öncelikle buradan summer'a olan tüm küfürleri gönderiyorum ve yorumuma başlıyorum.
--spoiler--
summer sen ne orospu çocuğuymuşsun. yazık değil mi tom'a ha? film başlarken anlatmış her şeyi aslında. "bitch". filmi izlerken hep nasıl olacak da tekrar birleşecekler diye bekledim. çünkü diğer klişe romantik-komedi filmleri gibi sanıyordum bu filmi. başta uyarmıştı halbuki. this is not a love story. daha sonra filmde kendimi buldum, bir çok kişi gibi ben de tm olmuştum ve benim de bir summer'ım vardı. filmin büyüsüne kapıldım birden. expectation vs reality kısmı ise filme olan hayranlığımın doruk noktasına çıkmasını sağladı. soundtrack zaten mükemmel. netice itibariyle filmi çok beğendim.
--spoiler--
romantik komedi türünden uzakta daha çok drama varabilecek bir konuyla,çok güzel karikatürize dilmiş çekim teknikleri ve her iyi filmin en büyük kozlarından olan, filmin ruhuna cuk oturan soundtrackıyla son zamanlarda izlediğim, aşkı en güzel alatan filmlerden birisi olmuştur.üstelik tüm aşk filmlerinin zırvalık olduğunu düşündüğüm bir zamanda.
izleyen herekesi kesinlikle çok etkileyen expectation-reality sahnesi ve ona eşlik eden regina spektor-hero şarkısı ise bana göre filmin tavan yaptığı andır.
ve birçok kişinin aksine ben filmin sonunun çok güzel bittiğini düşünüyorum.iyi filmin şartı; mutlu son demek deildir zira. hem zaten summer'ın kişiliğinde kurgulanmış birisiyle mutlu son olsaydı, o bağımsız film havasından uzakta 'seyirci garantileme çabası içinde' çekildiği düşüncesi uıyandırırdı.klişelerden uzakta ve özgün bir film olmuş böyle.
-summer'ın orospu olduğu filmdir.
-tom -idi galiba- o da ezik bi karakterdir.10 things i hate about you'da oynayan ezik eleman oynuyor zaten. herif her filmde eziliyor arkadaş.
summer'ın 'there is no such a thing of love, its fantasy' diyerek klasik batı'daki materyal bakış açısını en güzel şekilde dışavuran film.
bu bakış açısına maruz kalan bir dogulu iseniz işinizin ne kadar zor olduğunu anlatmaya gerek yok herhalde. bu açıdan baktığımızda filmdeki tom karakteri klasik bir dogu asıgını canlandırıyor. salak gibi asık oluyor, bitmeyen umudunu canlı tutacak mekanizmalar uretiyor, bunu yaparken de kendini buna yogun bir sekilde inandırıyor, ve bizi kahreden o expectations and reality sahnesini yaşatıyor. sinema tarihine gecmesi gereken bir sahne bence.
bir tarafın hep daha fazla sevmesi bu hikaye. hep daha fazla isteyip, diğerinden daha başka şeyleri arzulaması. sevişmek değil de sevmek istemesi. diğer tarafın bırakıp gitmeyeceğine kendini inandırırken bırakıp gitmesi öylece. sadece filmlerde oluyor böyle bırakıp gitmelerin ardından tutulan yasın bu denli kısa olması, yaz biterken sonbaharın çıkması sadece senaryolar da böyle güzel anlatılabilir.
tanım: sountrackleriyle insanı insandan alan, mevsim hikayesi.
ne aradığını bilmeyen bir kadının sırf vakit geçirmek adına bir erkeğin hayatına girip dilediğince oynayıp sonra bırakıp gitmesini anlatan mükemmel bir film.
Tesadüf kavramını iliklere kadar hissettiren sade ama muhteşem bir film. bir şeyi çok istememenin önemi de diyebiliriz.
kaldı ki hepimiz için öyle. çok istenip elde edilen aşk ve para fayda sağlamıyor genelde. bazen bünyeyi hayatın akışına, kollarına bırakmak lazım. hayatın kollarında tatlı tesadüfler ile karşılaşıp üzülmemek için.
son zamanlarda izlediğim en güzel romantik komedi, en sevimli, süper film.yani ilk bakışta öyle aman aman bi süperliği yok belki de ama hikayesi, hikayeyi anlatış tarzı, tekniği, sonunun bi anda değişmesi...güzel olmuş güzel.
bundan sonrası spoiler içeriyor olabilir ona göre;
insan izlerken summer'a da sinir olmuyor değil ama neyse sonunda belki de iyiki öyle davranmış diyor insan.
parkta otururlarken (en son sahnede)
summer:Ya sinemaya gitseydim?Ya öğle yemeği için başka bir yere gitseydim?Ya oraya on dakika geç gitseydim?Her şey olması gerektiği gibiydi.Ben de sürekli'tom haklı' diye düşünmeye başladım.
tom:hadi canım.
summer:evet. Haklı olmadığın tek şey bendim.
...
-seni orada gördüm galiba.
-gerçekten mi?
-evet.
-ben seni görmedim.
-belki bakmadığın içindir.
...
Tom'un hayatta öğrendiği bir şey varsa, o da basit bir günlük olayın üstüne olağanüstü kozmik anlamlar yüklenmemesi gerektiğiydi.Tesadüf..Olan tek şey buydu.Tesadüften başka bir şey değil.
(bazen işaretlerle kafayı bozan ben bu kısmı kendime alıyorum)*
...
ne diyelim umarım herkes sonbaharını çabuk bulur *
expectations vs reality sahnesinde çalan ve "i'm the hero of the story, don't need to be saved" sözleriyle gönlüme taht kurmuş hero adlı regina spektor şarkısı, beni benden almıştır. filmin soundtrackleri amelie soundtrackleri kadar etkileyicidir.
bir erkek olarak çok küfür ettiğim film, girişteki yazarın ithafının boşa olmadığını ispat etmiştir.
söylenecek çok söz vardır ama boştur kadın milletine.
--spoiler--
gerçek ve beklentiler kısmı tamamen hayatın aynısıdır. hayaller kurarsınız ama hayat o an devreye girer ve tokatı basar yüzünüze.
--spoiler--
romantik komedi değil. aşk filmi de değil. dram bu. evet.
--spoiler--
ama herkes için elbet güneş doğar.
--spoiler--