kazananın sevindiği, kaybedenin üzüldüğü, her şeye rağmen parayı onların götürüp, kavgayı taraftarlarının ettiği, diğer maçlardan farksız, her iki takımdan da bazı futbolculara ağır küfür ve hakaret edilen, tüm bunların yanında sözlük formatını hiçe sayıp, orta yerde sözlüğü miken yazarları görüp, mecburen seyretmemizi sağlayan, hep olduğu gibi olaylı, hiç şaşırtmadığı üzere bol küfürlü bir maçtı. tüm bunları yapan ve bu yapılanlara maruz kalan insanlar, orda koşturan futbolculardan daha çok yoruldu.
gerek ligde kötü gidişimiz , gerek takımın içinde ki selçuk inan gerginliğine rağmen arena'ya büyük umutlarla ve havalarla gelen fenerbahçe'yi yendiğimiz maç olmuştur. daha farklı olması lazımdı tabii. ama şöyle bir istatistik var. galatasaray fatih terim döneminde kazandığı en önemli birikim derbi maçlarını kazanabilmesi oldu. böylelikle ilerleyen senelerde türk telekom arena'da fenerbahçe'ye karşı psikolojik üstünlüğü tam anlamıyla ele alabiliriz.
Hakemin kararları maçın şu an da sadece gösterilen kartlarıyla alakalı olarak konuşulacak seviyeye getirmiştir.
Melo önce şaklabanlık yapıp dil çıkarmış ardından son derece ciddi bir şekilde çıkışı gösterip "get out" demiştir. ahaha güldüm buna yalnız. piç ya.
selçuk'u yuhalayan adamın galatasaray'lılığından şüphe ederim. kötü oynayabilir ama o adamı yuhlayamazsın !
galibiyet galibiyettir. öncelikle bir Fenerbahçeli olarak Galatasaray takımını ve taraftarlarını tebrik ediyorum.
detaylı inceleyecek olursak.
Fenerbahçe: bu sezon sahada gördüğüm en kötü maçlarından birini çıkarttı. top oynamak istemiyor gibiydi sonuç ortada.
volkan: her zamanki volkandı. kendisiyle alakası olmayan bir gerginliğin ortasına atlayarak kart almayı yine becerdi.
emre: bir sporcu için hırs ayarında olursa iyidir. emrenin gereksiz hırsı ve sinirinden dolayı Fenerbahçe bu maçta da zarar görmüştür.
Mehmet topal: aslında sakin adamdır lakin melo provokasyonundan oda nasibini aldı.
meireles: bu maçta banko gerginlik oluşturacağını düşünmüştüm kart bile almadı. bu adam bi sakin bu aralar hayırlısı.
caner: pek varlık gösteremedi. hak etmediği bir sarı kart aldı.
emenike: istediği topları alamadı. hakem tarafından top oynatılmamasına karar verilen adam.
galatasaray: kötüden halliceydi. kazanmasını bilen bir takım olduğunu gösterdi.
melo: emre ne ise meloda en az o. bu maçta yaptığı profesyonellik dışı hareketlerine rağmen Galatasaray taraftarı tarafından baş tacı edilmiştir. yazık.
telles: yetenekli çocuk. iyi işlenirse galatasaraydan bir rüzgar edasıyla geçip giden ikinci ribery olabilir.
selçuk: o senin buruşturduğun forma türkiyenin en köklü spor kulüplerinden birinin forması. adam ol olm.
burak: selçuğun kankası. teknikten ne kadar uzak ne kadar halk deyimiyle 'kazma' olduğunu bu maçta gözler önüne seren adam.
drogba: kalitesini bir kere daha gösterdi. ancak kariyeri bitmek üzere bunun sinyallerinide veriyor.
vee Bülent yıldırım: bu adam ya Fenerbahçe düşmanı ya da taraftarın etkisinde kalabiliyor. fenerbahçenin atağa çıkmasını bir libero misali sürekli kesti. hele ki emenikeye semihin yaptığı bir faul var ki evlere şenlik. meloyu çok daha önce atmalıydı oyunun son dakikalarında hatasını telafi eder gibi yalandan bir sarı kartla kendini affettirmeye çalıştı. olmadı Bülent sıçtın maçın içine.
galibiyet sonrası saha ortasına dikmek için getirdikleri bayrak direği dönüş yolunda şikecilerin şeylerine ( otobüsün malzeme bölümüne canım ) girmiştir.
Melonun 89 uncu dakikaya kadar oynadigi kendi takim kaptanlarinin bile bu cirkef oyuna isyan edip cikmak istedigi ama teknik direktorunun dur ya once biraz yatsaydin diyebilecegi ve mac sonu bunu itiraf ettigi ucuncu dunya ulkesi macinda asilce 10 kisi mucadele eden sampiyon takimima tebrikler. aq oclari esas senlik seneye olacak 4. yildizi takmamiza ne bu cirkef hareketleriniz ne de hakemler engel olabilecek.
bazı beyinsiz saldırayterklerin ve siyah ince çorapların olduğunu bize gösteren maçtır. bu saldırayterkler, topu kalçayla istop eden adamla, rakibe sikilmiş köpek gibi dil çıkarıp çık dışarı hareketi yapan orospu çocuğunu bir sayıyor. sizin ben zihniyetinizi sikeyim. kadıköy'de 2-0 gibtik. ikili averaj bizde. 10 puan da fark atmışız. sike sike şampiyonuz ulan!
kadıköy'de yapılan çoğu şey dün arena'da yapılmıştır ve sonuç tabiki ortada... ancak orada yaşanıp da, burada olmayan bir şey varsa o da herhangi bir fenerbahçelinin kafası kırılmamıştır.
maçtan önce "en rahat maçımıza çıkıyoruz yeaa" diyen f.bahçeli topçuların gerginlikleri de ilginçti tabi ehehe
maçtan önce "koyucaz, fena olucek yeaa" diyen f.bahçe taraftarının sildiği entry sayısı ortada...
velhasıl, aklı başında olan fenerbahçe taraftarını tenzih ederek söylüyorum;
bu gözler nice g.saray-f.bahçe derbisi gördü, g.saray'ın çok daha iyi oynadığı maçta f.bahçe 6 attı, f.bahçe'nin çok daha iyi oynadığı maçta g.saray 5 attı.
yani anlayacağınız bu iki takımın maçlarında sen bu sezon iyisin ben kötüyüm diye bir şey yok... kimin kazanacağı her zaman ortadadır, bunu anlamayacak ya da idrak edemeyecek kadar bebeyseniz zaten sizin için yapacak bir şeyimiz yok.
bu yıl yüzden fazla maç izlediysem en kötü ikinci maç budur, birincisi ilk yarıdaki fener galatasaray maçıydı. ayrıca dün meirelesin en sakin oyuncu olmasıda ayrı bir ironiydi. muslerada en kolay maçını oynadı.
Verilen ve verilmeyen kartlarla ve de hakem kararlarıyla çığrından çıkan maç. bir cimbomlu olarak melo'dan çok hayır beklememek lazım diyorum, adamın yapısı bu, ha iki tane daha melo hırsında adam olur ona bişey demem bak. * tabii aynısı emre için de geçerli.
maça 3 saat falan vardı. galatasaray'ın ligdeki durumu ve maalesef ligimizde bu sene oynanan futbolun kalitesi sebebiyle heyecanım epey azalmıştı. fakat bu bir derbiydi ve maç başlayınca yüreğim ağzımda olacaktı, emindim. o vakitte ne yapsam da vakit geçirsem diye düşünürken film izlemeye karar verdim. 12 years a slave'i izledim. izlemez olsaydım. acayip sinir bozucu, hırpalayıcı bir film. çok rahatsız edici. michael fassbender'e sadece amına koyayım senin demek istiyorum. o nasıl oyunculuk lan öyle, resmen adamdan nefret ettim. bunun maçla alakası ne demeyin. benim açımdan alakası şu ki, maçta siyahi olan kimseye kızamadım. ne emenike'ye ne sow'a ne de melo'ya ve ebue'ye. bu adamların ayağına her top geldiğinde aklıma film geldi ve gözlerim doldu amk. neredeyse emenike topu ayağına aldığında "hadi be olum yürü be" diyecektim. çok pis film çekmişler lan izlemeyin sakın. hay amk koyim ya maçtan da bir bok anlamadım film yüzünden, sevinemedim bile.
maçtan önce samandıra'da kızıyla yolculuk eden bir galatsaraylı'nın arabasına saldırmış bazı kahpe karılılar. kız korkudan yere kapaklanmış o kıza bu korkuyu o babaya bu çaresizliği yaşattığınız için sizden ala orospu çocuğu yok bu alemde.