saldım çayıra mevlam kayıra taktiğiyle oynadığımız maç.son yılların ki buna istanbul'da fark yediğimiz yunan maçı da dahil, en dağınık ve en vasat milli takımını izlediğimiz maç olmuştur maalesef.
skor anlamında türkiye için her şeyin bittiği anlamına gelmeyecek maç. zaten bu maçtan beklenen en fazla bir puandı. o da olmadı. ama hiç bir varlık gösteremedik, gol pozisyonuna bile giremedik ya; işte bu bizim için her şeyin bittiği anlamına gelebilir.
takımın dizilişini, kadro seçimini, şunu bunu eleştirmek bile istemiyorum. çünkü bunun için bile birşeylerin ortaya konması gerekirdi. inşallah diger iki maçta daha diri, daha istekli oynarız.
terim'in bir milli maçı nasıl 'kahraman olmak adına' saçma hamleleri sebebiyle içine ettiğinin kanıtı olan maçtır.
gerek kadro olsun gerek kadroya verdiği taktiki bilgiler olsun.
tam bir hayalkırıklığı yaratmıştır milli takım. beklentilerin çokca altında sergilenen futbol bile denilmeyecek düzeyde oynanan top.
allah'tan portekizlilerde gününde değildi, yoksa fark bile olabilirdi.
hakeme herne kadar b.k atmak istemesem de biri kesin iki penaltıyı buz gibi yemiştir. yazık olmuştur. allah belasını verecektir. temennimiz budur.
isviçre maçında aynı hataların tekrarlanmamasını dilememle beraber, portekiz macına cıkan kadrodan kafadan 4 kişinin değiştirilceğine eminim isviçre maçı için.
haber türk adlı haber kanalında iki kadın tarafından yorumlanan maçtır. işte bu kadar oynamışızdır, fotboldan anlayan bir erkek yorumcuya bile gerek yok. hakaret anlamında değil, becerememek anlamında kadın gibi oynadığımız ve kadınlar tarafından yorumlanmaya layık bir maçtır.
tek tesellimizin portekizin 98 türkiyenin 102 kilometre koşmasıdır. yalnız bu züğürt tesellisidir, zira bir futbolcuya oranladığınızda sadece 250 metre kadar fazla koşmuşuz.
ayrıca onlar topu koşturdular biz biraz peşinden koştuk, bir ronaldo koşuyordu biz 3 adam peşinden koşuyorduk... bunları düşündüğümüzde 4 kilometre fazla koşmamız az bile olmuş. en az 3 katı koşmalydık ki yenebilelim ya da topu koşturmayı öğrenmeliydik.
öncelikle "skoru önemsememiz gerekir" diyen gerizekalıların bu ülkede futbol yazarak nasıl ekmek yediklerini anlayamadığım maç olmuştur.
bu amcamlar neden böyle bir beyanat kullanmışlardır peki?
çünkü portekiz milli takımı euro 2008 finallerinin en önemli favorilerinden biridir.
hah bak burada haklılar haklı olmalarına ama zurnanın da zırt dediği yer gene burası.
neresi?
"portekiz euro 2008'in favorisidir"...
burada bir virgül koyarak biraz hafızamızı zorlayıp 90'lı yıllara dönelim, bakalım ne göreceğiz?
--spoiler--
Tarih 25 Temmuz 1992 idi. Yer Almanya. Rakip Portekiz'di. Canla başla oynuyorlardı. Maçın normal süresi 1-1 sona ermiş, uzatma dakikalarına geçilmişti. Bu öyle sıradan bir müsabaka değildi. Türk futbolunun FIFA ve UEFA nezdinde tarihinin en büyük başarısına imza atması için sadece bir gol, evet sadece bir gol lazımdı. O gol 99. dakikada Tarkan'ın ayağından geldi.
A Genç Milli Takım maçı 2-1 kazanarak Avrupa Şampiyonu oluyordu. Ertesi gün Türkiye'de adeta bayram vardı. Çocukların hepsi birer kahramandı. Teknik Direktörleri Serpil Hamdi Tüzün'ün, "Başarı kısa vadede elde edilen bir şey değildir, başarı uzun vadede bu çocukların Ümit Milli Takımına ve A milli takıma yükselmesidir." uyarısına o zafer sarhoşluğu içinde hiç kimse kulak asmadı.
--spoiler--
yani biz bu günkü milli takımımızın ana iskeletini oluşturan daha doğrusu iskeletini oluşturan geleneğin temsilcileriyle çıktık portekiz karşısına, keza portekiz de öyle. onlarda 1990'lı yıllardan gelen değişimin uzantısını bu günlere taşımışlardı.
alacağımız ders ise 1992'de yendiğimiz portekiz'in şu an euro 2008 için favori gösterilmesi. peki biz neden favori değiliz? bunu yanıtını az evvel yazdığım gibi taa o yıllarda serpil hamdi tüzün hoca vermişti zaten.
biz ne zaman tarihimizden ders çıkarırsak o zaman başarıya ulaşabiliriz.
bunun dışında gerisi yalan, gerisi palavra. kimse kıçından taktik, teknik ve kadro uydurmasın...
hayır madem atak yapamıyoruz, rakip kaleye organize bir şekilde gidemiyoruz, bari vatan millet sakarya savunma yapın da saçma sapan goller göstermeyin millete...
rakibin defans oyuncusu* adam geçiyor, duvar pası yapıyor, gol atıyor. akıl mantık almıyor...
2. golde ise evlere şenlik savunma, araya atılan bir top, bir pas daha, boş kaleye yuvarlıyor adam topu... hadi bu 90+2'de ama averaj için yenmemesi gereken bir goldü.
türk milli takımının tel tel döküldüğü,portekiz milli takımının da potansiyelinin altında futbol oynadığı maçtır.
türk milli takımı maç boyunca (ilk 35 dakikadaki savunma hariç) hiçbir şey yapmamıştır.
takımın hücum hattı o kadar etkisiz kaldı ki,geride sıkılan pepe,bildiğin ikiye bir yaparak şık bir gol atmıştır.arkasında iki adet bek olduğu için etkiliymiş gibi görünen colin kazım,hamitin çıkmasıyla takıma uyum sağlamıştır.portekizin sağ beki bütün maç bizim yarı alanımızda gezerken hakan balta orta çizgiyi geçerken bile görülmemiştir.
sonuç olarak fatih terimin yanlış kadro seçimi(turnuvadan önceki kadro seçiminden bahsediyorum) ve 2 yıldır takıma hala bir sistem monte edememesi sonucu,bundan sonraki maçlardan da umudum yoktur.
servetin annesine de sözüm var; teyze evet oğlun tek başına takım.
türkiyenin tabiri caizse ezik bir futbol oynadığı, 2-0 portekizin galibiyetiyle sonuçlanan maç. ortada ne bir organize atak var, ne de adam akıllı ileriye dönük paslaşma. ha bir de "en iyi savunma oynamaktır" diyen terimin neden böyle bir oyun tercih ettiği de tartışılır.
servet çetin, mehmet aurelio, volkan demirel ve kazım kazım'ın kanımca günün kahramanları olduğu maçtır. ronaldo'nun gol yollarında etkisini yarı yarıya servet azalttı, mehmet aurelio orta sahada ve defansta tehlikeli atakları sonuçsuz bıraktı, volkan demirel elinden geleni yaptı direkler bu gece onun yanındaydı, kazım kazım orta sahada ve ceza sahası civarında oldukça güzel bir performans sergiledi.
ayrıca bu maç gösteriyor ki savunma zaaflarımızı alışkanlık haline getirdik mahalle maçında yapılmayacak hatalar yapıyoruz, pas verdiğimiz vakit topu kaybediyoruz ve hiç hızlı değiliz, forvetlerimizin gol yollarında çok etkisiz kaldığını görmüş olduk, ayrıca dikkat ettiyseniz orta yapmayı bilmiyoruz her yaptığımız orta kalecide kalıyor.
gol yollarında ümit karan milli takımımız için bir ilaç olabilirdi, 1 mart 2006 tarihinde oynanan türkiye çek cumhuriyeti hazırlık maçında 2-0 yenik durumdayken son 15 dakikada ümit karan maçın 2-2 bitmesini sağladı, kısacası ümit karan fırsatçı bir oyuncu.
hızlı ve teknik oynadığımız sürece karşımızda kimsenin duramayacağı kanaatindeyim. zira 2004 bunun çok güzel bir örneği. kim beklerdi yunanlıların şampiyon olacağını.
ancak bu saatten sonra konuşmanın bir faydası yok, benim tahminlerimce milli takımımız alsa alsa isviçre'den puan alır o da en kötüsü bir beraberlik.
tek dileğim umarım milli takım hakkında söylediklerim için yanılırım.
edit: son 10 dakikada ümit karan 2 gol atmıştır. minik mavi balinaya teşekkürler *.
sonucunun tek sorumlusunun fatih terim olduğu karşılaşma. orta saha dizilimi, oyuncu seçimi-değişimi tamamiyle sıfırdı. rıdvanın tv den göreildiklerini görse, duygusal değil zekasıyla oynasa... ahh ah!!
Milli Takımımızın Avrupa Şampiyonası'ndan eden maç olucaktır.
Ufak bi analiz;
Yıllar boyu galatasaray'da teknik direktorluk yapmıs Uefa ve Super Kupa 'yı kazandıktan sonra bi varlık gösteremeyen fatih terim'in katlettigi mac olmustur.
Ya Spor medyası bunu anlamakta güclük cekiyor ya da bu adamda harbi şeytan tüyü var.Fatih Terim'i Fatih Terim yapan O dönemin en büyük ismi tartışmasız George Hagi'dir.Kupaları aldıktan sonra italya'ya gidip kovulan ve bi varlık gösteremeyen teknik direktore emanet et sen bu takımı, Sonra yenildik diye kendini parala..
Takım'ın zaten yürümeye mecali yok.Ee bizim oyunu forse eden oyuncularımız yok mu ? Hani yıldıray basturkdesem? Ama aranız yok avrupa'ya götürmedin degil mi Fatih Hoca ?
Hani Ingiltereye gittikten sonra sonen.Bugun sahada macın sonuna kadar sac bas yolduran Tuncay'ı çıkartma git onun yerine hamit'i al oyundan.. Fatih hoca büyüksün !
Hee birde damadın bugun bizi omuzlarında taşıdı sagolsun 90 dakka yük olduk Emre Belozoglu'na.. Teşekkürlerimizi iletirsin Fatih Hoca..
Fenerbahce'li olmama ragmen bizim birde Arda diye bi oyuncumuz vardı fatih hoca? Hani Şu varlık gösteremeyen tuncay ya da emre'nin yerine alıcagın? Unuttun heralde..Sorun etme alıstık biz hocam!!
hiç haketmedik bu maçı kazanmayı hiç. ayrıca tuncay'a nasıl 90 dakika tahammül edildi anlamış değilim.
adam eksilten , topu tutan , arda , gökdeniz gibi oyuncularda oyunda olmayınca boyuna kendi kalemize doğru oynadık.
aslında portekiz'de ahım şahım top oynamadı ya neyse. ilk golden sonra geri çekildiler. bizim futbolcularda hiç gitmedi , gidemedi.
zaten ne zaman önemli bir maçı doğru düzgün oynayıp kazandık ki. illa sinir hastası olacagız. gruptan da kıl payı çıkarız çıkarsak. o da böyle oynayamayarak değil tabi. (bkz: önümüzdeki maclara bakacagız)