ilker yasin'in penaltı pozisyonuyla ilgili olarak kaleci "hakan'ın yapacak fazla bişeyi yoktu." dediği maç. nasıl yoktu ya, düşen adama müdahale etti haybeden penaltı kazandılar adamlar.
yere kapaklanmak üzere olan adama zorla penaltı kazandıran hakan arıkan'ın da,
bir avrupa maçınının daha ırzına geçen ilker yasin'nin de, hugo'nun da... dedirten maçtır.
kafam güzel olduğundan kelli yanlış mı gördüm,ama penaltıyla hiç alakası olmayan pozisyonda penaltı olmuş maç.ulan adam dengesini zaten kaybetmiş düşüyor,hakan'da öylesine çıkmış,çarpıştılar alt tarafı.bak kafama takıldı yeminlen.cüneyt çakır vermezdi bu penaltıyı.fenerbahçeliyim.
spikerin resmen uyuduğu maç anuna koyum sanki beşiktaş 20 tane gol yemiş gibi üzgün ve derinden anlatıyo maçı.
edi büdü: bobo biraz canlandırdı sanki değil mi ilkerim yasinim.
yenilen gol sonrası dağıldı savunmamız. guti olmasa yarı sahadan top çıkaramayacağız.
nihat her zamanki gibi vasat. hakan'a diyecek laf yok, annesiyle muhattabım. aurelio ayhan dan çok şey öğrenmiş, geri pas geri pas. tabata sahada yok sanki. ersan bir hatası dışında mükemmel oynadı.
Hakan müdahaleye gittiği zamanda adam zaten yere düşüyordu. Bu penaltıyı ancak bünyamin gezer çalar. Hakan' ı kötülemek için bahane aramanın yersiz olduğu maç.
hakan arıkan, tabaka ve ilker yasin'e sevgilerimi ilettiğim maç oluyor şu an*. ilk yarı boyunca tabaka'nın ayağına kaç kere top değdi merak içerisindeyim. hakan arıkan ve nihat kahveci'ye değinmiyorum bile. ikinci yarı toparlanıp bir gol bulacağımıza ve bir puan alacağımıza inanıyorum. inanmak istiyorum. evet!
her kornerde , her serbest vuruşta bakalım hakan ne zaman hata yapacak diye korku dolu gözlerle izlenen maç. nitekim yine yaptı yapacağını , topla alakası yok paldır küldür falcao'nun üstüne çöreklendi. şunu da söylemeden geçemeyeceğim tabata git sen rio de janeiro sahillerinde top sektir , çabuk git ama!!
beşiktaş'ın ciddi sorunları olduğunu gösteren maç.
bir gs taraftarı olarak anlayamıyorum. sezona çok çok iyi bir havayla ve türkiye liginin çok daha üstünde bir kadro derinliği ile başladı. sonra ne olduysa oldu, shuster nisbeten oturmuş bir oyun sistemini yerle yeksan ederek oyunu rakip sahada oynayacağım diye tutturdu. ortasahada kurulan defans, rakibi boğan bir futbol anlayışı ve kaliteli ayaklarla er ya da geç atılacak goller.
peşpeşe gelen sakatlıkların da etkisiyle herhalde; defanstan ortasahaya, ortasahadan forvete iyi top çıkartan adamların yerine o kalitede olmayan oyuncularla devam etme zorunluluğu beyne o oksijeni taşımaz oldu. bunda sadece sakatlıklar değil sürekli rotasyonun da etkisi vardır diye düşünüyorum. ilk 11'den en azından bir altılı yedili omurga oturtamadı shuster. formda olmasına rağmen rotasyondan dolayı kesik yiyenlerin yerine ancak rotasyonla forma şansı bulabilecek oyuncular, o mevkilerin asıl sahiplerinin de sakatlanması ile bir anda ilk 11'in değişmezleri oldular.
aslında beşiktaş bugün 4 kasım 2010 porto beşiktaş maçının ilk yarısı itibariyle ligdeki son 3-4 maçından farklı oynamıyor. beşiktaş kendi içinde bir değişim geçirdi, evet, hatta geriye doğru oldu bu değişim. Çoğu zorunluluktan ama o zorunluluğun getirdiği mecburi sistem değişikliğini shuster yapmadı ve yapacak gibi de görünmüyor. penaltıya kadar olan biten herşey aslında golün geleceğini hem de defansın hataları ile geleceğini o kadar açık gösterirken oyuna oyuncu değişikliğine gerek olmaksızın bir müdahalede bulunmaması şu ana dek belki de en büyük hatası.
shuster, zorunlulukların getirdiği noktada bu zorunluluğa uygun sisteme dönmek zorunda. şu an sahada olanların kasımpaşa maçında olmadıklarını ve kaybedecek çok daha büyük şeylerinin olduğunu hatırlatmak zorunda. nihat-bobo-tabata-hilbert'in ileride olması beşiktaş'ın baskın oynamasına yetmiyor. öte yandan aynı etkiyi, belki çok daha fazlasını hulk tek başına yapıyor.
sonuçta bu maç için artık beşiktaş'ın kaybedecek birşeyi kalmadı. risk almak ve saldırmak zorunda.
hakan için söylenecek şey ise şu. kiralık ya da satılık, ama bir şekilde mutlaka yürümeyen bu ilişkinin sonlandırılması hem beşiktaş için hem de kumaşının iyi olduğundan emin olduğumuz hakan için artık bir zorunluluk. bu baskıyı kaldıramıyor çocuk, görüyorsunuz. istisnasız her topu sektiriyor. ona da yazık etmenin ve hayrettin'e çevirmenin manası yok. yazıktır, günahtır.