emniyet şeridinin sahipleri, 65yaş üstü teyzeleriyle emekli otobüsü diye geçsede gözümde cenaze otobüsü olan istanbul'un şehirlerararsı otobusü. ayrıca kendileri zamana meydan okumaktadır sanayi mahallesinden maltepe kapet durağına 23dakikada gelebilme potansiyeli olan otobustür
emniyet şeridinin sahipleri, 65yaş üstü teyzeleriyle emekli otobüsü diye geçsede gözümde cenaze otobüsü olan istanbul'un şehirlerararsı otobusü. Ayrıca kendileri zamana meydan okumaktadır sanayi mahallesinden maltepe kapet durağına 23dakikada gelebilme potansiyeli olan otobustür
istanbul'a ilk geldiğim yıllardan beri vazgeçemediğim otobüs hattı, metrobüs yoktu 500t vardı bebeler, bir de heryerden geçer mübarek, bu zaman kadar geçmediği yer görülmemiştir, şimdi zamana yenik düşerek klimalı otobüslerle donatılmaktadır bu hat..
içerisine adım attığınız anda, koku alma fonksiyonlarınız devre dışı bırakılacaktır. sonra şöförün "ilerleyün!" komutuyla orta kısımlara doğru oryantal edalarında yol alacaksınız. hemen yanınızda kaz bulabilirsiniz şaşırmayın, düğmelerinizi koparmasına izin verin şöförlerin formula pistlerini yalamış abilerimiz arasından seçildiğini de düşünmüyor değilim. psikopattırlar! seneler önce 500t hikayem:
-abi hangi köprüden geçer?
-ne köprüsü? atla, kaptırıyoruz!
-ne oluyor lan!
şaşırmamanız gereken hadiselerdir.
ellerinde kahvaltılıklarla sabahın 5'inden itibaren tam kadro topkapı alt geçitte toplanan poğaça tarikatına mensup tuzla organize sanayi işçilerinin makam aracıdır. * öyle bir şey ki bir dönem herkes oturacağı yeri bilirdi, binen selamını verir köşesine geçerdi, halen daha öyle mi bilemiyorum, bir zamanlar kullandım, güzeldi be. * çoğu insanın afyonu patlamamamışken makaranın kralını yapardık işe gidene kadar. o kadar yol tepmeme rağmen birgün olsun of bile demedim.
100 kişilik otobüste büyük ölçüde inen binenlerle 300 kişi görmeniz muhtemel hattır. hatta sakal traşı olduktan sonra binip, inerken yine sakalı uzamış adamların indiği rivayet edilir. hatta şoförlerinin gözlerinden alev çıkar ve gözlerinin içine direk bakanlar ayakta yolculuk yapmak zorunda kalırmış. otobüsün tekerleri yere değmez ve eksozundan kan akarmış. olaylaa olaylaa.
yaz aylarında, sağ taraftaki koltuklarında yapılacak olan yolculuğun işkenceden öte bir hal aldığı özel halk otobüsü. tecrübeli 500 t yolcuları bu koltuklara pek yanaşmaz. fakat o otobüste tecrübesiz olanları vardır ki, acımamak elde değil. sağ tarafta gördüğü boş koltuğa adeta altın bulmuş gibi sevinerek otururlar ve sağ tarafı bronzlaşmış bir surat ile ayrılırlar otobüsten.
bir diğer nefret edilesi tarafı ise klimasının olmamasıdır. toplu taşıma araçlarının en ilkel serinleme sistemiyle çalışırlar; cam. açıldığında fark edilemeyecek kadar dar* camlardır bunlar. bu otobüste nefes almak mı istiyorsunuz ? nefes yazıp 2245'e falan göndermeyeceksiniz. kafanızı tamamen camdan dışarı çıkarıp oksijen bombardımanına maruz kalmanız gerekmektedir.
bitti mi ? hayır bitmedi... bazı eski model 500t'lerde tekerlek üstündeki koltuklara oturmayı düşünmeyin bile. eğer usta bir jimnastikçi ya da balerin/balet değilseniz. zira bu koltuklara oturmanız demek dizlerinizin alnınıza değmesi demektir.
ayrıca bu otobüslerin en ön tarafında, taşınabilecek maksimum yolcu sayısı yazmaktadır ki çok trajikomik bir rakamdır; oturan 32, ayakta 64...
kısacası 500t'ler toplu taşıma araçları değildir. 500t'ler modern gaz odalarıdır. tek farkı bu odalardan çıktığınızda sabun kalıbı değil, sinir küpü olursunuz.