Bambaşka bir dünyadır o, bir efsanedir. Kıtalar arası yapılan yolculukların favorisidir. istanbulu baştan sona gezmek isteyen tüm turistlere tavsiye ettiğim otobüs hattıdır.
2 senedir haftanın minimum 5 günü düzenli olarak sabah akşam kullanan biri olarak tek edebileceğim laf anlatılmaz yaşanır. Çok çok farklı bir tecrübeler ediniyorum her binişimde. En iyi tarafı ise trafik çok dolu olduğu zamanlar emniyet şeridini kullanmaktan çekinmiyor bu hattın çılgın şoförleri. Onlarda haklı bir yerde.
ülkenin doğusuyla batısı arasında gerçekleştirilecek bir uçak yolculuğundan daha uzun sürmektedir ilk ve son durakları arası. ölüm otobüsüdür. her seferde 12 tel saçınız ağarır.
4. levent'de 500t'ye evrilen 500L otobüsü sebebiyle bu otobüste bugün koltuğa oturabilen nadir insanlardan biri oldum... Koltuklardan birine geçip, çantamdan bir dergi çıkardım ve okumaya başladım. ter kokusu yok, ses yok, gürültü yok... otobüs sanki yürüyen bir kütüphane gibi... camlardan püfür püfür esen rüzgâr beni daha da mutlu ediyordu... ne zaman bu hâlin biteceğini düşünürken otobüs fsm'den sonraki ilk durağa yanaştı. ilerideki onlarca kişinin hepsinin 500T'ye binmeyeceğini, başka otobüsü beklediğini düşünerek kendimi durağa kadar avuttum. durağa gelince onlarca kişinin hepsi 500T'ye doluştu. Yanıma orta yaşlarda sarışın kirli sakallı deri montlu bir genç geldi oturdu. Halsizliğim ve ağrılarım yüzünden yerime göz dikenlerin "kalk oturayım" bakışlarına maruz kalmamak için ben dergiye daha bir kendimi verdim...
Zaman bir türlü geçmiyor bu otobüste. bir süre sonra yanımdaki genç koltuğa iyice yayıldı. dönüp bakmadan ne yaptığını anlamaya çalışıyordum ki, kulaklarım gencin horlama sesiyle buluşuverdi. bu nasıl bir uyumadır bilmiyorum. Adam resmen fosur fosur yanımda uyuyor. dergi mergi gitti aklımdan. ortamda bir sürü ses var ama kulağıma korna seslerinden beter bir horlama sesi geliyor. Uyanıp uyandırmamak konusunda çok tereddüt ettim ama uyandırmama düşüncesi bana hakim oldu. adam uykusunda iyice yayıldı. ben biraz iğrenerek iyice cam tarafına yapıştım. dergiyi okumayı bıraktım ve yolun bir ân önce bitmesini ümitle beklemeye başladım. adam yanımda onlarca dakika horladı... daha sonra horlaması başka bir raddeye ulaştı ve ağzından tükürekler saçmaya başladı. dayanamadım ve ineceğim durağa daha 5 durak varken adamın yanından ayrıldım:
-kalk kalk bilader.
+hııoa... ne oluyor ya?
-ineceğim çekil.
+iyi tamam geç. bi uyutmadınız.
500T insanın psikolojisini bozar.
500T çiledir, derttir.
500T topkapı tuzla arası mecburi işkence yeridir...
Bu otobüse binenlere tavsiyelerim şunlardır:
1-Malesef şöyle bir gerçek var: Öncelikle kadın ve kızlar bu otobüse binmesin. topkapı tuzla arasını yürümek bu otobüse binip ayakta durmaktan daha yeğdir. illa bineceksiniz boş bir koltuk bulup oturunuz ve öyle seyahat ediniz.
2-yanınıza mendil, peçete, kağı havlu gibi kurulanmak ve temizlenmek için malzemeler alınız.
3- ilk gelen dolu 500T'ye bir daha gelmez gibi bir gaflete kapılarak her zaman binmeyiniz. 500T çok sık geçer ve bazen iki dakika sonra gelen otobüs bomboş olabilir. ama şu da bir gerçektir: kaçan 500T daima daha boştur.
4- bu otobüste yer vermek her babayiğidin harcı değildir. kadınlar ve yaşlılar haric diğer kimselere yer verirken iki kere düşünün. çünkü sonra pişman olabilirsiniz ve pişman olursanız yaptığınız eylem iyilik olmaktan çıkar.
6- Ve tabi ki uzun bir yolculuk sizi bekliyor... Hayırlı yolculuklar.
cevizlibağ-şifa mahallesi arası sefer yapan otobüs hattı. çoğunluğunu halk otobüsleri oluşturmakla beraber hattın en seyrek olduğu zaman aralığı 14:00-16:00 arasıdır. çünkü sabah ve akşamlar işe gidip gelen insanlar, öğle zamanları da günübirlikçi misafirliğe giden çok çocuklu teyzelerin akınına uğramaktadır. sefer süresi normal zamanlarda 150 dakikadır.
bu hatta kokan insan popülasyonunun çokluğundan ötürü zor anlar yaşanabilir. bu yüzden hat üzerinde metro yapımına özen göstermişlerdir.
bu hatta koltuğa oturabilmek için insanlar analiz edilmeli, inecekleri duraklar hakkında tahminler yürütülmelidir.
en uzun ikinci iett hattıdır, hat gebze'ye kadar uzatılırsa gebze harem minibüleri azalarak yok olacaktır.
türklerden seri katil ilk ne zaman çıkar bilinmez ama ilk çıkanın hayatının bir bölümünü 500t'de yolculuk yaparak geçirmiş olma ihtimali çok fazla gerçekten.
dün otobüsteyken bi kıt kıt sesi duydum önce, karakteristik bir ses, daha önceden duymuş olma ihtimalim çok fazla. başka insanlar da benim gibi etrafına bakındı. 1-2 saniyelik süre içinde ne olduğunu anlamlandırmaya çalışmam ve kafamı geri çevirmemle birlikte arkamı döndüğümde gördüğüm şey: tam arka sıramdaki teyze tırnaklarını kesiyor. teyze işini bitirinceye kadar bütün bir otobüs kıt kıt sesleriyle irkildik. şimdi o otobüstekilerden biri akşam eve gitmek yerine bu teyzenin ineceği durağa kadar beklese, sonra onu takip edip oturduğu yeri öğrense ve daha sonra onu kaçırıp izbe bir yerde teyzenin füçudundan tırnak makasıyla parçalar kesip hunharca katletse çok mu imkansız geliyor size.
dexter da bitti, heyecan arıyorum sanırım. neyse yeni dizi başladı hannibal diye, kaldığımız yerden devam.
500T sayesinde Türkiye'den her tip insanı bir arada görebilmek mümkündür. Otobüse bindiğiniz anda ruh tahlilleri yapmaya başlarsınız. Ayrıca oturacak yer bulduysanız ve kendinizi dünyanın en şanslı insanı hissediyorsanız 10 dakika sonra teyzelerimizin psikolojik baskısına dayanamayıp, ayakta gitmeye başlayınca, pekte şanslı olmadığınızı anlarsınız.
Bir tez konusu olarak, 500T.
