artık karakol düzeyini de aşan birliklere pkk nın yaptığı baskınlarda nerdeyse gece yarısından günün ilk ışıklarına kadar süren çatışmalarda baskına uğrayan birliğin tamamıyla kaderiyle başbaşa bırakılması şeklindeki acı gerçektir. mutlaka yarım saatlik veya bir saatlik mesafede başka birlikler bulunmaktadır.
risk almaktaki bu çekimser tavır devamlı olarak baskını yapanlara yaramaktadır, şimdiye kadar görüldüğü gibi, elini taşın altına koymadan sonuç almak pek mümkün olmamaktadır.
Gündüz terörist kovalayan askerin gece kuzu kuzu baskın bekliyor oluşu... Bir kere de baskına gelenlerin dünyayı başına yıkıldığında, işte o zaman bu savaşı kazanmak için güçlü bir adım atılmış olur.
abi herkes şu terör olayında uzman olmuş anasını satayım ya. gidin generallere brifing verin, eğitin onları, bu engin bilgilerinizi onlarla da paylaşın. hemen terör bitecek böylece. maşallah bu ne askeri tecrübe bu ne bilgi birikim böyle. işleri güçleri cemaatin eline geçiremediği tsk'yı karalamak olan insanlar, tsk ile uzaktan yakından gönül bağı olmayan insanlar böyle böyle pkk'ya istemli ya da istemsizce moral verdiklerinin bilincinde olmalıdırlar.
hesap tabi ki sorulacaktır. ama ömer üründül'ün futbol yorumları vari, mantık ve bilgisizlikle sorulmamalıdır bu sorular.
ölen çocukların gariban olması gibi özellikler en başta irdelenecek konulardan iken, bilgi sahibi olunmadan, coğrafi şartlar özellikle de pkk'nın elindeki ağır makinalı silahlar, bixiler, bölgedeki mayınlı alanlar yüzünden karakola her noktadan yardım ulaştırılamaycak olması gibi bilgiler değerlendirilerek yorumlar getirilmelidir.
bir zaafiyet olduğunu görmek için terör uzamanı olmaya gerek duyulmayan olay. ordumuzun hantal olduğunu paşalarımızda biliyor. tsk yı sevmek demek her koşulda, her şarta tsk yı doğru, mükemmel bulmak demek değildir. sanırım sadece denetlemeler için çalışmak yeterli değilmiş.
bir ülke ordusunun 6 saatte olay yerine olaşamamış ordaki askerin yanlız bırakılmış olması sadece bir acziyetten ileri gelebilir. yardım göndermekte geciktiği ise 100 200 kişilik bir terörist grubun 6 saat tutunabilmş olması ile sabittir, ordu gitse 1 saat bile dayanmaları mümkün olmazdı ki bir uçak helikopter kaç dk da varır o noktaya kendiniz hesaplayın.
not: bazı arkadaşların bunu taraf tutmak olarak görmesi çok saçmadır. orduyu eleştirirken rte nin konuyla alakası nedir? (bkz: taraf olma arzusunu iliklerinde hissetmek)
edit: orgeneral başbuğ terörist grubun 57 kişi olduğunu açıkladı. evet sadece 57 kişi.
tsk'ya kin kusan yobaz şerefsizlerin oradaki hava ve zemin koşullarını bilmeden, kendini rezil ettikleri durumdur.
evet geç ulaşması yanlıştır ama orada asfalt yollar var mı ki erken ulaşsın.
zira her saldırıda yolları kapayan, mayın döşeyen pkk var.
veya zaten halihazırda engebeli, ulaşımı zor olan bir alana sahiptir orası.
ama işte hala pkk'ya toz konduramayan dinci pislikler, bir kaç gündür tsk diye havlıyor.
--spoiler--
57 kişilik bir terörist grubunun bölgeye geldiğini belirten başbuğ, saldırıyı 23 kadar teröristin gerçekleştirdiğini söyledi.
--spoiler--
ah be arkadaşlar az okusanız da yazsanız keşke, 100 200 demek bile yani sayıyı bir anda 100 den ikiye katlamak bile yazılanların rastgele karalandığını gösteriyor.
6 saatten fazla süren çatışmaları da gördük. Ulaşılamayan çok şey gördük ama yapacak bişey yok, o bölgenin kaderi bu değil mi sayın başbakan? Gölcükteki donanma askeri denize girer çarşı izninde havuza girer, çukurcadaki kardeşi, akrabası, akranı ne halde? Biz böyle bildik bileli bir limanı kentimiydik, istanbul muyduk sadece? o bölgeleri ve daha nicelerini atalarımız hem fethedip hem de yıllarca korumadı mı? nasıl oluyor da bunca imkan bunca bilgi-birikim varken ve bir şekilde harcanıp kullanılıyorken bir çare bulunamıyor. iki kayanın ortasındaki geçişe hakim olsun diye karakol kurup o iki kayanın da o karakola hakim olduğunu bilmemek için aptal olmak gerekir. Adam sıkıyor yukarıdan aşağı destek gelse ne olacak ilk şarjörde zaten üç beş evladını alıyor tek kalemde. git diplomatik olarak ırakla konuş bitir bu geçişi bitir bu desteği be adam. sana da adam diyelim. Ülkedeki üç beş hain kaçacak delik arar ırak'ta bir ini olmasa. Öyle bitmiyorsa o zaman her telefon faturasına 3 TL vergi koy van'dan mersin e kadar kapat sınırı surlarla. yüksek yerlerine de ağır silahlarını konuşlandır izinsiz gelen karıncanın tepesine indir koca gülleyi. Koy üstüne kamerayı ankaradan izle suistimal de olmasın. hangi zavallı aşacak 10-15 metre ters eğimli tek parça duvarı. bana bakmayın, her konuşana da bakmayın ama açın okuyun gidin görün ecdadınıza bakın. Ne yapmışlar , atalarımız nasıl savaşmışlar gidin bakın yazık bunca delikanlıya.
muhtemelen olaydan haberdar olan yetkililer telsizden dinleyip çaylarını yudumlarken kimin ne kadar kayıp vereceği konusunda bahis tutturmuş olduklarından destek birliği göndermeyi unutmuşlardır. yoksa bu durumun hiçbir askeri açıklaması olamaz. destek kuvvetlerinin gideceği sınırlı sayıdaki yolların mayınlanması, bu yolların gene teröristlerce tutulup kayıpların kat be kat artması gibi kimi faktörler zaten düşünülmemiştir. zira o sırada karargahtaki komutanlar vuvuzelayı tartışmaktadır.
--spoiler--
Güneydogu'nun küçük bir ilçesinde görev yapan hakim, ilçe disindaki
lojmanindan görünen karakolun bir gecesini söyle anlatir:
"Lojmanimizin balkonundan o karakol görünürdü. Yaklasik bir aydir her
istihbarat kaynagindan karakolun basilacagi haberi geliyordu. Üstelik
baskinin simdiye kadar yapilanlardan çok daha büyük olacagi
söyleniyordu.
Yakin birliklerden timler getirildi, karakolun etrafina mayinlar
dösendi, agir silahlarla takviyeler yapildi ve baskin beklenmeye
baslandi. "En son gelen istihbaratta baskinin saati ve baskina
katilacak terörist sayisi bile veriliyordu. 22:10,.
Karakol o gün basilmadi."Bir gün sonra, bildirilen saatte cehennem
basladi. Balkonumuzdan izledigim dehset dolu manzarada, daire haline
gelmis teröristlerin, dairenin ortasina, gecenin karanliginda atesleri
parildayan silahlari ateslediklerini görüyordum. Karakolun, havan ve
roket mermilerinin patladigi yerde oldugunu biliyorduk.
Tam anlamiyla çember içine almislardi. Lojmandan ayrilip dogruca
jandarmanin binasina gittik. Karakolun merkezi, telsizle, sürekli
timlerden durumlarini bildirmelerini istiyor; dis emniyette bulunan
timler de bu çagrilara cevap veriyor, havan ve uçaksavar atesi
istedikleri yerleri de tarif ediyorlardi.
"Bir süre sonra telsiz konusmalari, timlerden birinin üzerine
yogunlasti.
Timden bir türlü cevap alinamiyordu. Üst üste, defalarca çagri
yapiliyor ancak bir türlü timle irtibata geçilemiyordu. Konusmalari
takip eden askerler timden ümitlerini kesmislerdi. Ama bir yandan da
çagrilar devam ediyordu. Bir saat kadar sonra, telsizden bitkin bir
ses duyuldu:
"Yaralilarim var, yaralilarimi alin." Tüylerimiz diken diken
olmustu. Hemen cevap verildi. "Tamam Suat 3, sakin olun, az sonra
birlik çikacak. "Ilk yarali haberi, bu saatlerdir aranan timden
gelmisti. Tim komutani konusurken arkadan silah sesleri duyuluyordu.
Herkes bu sözler üzerine yorum yapiyordu. Telsizin basindaki tim
komutanlarindan biri, bu timde sehit oldugundan emindi. Merkezden
tekrar çagri yapildi. "Suat 3 , irtibati kesme. Sakin olun!" Cevapta
bir degisiklik olmadi :
"Yaralilarim var. Kan kaybediyorlar. Yaralilarimi alin!" "Ve tam bir
buçuk saat, beser dakika arayla Suat 3 kodlu timle muhabere aynen bu
sözlerle sürdü : "Yaralilarimi alin" , "Sakin olun, geliyoruz.
"Hepimiz o time kimsenin yardima gidemeyecegini çok iyi biliyorduk.
Karakola düsen mermi sayisinda azalma olmuyor, aksine, takviye alan
teröristler baskinin siddetini gittikçe arttiriyorlardi. Kimsenin,
degil karakolun disina çikmak, mevzi degistirebilecek firsati dahi
olmadigi apaçikti. "Bir süre sonra, Suat 3'ün telsizinden hirs dolu
kelimelerini isittik:
"Hemen gelip yaralilarimi almazsaniz, karakola dönüp bölügü
tarayacagim. "Hepimiz sok olmustuk. Hemen tabur komutani devreye
girdi. Hemen hemen Ayni sözcüklerle tim komutanina sakin olma çagrisi
yapti. Ama ise yaramiyordu. Tim komutani "Yaralilarimi alin!" disinda
baska bir sey demiyordu. Tabur komutaninin da telsizi birakmasiyla,
bir saat kadar daha tim komutanindan ses çikmadi. Birer dakika arayla
yapilan yogun çagrilara cevap vermedi. Hepimiz tim komutaninin da
sehit oldugunu düsünüyorduk.
Içim burkuluyor, basim dönüyor, tanik oldugum bu anlardan nefret
ediyordum.
Telsizin basina tim komutaninin okuldan devre arkadasi geldi. Son bir
ümitle eline mikrofonu alip, cevap beklemeden, telsizin kodlarini da
kullanmadan, konusmaya basladi: "Devrem ben Hüseyin. Geçmis olsun
devrem.
Biraz daha dayan olur mu? Bak destek timleri yola çikti. Sana dogru
geliyorlar. Devrem aman pes etme olur mu?"
"Telsizin mandalini birakip beklemeye basladi. Hepimiz Motorola
marka,duvara monteli telsiz cihazinin hoparlör kismina gözlerimizi
dikmis bekliyorduk. Ve konustu : "Devrem, bölük komutani nerde?"
Hepimiz derin bir "Oh!" çektik. Telsizden, "Izinde devrem" yaniti
verildi. Suat 3 , artik tükenen bir sesle konusmayi sürdürdü: "Ne olur
yaralilarimi alin. Bende yaraliyim. "O ana kadar kendisinin de yarali
oldugunu söylememisti.
Hepimiz donup kalmistik. Telsizin basindaki devre arkadasi da bu
sözü üzerine mikrofonu firlatti ve odadan çikti. Ben kapinin hemen
esiginde ayakta duruyor,duyduklarim ve gördüklerimle bir tarihe
taniklik ettigimi
düsünüyordum. "Ben de yaraliyim" dan sonra yine ses kesildi. Sabaha
kadar hiç konusmadi Yüzlerce kez yapilan çagrilara cevap vermedi.
Artik onun sehit olduguna ben de inanmistim. "Gün agarirken hepimiz
yorgun düsmüs, telsizden yapilan "Suat 3, Konusan Suat, Cevap ver!"
çagrisindan bikmis halde bir kösede yigilmisken,
birden telsizin mandalina basildigini fark ettik. Telsizden silah
sesleri geliyordu. Ve on on bes saniye sonra hayatim boyunca
unutamayacagim bir Istiklal Marsi dinlemeye basladim. Mandala sürekli
basildigi için bütün telsizlerin konusma imkani durmustu. "Çatismanin
altinda yarali bir tim komutaninin, makamiyla söyledigi Istiklal
Marsi'ni dinliyordum. Gözlerim dolmustu. O ana kadar duydugum en
güzel Istiklal Marsi'ydi.
Birinci dörtlügü bitirdi. Ikinci dörtlükte sesi çatallasti. Kelimeler
uzadi. Ama marsi söylemeyi birakmadi. Bozuk bir ses tonuyla, kendini
zorlayarak okumaya devam etti. Marsi bitirdiginde, ben de bitmistim.
Hemen orayi terk ettim."
Bir daha onun sesini hiç duymadim.
Toplam 22 sehidin verildigi o baskin gecesinde, vücuduna saplanmis 7
merminin acisiyla söyledigi Istiklal Marsi'ni ruhuma isleten tim
komutaninin ölmedigine ise hala inanamiyorum."Hakimin anilari burada
sona eriyor. Iste benim Türk askerinden anladigim budur. Vücudunda
yedi mermi oldugu halde makami ile istiklal Marsi söyleyen adamdir.
--spoiler--
adamlara çok büyük işler yüklendiği için yetişememişlerdir. vatanı dış güçlerden mi savunacaklar, darbe hazırlığı mı yapacaklar yoksa cumhuriyetin yılmaz bekçiliğini mi yapacaklar.
tüm dünya ağzını bir kenara bırakıp götüyle gülmeye başladı artık bize. aynı karakola sürekli baskın yiyen bir ordu nerede görülmüş, inanılır gibi değil.
hazinenin 2/3 'ünden aldığın payın bir kısmını da bir zahmet orduevlerini beş yıldızlı otellere çevirmek yerine tuğladan yalap şalap ördüğün o karakolları modernize et, etrafın çektiğin siktiriboktan pıtıraklı tel örgüleri bir yenile, elinde bulunan teknolojiden faydalan ve en önemlisi kritik noktalarda elinde bulunan konusunda uzmanlaşmış personellerini kullan. yok ama olur mu hiç öyle. o zaman şehit haberleri azalır, terör gücünü kullanamaz hale gelir ve biter. biterse ne olur? biterse her operasyon başı aldığı primi alamaz, eğitim sırasında acemi askerlere "sizin arkadaşlarınız güneydoğu'da mevzide yatıyor sabah akşam" diyemez. dünyanın en güçlü ordusuna sahip bir kurum 30 senedir eli silahlı dağ farelerini, tankla, topla, tüfekle, helikopterle, uçakla bile vurmaktan acizse birileri başını ellerinin arasına alıp düşünmesi gerekir.
siz rahat olun paşam orduevlerinizde. bu vatanın gerçek savunucuları şehit olur siz hiç tasalanmayın.
bir ülkenin kendi sınırları içerisindeki bir karakola teröristler saldıracaklar ve 6 saat aralıksız çatışacaklarsa benim gibi tsk ya güveni sonsuz olan birinin bile güvenini sarsarlar.
6 saat lan!
6 saat ölümle, yaşam arasında gidip geliceksin.
6 saat süren aralıksız yalnızlık ve ölüm korkusu yaşayacaksın.
yaralansan 6 saat kıvranacaksın, vurulsan 6 saat kanayacaksın...
6 saat lan istanbuldan ankaraya arabayla gidilir.
türkiyeden ingiltereye uçakla gidilir.
ama o 6 saat içerisinde 100km öteden bile destek gelmiyor ise,
kimse kusura bakmasın sikerim böyle işi...
sorumlular hesap verecektir.
her türk vatandaşının hesap sorması gerekir.
kimse evladını kurbanlık koyun olarak yetiştirmiyor.
her şehit cenazesine hazır kıta olan siyasilere yumruklar atılmaya başladı ya ne yalan söyleyeyim; seviniyorum ben. o yumruklar atıldıkça umutlanmaya başladım ufaktan. azmettirmek gibi olmasa o isyanın başka cenahlara yöneldiği an bu işin çözümüne yaklaştığının resmidir diyeceğim.
