kemal sunal'ın sakar şakir filmindeki otobüsün eşdeğeri olan şehir içi hat otobüsüdür..
birkeresinde bu otobüse binmiş ve epey rahatsız olmuştum..sanki yolcuların hepsinin içine uzaylı bir yaratık girmiş gibi..hepsi sessiz..hepsi tuhaf..zaman zaman sohbet eden yaşlılar bulunur bu otobüste..arsa fiyatlarından,falancanın yaptığı düğün masrafından falan konuşur..
vatan şaşmaz'ın birde bu otobüste reklam çekmesini canı gönülden istiyorum. en azından reklamda da olsa koltuklarını göre biliriz bu otobüsün. valla koltuk düzeni nasıl onu bile bilmiyorum. insanlar otobüse bindigi an vucut şekli boşluga göre şekil aldıgı için neyin ne olugu tam belli degil. belkide hiç koltuk yoktur bu otobüste kim bilir.
metrobüsün icadından gayrı kullanımı bir nebze de olsa azalan toplu tıkışma aracı.
hatırlıyorum da haliç köprüsünden ta pendiğe kadar 1,5-2 saatte gidişlerimizi. ne işkenceymiş arkadaş? bu araçta olmazsa olmaz tipler var ki yukarıdaki arkadaşlarım da bunlara değinmiş. şüphesiz en ilginci istanbul'un göbeğinde çuvalla gezen formlardır. ama bir keresinde nihat genç'in karanlığa okunan ezanlar adlı kitabını bu araçta okuyarak seviyeyi hiç olmadığı kadar yükseltmişliğim vardır.yandaki amcam da burnunu karıştırıp bakıyordu bana doğru bu eleman napıyor diye.
anadolu yakasından ilk seferi sabah 04.30da başlar.
3 dakikada bir hareket ettiği saatler olduğu gibi, durağa bir dakikada 3 tane 500t nin yanaştığı bile olur. ama yoğunluk saatlerinde 3ü de tıklım tıkıştır.
hafta içi son araç tuzla yönünden 23.30da kalkar. yani seferler geç saatlere kadar sürmez.
"saat 23.00 civarında 4. leventte binildiğinde 28 dakikada pendiğe ulaşabilen otobüs. ( bu 28 dakika içinde sol şeritten çıkmayıp mercedeslere bmwlere kafa tutmuştur.)
bu otobüs için en önemli tavsiye : bindiğinizde ilerleyebildiğiniz kadar arkaya ilerleyin ve böylece arka beşli + önündeki 4 koltukta bir hakimiyetinz olsun, oturma şansınızı %90 a çıkarın. Zaman zaman bu 9 kişinin 9 u nun da tuzladan topkapı'ya kadar uyuduğu da oluyo (hiç bir şeyin garantisi yok sonuçta). ayrıca 4 bir tarafını 6 kişi sardığı için tutunmaya gerek kalmayan otobüstür"
500T müdavimi bir dost, anıl tıngır, 500t'den bildirdi.
Normalde en başından metro olarak tasarlanması gereken hat. tek arabaya onlarca insan evladı biniyor ona, istanbulu baştan başa geçiyorlar; yazık değil mi yahu?
nasıl bir mantıkla sefere koyulduğuna hâlâ akıl sır ermeyen otobüs hattıdır. 3 saat sürdüğü zamanların olduğu da söylentiler arasındadır.
(bkz: ölüm hattı)
sürekli dolu olan, çoğu zaman nefes alacak havası bile olmayan otobüs hattıdır. üniversiteye giderken okulumun önünden geçen tek otobüstür. ilk duraktan binmezseniz eğer ayakta kalırsınız ve ezilme korkusuyla yaşarsınız inene kadar. bir gün okuldan çıktığımda tuzla tarafından gelen bu otobüse binmiştim ve tavuk bile vardı. o derece iğrenç bir hattır. mümkün olduğunca kullanılmaması gerekmektedir. sağlığınız açısından tehlikelidir.
şifa mahallesi içmeler semtlerini karıştırıp, karışacak birşey yok da şifa mahallesini içmeler sanıp bindiğim sonra hatamı anlayıp tuzla civarında indiğim yine yanlış bir yerde inip uzun süre şifa otobüsü bekledim hattır.
Allah'ım bu nasıl bir kokudur yarabbim dediğim ve bindiğimde gözümü kapadığım, indiğimde açtığım, "istanbul Tuzla'dan başlar" tabelasını bana gösteren, yolcu halkının enterasan ve kendine has mizacı olduğuna inandığım otobüs hattı.
halamdan nefret etmeme sebebiyet vermiş hattır, kısa donlu dönemler, anne elinden falan tutuluyor tam sıkıntı yani, gaziosmanpaşa'dan ulaşması tam sıkıntı zaten, bir de bu var eski otobüslerle yapılıyor yolculuk tam mide bulantısı, neyse işte bu tip atraksiyonlar her ay 2 defa, sonra büyüdük, -gelmiyorum ulan deme hakkım oldu da kurtulduk...