bunu yapan habertürk değil eğitimsiz insandır. bir nevi gerçeği göz önüne sermiştir habertürk. eğer sen eğitimi vermezsen buna da tepki göstermeyeceksin.
bu eğitimi aile veremezse devlet verecek.
devlet veremezse gazete ve kamuoyu.
eğitim böyle mi olmalı, tartışılır.
ama dikkat çektiği kesin.
öküzlüğün ürettiği sürmanşettir. hiç kimse çıkpta "yea adamlar manşetten vermeseydi haberiniz bile olmayacaktı" demesin, dememeli. eğer bu manzaranın ardında toplumsal sonuçları olan bir sıkıntı varsa, bunu konunun uzmanları araştırıp çareler üretsin. sırtına bıçak saplanmış çıplak kadını gördük, üzüldük, sonra evlerimize gittik. ee, çöktü mü bu vahşeti besleyen kanallar? bu şerefsizliğin haber olduğunu varsaymak utan vericidir. ne tür bir kafaya sahipsiniz anlamıyorum ki. bunu yapan zihniyet yarın beyni dışarıya akmış cesetleri de sansürlemeden verirse utanacak mısın ey habertürk savunucusu?
habertürk ü bu kadar eleştirmek yerine bu kadının hayatını mahveden adamı konuşsak...
ama yapamıyoruz.
alışmışız... 3 sayfada, kahvaltını yaparken okursun haberi, sonra biraz üzülürsün ve tekrar çayını yudumlarsın.
ama alışmışız biz.
olayın, haberin, kadına şiddetin, adı ne olursa olsun, buraya kadar ya da bu noktaya kadar gelmesi doğru mu?
belki de devletin bu olaya kökten çözüm bulması için atılmış manşettir ya da başka eşler, başka anneler ölmesin diye sansürlenmemiştir.
bu şekilde dikkat çekmek mi gerekliydi? 3.sayfada olsaydı bakıp geçecektin, belki bakmayacaktın, okumayacaktın kendini kandırma.
çünkü annen de kardeşin de eşin de yanında senin.
yeter lan artık...
balkon çocuklarının hayatı toz pembe sananların rahatsız olduğu bir manşettir! helal olsun fatih altaylıya, böyle bir sürmanşeti yayınlatabilmiştir. 3. sayfada sol altta küçük bir karede verse idi haberi kaçınız şu an kadına üzülüyor olacaktınız? kaçınızın dikkatini çekecekti? ölüm haberlerine alışmış bir toplumda dikkat çekebilmek için yapılmış yerinde bir harekettir! ölüm tüm pisliğiyle tüm acısıyla dışardadır. sansürlemek, yasaklamak, örtpas etmek sistemden memnun olanların hayatı güzel gösterebilemek için başvurdukları yoldur!
insan ölümüne bile alıştırılmış vurdum duymaz hale getirilmiş bir dünyada yaşıyorken, biraz olsun dikkat çekmiştir. helal olsun.
ben hayatı pembe görecem diyenler spor sayfalarını okusun!
erkekliğini geçip insanlığından şüphe ettiğim bir yaratığın yaptığı iğrençliği gözler önüne reyting uğruna sermiş manşettir.
(bkz: bu yaratığı ipte sallandır bak başkası bida yapabiliyormu)
hergün, yüzlerce evde yaşanan olaylardan bir görüntü, habertürk gazetesinin manşeti.
O fotoğrafı sansürlemeden koymak ne kadar etik bilinmez ama, bilinen tek şey var; kadına şiddet heryerde.
gerçekten inanılmaz olaydır.sanki reklam yapıyor teknolojide son nokta diyor!
ayrıca resimde sansürlenmelidir biraz empati yapanlar anlayacaklardır.kendinizi o şekilde ölmüş düşünün gazetede böyle bir fotonuz çıksın ister miydiniz?
Habertürk'ün kullandığı resim şiddet pornografisidir. Resmi görüp "yan baktın, omuz attın" diye 3 kuruş paraya cinayet işleyen adam durup düşünecek mi? Ya da senelerdir yaşananlar için kılını dahi kıpırdatmayan, işi gücü nemalanmak olan şeref ve onur timsali! siyasetçileri mi harekete geçecek o resimle? Bir şeyden rahatsız olmak için illa resmini mi görmemiz lazım? Sizin yapacağınız habere tüküreyim. Aslında haberi buraya koymayacaktım ama binlerce gazete bayinden birine gittiğinizde zaten göreceksiniz. Yine de uyarayım; aşırı derecede rahatsızlık verir.
ve ek olarak; "muhtemelen kendilerinden gelecek savunma 'bugünkü sürmanşet ile kadın meselesine dikkat çekmek' üzerinden kurgulanacak.
kadın cinayetlerine karşı esaslı bir duruş gerçekleştirebilmeleri için yayın politikalarını 'kadın cinayetleri politiktir' söylemi üzerinden şekillendirmeleri gerekir. var mı öyle bir niyetleri? yok. var mı öyle bir yönelimleri? yok. o işler öyle şiddeti fotoğraflayıp sürmanşete koymakla olmuyor."
büyük hata! habercilik açısından başarılı bir fotoğraf ancak oto kontrol, editörler ve sosyal çevre filtrelerinden geçirilip o fotoğrafın basılmaması gerekirdi. Hem gazetecilik hemde etik olarak yanlış karar alınmıştır.
olayın gazetecilik etiği, bunu görecek çocukların ruh dünyası penceresinden eleştirilmesini anlıyorum da, meselenin tutup "kadın haklarının ihlali" çerçevesinde değerlendirilmesine kafam basmıyor.
ne yani yerde yatan koca olsaydı daha az mı tepki verecekti kadınlar ve kadın haklarına duyarlı insanlar?
tepki çekmenin binbir türlü yolunun olduğu unutulmuş ve vahşetle sunulmuş bir haber. bu olayın kadına şiddete ne kadar inme indireceği meçhul ama gazeteye sıkı bir inme indirecektir.
utanılması gereken eleştirilmesi gereken gazete midir, gazeteye konuyu taşıyan adam mıdır, hala bunu idrak edememişsek daha çok bu tür fotoğraflar göreceğiz demektir.
devletin dikkati başka nasıl çekilebilirdi ki?
sanki protesto yapılmak için konulmuş manşettir evet buna inanıyorum. zira "görün bakın türkiye de kadına şiddete sansürsüz bakın ve bir çare bulun" dercesine konulmuştur. evet bunu çoluk çocuk görecek ve belki geceleri uyuyamıyacaklar ama bazı dallamalar da görecek görmeli.
ayrıca çocuklar görecek sinirleri bozulacak diyen insanlar ya yapmayın bebelerin oynadığı oyunları görmüyor musunuz?
Sabah Gülben ERGEN gibi tüm kadın ve insan haklarına duyar sanatçımız gazeteye ,bir kadın olarak kendince verile bilecek tepkiyi vermiştir helal olsun...(fena kızdı)
söz konusu manteşin basın konseyine yazılan şikayetine karşılık şöyle bir cevap alınmıştır:
sayın bin teselli kar etmez,
söz konusu haberle ilgili olarak, basın konseyi internet sitesinde de duyurduğumuz üzere,
basın meslek ilkelerine aykırılık nedeniyle resen işlem başlatılmış olup,
basın konseyi yüksek kurulu bu konuyu tek gündem maddesi olarak görüşmek üzere pazartesi günü saat 10.30da acil toplantıya çağrılmıştır
duyarlı bir yurttaş olarak göstermiş olduğunuz hassasiyete teşekkürlerimizi sunarız
iyi çalışmalar
neden şaşırılıyor anlamıyorum. fatih altaylı gibi bir organizmanın başında olduğu gazeteden herşey beklenir.
hani fatihcim kıytırık yazılarının altına yazıyorsun ya hep ne zaman adam oluruz diye, sen bu ülkede nefes alamadığında ve o kokuşmuş gazetelerin çıkmadığında.
