özürlü lan bu gazetenin yöneticileri.
koydukları fotoğrafa bak. tosun paşa filmini sansürleyen adamların yaptıkları işi haklı çıkarırcasına böyle fotoğraf koymak gerizekalıktır.
habercilik mi? ne haberciliği bu yapılan insanlık bile değildir. gün içinde mutlaka birileri çıkıp "evet hatalıyız, gözden kaçmış" diyecektir. bunun gözden kaçırılacak yeri mi var? kör müsün? eleştirmeye gelince mangalda kül bırakmayan köşe yazarları nerde? nasıl bir açıklama yapacaklar? hiç mi kontrol edilmiyor, lisede ki okul gazatesi mi bu?
bu kadının çocuklarına nasıl bir açıklama yapılacak?
öpüşme sahnesini sansurlerler ama bir insanlık dramını alır böyle manşet yaparlar...
yok almazsın gazeteyi okumazsın bilmem ne yapmazsın, tabiki de bunlar yapılacak ama herseye susarsan böyle mal izleyici damgası ile takılırsın, neymiş secici davranılacakmış, hadi bizi salla gitsin, bu kadının cocukları ne yapsın, annesinin resmi diye bu gazeteyi mi saklasın.
biz kimseye gazeteci olamazsın demedik......
habercilikte son nokta işte. iyi tarafından bakarsak artık kadına şiddete son verilmesi için çok ağır cezalar olmasını gerektirdiğini göz önüne koymuştur. bazı şerefsizlere ibret olabilir. kötü tarafı ise insan psikolojisi açısından yapılmaması gerektir. tam sayfa o kadını bu hale getiren şerefsiz adamın şişlenmiş cesedini de ister insan.
insanların artık ne kadar bayağı ve ucuz yollarla rant sağlamaya çalıştığının apaçık göstergesi olan manşettir. büfede, markette, masada fotoğrafı görünce dönüp bir daha bakacak ya da bak(a)mayacak, aynı ya da benzer acıları yaşamış o kadar çok insan; o ifadeden bizler bile etkilenirken, dehşete düşecek o kadar çok çocuk var ki.
habercilikle, gazeteclikle zerre alakası olmayan 'sürmanşettir'. gazete sattırmanın en basit ve en ahlaksız yoludur. Daha birçok şeydir fakat dili varmıyor insanın.
Not: ilgili haberin bulunduğu yer manşet değil sürmanşettir.
şuan uyanıp, twitter a göz atarken haberturke nolmuş amk dediğim olay. amaçları nedir bu haberi yapmakla anlamamakla beraber, yara izlerini geçtim, kadıncagızın suratını buzlasalardı bari. o gazete kagıtlarıyla kendilerine uçak, gemi, şapka yapan çocuklar var bu ülkede. ayıptır. günahtır.
bir an için habertürk'ün gerçeklerle yüzleşip kadına şiddete dikkat çekmek amaçlı bu fotoğrafı yayınladığını düşünelim.
iyi, hoş tamamda keyifle kahvaltınızı yaparken manşete bakmayıp iç sayfaları açtığınızı ve çocuğunuzun bir an o fotoğrafla karşılaştığını düşünün.
yada bakkala ekemek almaya giden 6 yaşındaki bir çocuğun gazete standında manşete denk geldiğini tahayyül edin.
sonuç: kadına şiddete dikkat çekeyim derken tam aksine neden olup, henüz gelişmemiş zihinlerin her gün karşılaştıkları bir gazetede, evimizin içerisine girmesinde bir beis görmediğimiz bir yayında, yani hayatın olağan seyri içerisinde sırtında bıçak olan bir kadının kanlı fotoğraflarının yer almasının normal olarak algılanması olacaktır.
bu durumun bu kadar afişe edilmesi her gün evlerimize girmesinde bir sakınca görmediğimiz bir gazetede oluyor. bir internet sitesinde yada çocukların ulaşamayacakları bir içerikte değil.
birisinin yaşanan bu vahşetlerin gerçek olduğuna insanları ikna etmesi gerekiyordu. görüntüyü sorgulamakla kalmasın tepkiler, gelin o görüntünlerin oluşmasına sebebiyet veren cinneti konuşalım. toplum nereye gidiyor onu tartışalım.
Fatih Altaylı yıllardır her gün köşesinde ne zaman adam oluruz diye soruyor, kendiside cevaplıyor. Böyle bir manşete izin veren bir gazetenin genel müdürü olarak sen adam olmazsın!
(bkz: son 7 yılda kadın cinayetlerindeki artış)
kadınlarımızın, kızlarımızın başlarına gelenlerin ve ülkede olup bitenlerin genel fotoğrafının farkında olmayan ve bu durum karşısında tepkisizliğini ve sessizliğini, istifini bozmayan devlet yöneticileri ve vatandaşların umurlarında olmayacak fotoğraftır.
yıllardır gazetelerin 3. sayfalarında bu konuyla ilgili haberler verilmiyor mu? gözün gör deyip kulağın duy dediğine kapalı olan insanlar bu fotoğrafla mı farkında olacak? biraz sükse yapacak, belki biraz tepki alacak. ilgi toplayacak. işte bu kadar...
bizim kocasından dayak yiyen kadına diyanet'in sendikası din-bir-sen: "dayakçı kocalar polise şikâyet edilmemeli."
"aile içi meseleler aile içinde kalmalı. polisten önce imama gidilsin." diyor.
devletin gözündeki kadının yeri bakacak olursak zaten ortada. mecliste pantolonu kadına giydirmeyi ödül olarak kabul eden siyasetçilerimiz var.
siz kadının erkeğin kaburgasından yaradıldığını kabul edip böyle değer verdiğiniz sürece vatandaşlarınız neler yapmaz?
sözün özü; bu fotoğraf yayınlanmadan önce de bu cinayet vardı, bundan sonra da olacak. eğer bir şeyleri değiştirebilirse bu fotoğraf o zaman eleştirmeye hakkı yok kimsenin. iyi yönde olacaksa eğer bunun geri dönüşü, kentleri bu fotoğrafların afişleriyle donatmalı ki tepkisizlik insanlıktan utandırmalı. değer vermeyişlik yüz kızartmalı. bunun olduğunu yaşandığını bilip bunu resmetmekse acımasızlık yaşananlar bu fotoğrafta olanlardan çok daha fazla. ama traj içinse bu fotoğraf ve "artık yeter!" mesajından ziyade ekonomik kaygılardan dolayı da yapılmışsa bu da hiç şaşırtıcı değil.
öldürülen pkk militanlarının cesetlerine bakarak bayram edenleri orgazm olanları rahatsız etmiş manşettir. aynı gazete şöyle dokuz on pkk militanı cesedi yayınlasa hepiniz zevkten dör köşe olurdunuz.
bir de ahlak dersi filan vermeye kalkanlar olmuş. ikiyüzlüsünüz hepiniz. insansever gözükmeye çalışıyorsunuz ama yemezler sizin yaptığınızı.
fatih portakal'ın sabah sabah vermiş olduğu büyük tepkiyle hemen gazete bayine koştum ve habertürkümü aldım. aynı tepkiyi ben de verdim. şok şok şok!!!
çok yanlış bi hareket yapmıştır habertürk ama reyting için yaptığını sanmıyorum.
amacını aşmış o kadıncağız ve ailesine karşı çok kötü bir pozisyona girmiştir. ama bu şok her akşam 3 kadın öldü 5 kadın hastanelik haberlerini kayıtsız izleyenlere belki bişeyler hatırlatır. #boykotkadınaşiddet
içinde bulundurduğu bazı densiz yazarlardan dolayı eleştirdiğim ve sevmediğim bir gazetenin ilk defa ilkeli haber yapmasıdır.
ayakta alkışlıyorum gazetenizi kardeş.
şimdi kimse hırrım-mırrım etmesin. bu gazete, sadece ve sadece bugün size gerçek dünyayı gösterdi.
evet sevgili kardeşlerim; gerçek dünyaya hoşgeldiniz.
bu olay yaşanmıştır. artık öğrendiniz.
artık kadının cesetiyle yüz yüzesiniz.
o sizin annenizde olabilirdi, kardeşinizde, sizde.
hafifletmeden, açıkça size gösteriyor. görün bunu diye.
görün ve aklınızı başınıza alın.
şiddetin ne boyutlara geldiğini görün ve adam olun.
ve altında diğer bir haber.
sarkozy'nin nasıl taklalar atıp, dansözlük yaptığını gösteriyor.
görün diyor. sizin başbakanınız fransızla güvenlik antlaşması yapıyor.
fransız gidip ermeniye yaltaklanıyor.
ermeni gidip teröriste arka çıkıyor.
gözlükler çıkınca dünya daha net gözüktü değil mi?
ama kimse dünya'yı böyle görmek istemiyormuş.
taa ki başına gelene kadar.
bir müsibet, bin nasihattan iyidir kardeşlerim.
benimde arkadaş trafik kazazı geçirip, beynini dağıttığında emniyet kemeri takmaya başladım.
hiç sevmezdim seni habertürk.
ama ilk defa kimsenin altına yatmadan, üstüne basmadan haber yaptın.
bu dünyayı görmek bir içimi parçaladı ama artık kadına şiddetin önünün alınmasına bende hemfikir oldum.
aferim altaylı. maymunun gözünü açtın.
bugün, erken saatlerde gazete almak için gittiğim büfede, en üst raflarda görünce hayrete düştüm. bunu yapanların; ne etik kurallardan, ne kişi hak ve özgürlüklerinden, ne de sansür araç ve gereçlerinden haberi var.
mevcut durum, rant elde etmenin ve reyting kaygısının apaçık göstergesidir.
gerekli yaptırımlar bir an önce uygulanmalıdır. gazetecilik, bu kadar ucuz değildir.
bu travmaya sebep olan şerefsiz insan müsveddesinin de, bu zihniyette olan bütün "ben erkeğim" diyen yaratıkların da, kadınları 3. sınıf vatandaş olarak gören zihniyet, örf, adet gelenek görenek her neyse onun da, bu fotoğrafı bu şekilde yayınlayan o gazetenin de allah belasını versin. yuh...
(ha düşünüyorum alın işte görün yaptığınızı diye erkeklerin gözüne sokmak mı istemiş ne yapmış anlamadım ya tamam mesaj belli ama yok bu çok fazla, çocuklar da görecek o gazeteyi. bu travmayı o küçücük masum saf beyinler nasıl yorumlayacak kim bilir? bu nasıl telafi edilir ki)
Gazetecilik anlayışı bu değildir, sorumlusu tamamen genel yayın yönetmenidir. Ayrıca gazetecilik anlayışına ters düşmektedir ve etik değildir. Anlatmak istenileni daha iyi bir manşet veya flu bir resimle de anlatılabilirdi alalen her şeyi ortaya dökmek gazetecilikle örtüşmez.
zorunlu tanım: sorumlunun, sorumluluklarını bilmeme durumudur, acilen toplatılması şarttır.