servet çetin in top daha havadayken rakipten çalım yediği, top yere indiğinde ise, burası neresi ben kimim moduna girdiği bir maçtı. golü öyle yemedik mi lan?
1. türkiye'de şike yapılır. adalet şike yapanlara uygulanmaz. küme düşürülme falan hak getire, şikeciler baştacı edilir.
almanya'da şike yapılmaz. adalet karşısında cezalandıralacağını bildiği için insanlar, şike yapmayı akıllarından bile geçiremez.
2. türkiye'de dünya standartlarında yeni yeni stadyum yapılmaya başlanmıştır.
almanya'da bütün stadlar dünya çapındadır.
3. türkiye'de tribünler bomboştur.
almanya'da son sıradaki takım bile küme düşmesi garanti olsa maçlarını kapalı gişe oynar.
4. türkiye'de değil trt dışında (o da özet) televizyondan maç izlemek... insanların internetten maç izlemesi çirkin işlerle engellenir.
almanya'da insanlar özgürce evlerinde kendilerini yaya yaya maç bakarlar. internetten maç izleme hakları da ellerinden alınmaz.
5. türkiye'de milli takım maça forvetsiz çıkar. (kimse burak'ın değil forvet, futbolcu olduğundan bahsetmesin!)
almanya'da milli takım her maça klose-mario gomez-götze gibi 3 dünya yıldızı forveti sahaya sürer.
6.türkiye'de orta sahada selçuk oynar.
almanya'da schweinsteiger.
7. türkiye'de kaleye volkan geçer.
almanya'da neuer.
8. türkiye'de defansta egemen oynar.
almanya'da mertesacker.
9. türkiye'de futbolcular ota boka yerden kayar.
almanya'da futbolcuların ayakları yere sağlam basar. sadece rakibin karşısında durur, alan daraltırlar.
10. türkiye'de seyirci maçın son 20 dakikası trafik yüzünden stadtan çıkar.
almanya'da seyirci maç sonuna kadar takımı için tezahürat yapar.
11. türkiye'de hayatında bir kere topa vurmamış, spor yapmamış adamlar 100 yıllık takımların başkanı olur. federasyon başına getirilir.
almanya'da spor yöneticiliğini sporun içinden gelen beckenbauer, bierhoff, klinsmann gibi adamlar yapar.
en önemlisi 12.
türkiye'de devletin spor politikası yoktur. ama nasılsa spora siyaset her zaman müdahele eder.
almanya'da devletin spor politikası vardır. her alman vatandaşı türkü, almanı, arapı, polonyalısı hepsi spor yapar. ama asla spora siyaset karıştırılmaz.
işte bu 12 maddeden dolayı dün akşam almanya'nın bizi bütün dünya'nın önünde dövdüğü, ezdiği, yendiği maçtır: 7 ekim 2011 türkiye almanya maçı
10 memurun emekli ikramiyesini bir ayda alan, her yenilgiye rağmen ağam paşam gibi iltifatlarla önünde eğilinen teknik direktörümsü bozuntusu kuruntusu guus hidinkin maçtan önce beraberlik iyi bir sonuç diyerek ,galibiyet sürpriz olur diyerek,oyuncularınıda çok güzel motive ettiği (!) bir hezimet maçıdır.yahu bir teknik direktör maça böyle umutsuz başlarsa , bu oyuncular böyle yüreksiz oynarlarsa bu işin altından nasıl kalkılır.70 küsür milyon ülkede hiç mi futboldan anlayan yok,hiç mi topa vurmasını,motive etmesini bilen yok? mecbur muyuz biz türk halkı olarak her zaman boynu bükük sahadan ayrılmaya.mecburmuyuz biz şerefli ikinciliklerle yetinmeye ( gerçi bu sefer o bile belirsiz,ipler başka ülkenin elinde artık..) ..sonuç olarak eksikler var..olur tabi..doğal..ama eksik denilen şey zamanla kapatılır,üstüne gidilir normal şartlar altında..ama bizde ise her geçen gün artan eksikler boynumuzu sardı ipimizi çekti belçikaya verdi.yine kendimiz beceremedik şu ipi elimizde tutmayı ..her zaman ki gibi..her durumda olduğu gibi..tek kelimeyle yazıklar olsun..türkiye avrupa şampiyonasına gitse bile türkiyenin o turnuvada oynamayı hak etmediğini oynadığı futbolun kalitesizliğine bakarak rahatlıkla söyleyebiliriz...tabi yüreği ay yıldızla çarpan bizler hariç...
zamanınra sırf hakan şükür'ü oynatmıyor diye tribünlerde "ersun yanal istifa" diye popolarını yırtarcasına bağıranların, dünkü maçta hiddink hakkında ne düşündüklerini merak ettim. pek sesleri çıkmadı da.
şike olayının türk futboluna ne kadar zarar verdiğinin de bir kanıtıdır, 3 sene önce biz bu takıma yenildik ama ezilmedik üstelik oynatacak adam kalmamıştı zaten tam kadro oynasak yenebilirdik hatta. dün ise adamlar kendi sahamızda bizimle dalga geçtiler resmen, futboldan uzak kalan adamların zaten çok iyi oynaması da beklenemezdi.
hak ederek yenildiğimiz grubun sondan bir evvel ki maçı.
şahsi fikrim maçtan bir puan alacağımız yönündeydi. maalesef alamadık tabi. aldığımız 3'ün 1'i oldu.* mevcut durumu da değiştirmeyecek bir sonuç tabi. yine son maça kalıp, yine göbeğimizi birilerine bağladık bekliyoruz. yani yeni bir şey değil bu hadise bizim için. son maçı alıp 2. oluruz.
berabere kalırız düşüncem de hiddink gibi akıllı bir hocanın maçtan önce 2-3 gündür verdiği almanya çok iyi ve biz de haddimizi bilerek oynayacağız ve 1 puan iyidir mesajlarıydı. bence %100 haklıydı. sezonun geç açılması, bazı oyuncuların sakatlıktan henüz 1 hafta evvel çıkmış olmaları, bunun üzerine ligde oynanan ziplenmiş 5 hafta ve istenilen taktik disipline her zaman olduğu gibi ayak uyduramayacağımız gibi detaylar bizim bu maçı en azından bir beraberlikle bitirmemizi engelledi.
benim kafama takılan kısım da şu; kişiler üzerinden bir milli takım gerçeğini yürütüyoruz yıllardır. işte o oynar, bu oynamaz. o olmalıydı, bu olmamalıydı gibi.
ben yarından tezi yok hiddink'in yanındaki tüm yardımcıları kovar ve bu işi tek başına ona bırakırdım.
bence yenilginin sebebi direkt olarak taktiksel disiplinden yoksun olduğumuz gerçeğidir. haddini bilmeden oynarsan, haddini bildirirler. bireysel hatalara girmiyorum hiç, yıllardır arınamadık önemli maçlarda bireysel hatalardan. halen daha devam ediyor. sebebi de şu: oyuncularımız kişisel gelişimlerini tamamlayamadan futbolu bırakıyor neredeyse. yani ben kendi oyunuma katkı yapayım, geliştireyim ve daha çok çalışayım diyen adam sayısı 2-3'ü geçmiyor yıllardır. temel eksikliğimiz budur. yoksa eksikleri tamamlanmış ve iyi bir kadro ile oynayan bir milli takım içeride kolay kolay kimseye yenilmez ve böyle gruplarda en azında açık ara ikinci olur.
oysa bu kadar formda bir rakibe karşı bu kadar çabuk oyunun hızlı temposuna geçiş yapmak intihar olacaktı, oldu da. başka açıklaması yok bu işin.
iyi başladık, ama golü atamadık. Dev gibi bir adama yumruk sallayıp sonra tutturamayınca ne hissedersen peşine onu hissettik, pıstık. Ondan sonra da Almanya geeeel dedi. *