küfür etmek yerine sağlam bir ilim bilgisi ile tatmin edilesi yazar söylemi.
kendisine cevap verememekten dolayı bana peygamber efendimiz (S.A.v) efendimizin hayat hikayesini hiç bilmediğimi hatırlatan. belki de ilerleyen günlerde araştırmama vesile olacak olan, şayet doğru olsa bile inancımı zedeleyemeyecek olan iddiadır. mesele nasıl doğduğun değil, nasıl öldüğündür.
not :birileri küfür etmek yerine bilgiler ışığında cevap verebilse sadece konuyu açan yazar değil, okuyan herkes nasiplenebilir.
bu başlığa kuru kuruya küfürler yağdıranların islama bi katkısı olduğunu düşünmüyorum. sırf böyle bir iddiaya cevap veremediğim için gidip peygamber efendimizin hayatı ile ilgili en iyi kitabı bulup okuyacağım. buna vesile olan da bu başlığı açıp saçmalayan yazar olacak, boş boş küfreden, cevap verecek ilmi olmadan ahkam kesen yazarlar değil.
15 yaş altı insan(!) söylemi. araştırmadan etmeden sözlüğü kirtleme ve bende başlık açabiliyorumu gösterme çabaları. (bkz: geldi yine tipini siktiğimin)
ergun candar'ın fantastik bilgilendirmesine göre, islam peygamberi paganların düzenlediği çeşitli panayır ve festivallerde yer almıştır, ancak doğrudan pagan tanrılara tapınmamıştır. hatta, öyküyü gabriel'in muhammed'in önünde durarak gözlerini kapamasını sağladığı, ardından islam peygamber'inin mekanı terkettiğinden bahsederek, folklörikleştirenler de mevcuttur. o dönemlerde arap yarım adasında, keldani kilisesinin nüfusunun hissedildiği hanefi tek tanrı dinine mensup olduğu varsayılır. hatta, bu dinin nebisi olduğunu iddia eden kişinin, islam peygamberinin peygamberliğini tebliği sonrası, kendisini kaldığı dağa davet ederek, dini paylaşmayı teklif ettiği bile ileri sürülür.
kendisi, monoteisttir. taşra inancı dediğimiz paganizm ve fetişizmden uzaktır. ancak, aynısı atası ibrahim için geçerli değildir. ibrahim'in urfa'dan kenan'a geldiğinde, yani başlarda, baal ve çeşitli küçük mini pagan tanrılara taptığı, ardından semavi tanrıyı kavradığı bilinir.
cahiliye dönemi araplarının hepsini putperest sanan kişi söylemidir. hz. ibrahim soyundan gelecek son peygamberi bekleyen, kendilerine hanif denilen insanlar da mevcuttur, ne kadar ilahi dine mensup musevi olduğu gibi.
son peygamber, diğer kutsal kitaplarda da müjdelenmiştir.
--spoiler--
O, iki binici gördü, biri merkep üzerinde, diğeri deve üzerindeki binicilerdi. O, dikkatle dinledi. (işaya xxı, 7)
--spoiler--
Burada peygamber işaya tarafından bildirilen iki biniciden merkep üzerinde olanı Hz. isa (a.s.)'dır. Çünkü isa peygamber, Kudüse bir merkep üzerinde girmiştir. Deve üzerinde olan kişiyle de, Peygamber Pfendimize (asm) işaret edildiği açıktır. Efendimiz (asm) Medine'ye girişte devesinin üstündeydi.
--spoiler--
Onlar için kardeşleri arasından, senin gibi bir peygamber çıkaracağım ve sözlerimi onun ağzına koyacağım (Kitab-ı Mukaddes, Tesniye Bâbı, âyet: 18)
--spoiler--
--spoiler--
Rab size kardeşleriniz arasından benim gibi bir peygamber çıkaracak, her ne söylerse onu dinleyeceksiniz. Ve bütün peygamberler, Semuel (ismail) ve sıra ile gelenler, hep söylenen bu günleri ilân ettiler (Rasullerin işleri, Bâb: 3, âyet: 22)
--spoiler--
--spoiler--
Rab, size başka bir Faraklit verecektir; ta ki, daima sizinle beraber olsun (Yuhanna, Bâb: 14, âyet: 15)
--spoiler--
Yukardaki âyetlerde Faraklit olarak geçen kelimenin aslı Yunancada Piriklitos olup, Arapça Ahmed kelimesinin karşılığıdır. Ahmed, Efendimiz (sav)in ismi olduğu gibi, Kurân-ı Kerimde de Onun incilde Ahmed olarak geçtiği açıkça ifade edilir. Ve, burada sayılan bütün vasıflar sadece Efendimiz (sav)de vardır.
Hz muhammed hiçbir zaman putlara tapmamış, her zaman bu ayinlerden kaçmıştır - uzak durmuştur. Ilk vahiyden önceki son zamanlarda da iyice toplumdan soyutlanmış ve toplumdaki mevcut din anlayışının yanlışlığı üzerinde düşünerek günlerce hira mağarasında kalmaya başlamıştır.
küfürlü cevap verilmesine gerek olmayan iddia.
öncelikle o yarım yamalak din derslerini bile hatırlamayan sözde dindar ve sözde "aydın" atesitlere.
bir peygamberin belli özellikleri olmalıdır
sıdk, emanet, fetanet, ismet ve tebliğ.
ismet bu noktada çok önemlidir çünkü manası günah işlememek demektir. peygamberler hiç bir şekilde gizli açık günah işlemez.
peki haram olan puta tapan birisi peygamber olabilir mi? hayır. mekke'de o dönem putlara tapmayan lakin tek tanrıya inanan bir grup vardır. bazıları şu festivale katılmış diyor da peygamberimiz tüccar elbette katılacak mal satmak için.
