tartışmaların boşuna yapıldığı konudur bu sistem futbol gibidir 5 sene sonra 3 5 4 olur vb. bir çok kombine yapılır. hatta okula başlama yaşı 6 olacak o da 3 olsun çocuk hayatı boyunca okusun sonra gerçek hayata gelince hönk diye kalsın. hayatı boyunca trigonometri, mikro, makro görüp bakkala gidince veresiyenin tanjantını alır belki yeter lan yeter okuyanlara ayar çekeceğinize okuyupta boş gezenlere bir sistem geliştirin.
Zaten boktan olan sistemin amına koyacak sistemdir. Hayırlı olsun Körüe körüne AKPliler dışında aklı selim akplilerin, eğitim bilimcilerin, öğretmenlerin, işin uzmanlarının karşı çıktığı sistemdir. En ılımlısının bile denenmeden olmaz dediği sistemdir. Bugün olmaz, yarın olmaz ama öbür gün ne kadar boktan olduğu görülecek eski haline de dönülemeyecek sistem.
dindar bir nesil yetiştirme konusunda atılmış bir adımdır. imam hatip liseleri için getirilmiş bir sistemdir. bunun en basit kanıtı başbakan yardımcısının 28 şubat ın rövanşını aldıklarını ima eden sözleridir. her zaman olduğu gibi yine dayatma yoluna giderek hiç bir partinin vaya sivil toplum kuruluşunun görüşü alınmadan pat diye ortaya atılmıştır. görüş alınmadığı gibi bir sivil toplum kuruluşu olan tüsiad ın uyarısına da sen kendi işine bak ey tüsiad diye tepki verilmiştir.
ilk duyulduğunda futboldaki 4-4-2 3-5-2 oyun sistemini andıran detaylara girince 1 kişi fazla sahaya çıkmış olan takımın kural ihlali yapma durumudur.
eğitime uyarlarsak bu derece saçma olur yani varın gerisini siz düşünün.
türkiye'nin emperyalizm tarafından ucuz iş gücü cenneti yapılmasının adımlarından biridir.
egemenler tarih boyunca kirli amaçlarına ulaşabilmek için karanlık ortamları tercih etmiştir. Sömürü ve talanı ancak karanlık ortamlarda gizleme şansları vardır. Bu şansı yakalamak için de devlet eliyle bilimin önüne engeller konulmuştur.
Siyasal iktidar, ülkemizde yeni bir karanlık projenin peşindedir. 4+4+4 biçiminde ifade edilen yeni yasa tasarısı ile kızlar evlere kapatılmak, çocuklar ucuz iş gücü olarak piyasaya sunulmak isteniyor. Toplum tepeden tırnağa gericileştirilmek, dinsel bağnazlığın çukuruna itilmek isteniyor. Peki, bu hazırlık yalnızca iktidarın tutuculuğu ile mi ilintilidir? Yoksa ekonomik ve siyasi gelişmelerin bir sonucu mudur? Şimdi kısaca, egemenlerin neden bu değişikliğe ihtiyaç duyduğuna bakalım.
Günümüz Türkiyesindeki sermaye içi hareketler ve emperyalizmin çıkarları, devleti de toplumu da yeniden şekillendirme ihtiyacını doğurmuştur. Öyle ki Emperyalizmin ılımlı islam projesine, AKPnin iktidarını korumasına ve sermayenin de ucuz iş gücü ihtiyacına cevap olacak bir çözüm nedir diye sorulsa, buna verilecek en kestirme yanıt 4+4 yasa teklifi olurdu. Emperyalizmin Ortadoğu ve Afrikada girmiş olduğu sıkıntılı durumdan çıkabilmesi, Türkiyeyi daha etkin kullanmasını gerektiriyor. Bunun için ise Türkiyenin ılımlı islam rolünü iyi oynaması gerekmektedir. Toplumun daha dindar hale getirilmesi yalnızca AKPnin gericiliğinin bir sonucu değil, aynı zamanda sistemin ihtiyacıdır. Elbette ki toplumu şekillendirmede birçok aracın içinde en etkilisinin eğitim olduğunu yine en iyi sistemin sahipleri bilmektedir.
AKPnin hayata geçirdiği yıkım yasaları artık kendi oy tabanını rahatsız etmeye başladı. Taşeronlaştırma, güvencesiz çalışma, GSS vb. uygulamalar işsizliği ve yoksulluğu artırmaktadır. Halkın algısını ve tercihlerini yönetme konusunda, din üzerinden geliştirilen ataklar egemenleri rahatlatma amacını güdüyor. Bunlara ek olarak, emperyalizmin Türkiyeyi ucuz üretim üssü olarak devreye sokmak istediği de biliniyor artık. Mevcut ücretlerden daha ucuzu ancak çocuk emeği üzerinden sağlanabilirdi. işte bu eğitim tasarısı, sermayeye bu olanağı da sunmaktadır. Kısacası bu proje ile toplum, biat eden uysal kitleler halinde sisteme ucuz iş gücü olarak hazırlanıyor.
Meclise sunulmak üzere olan bu yasa teklifinin politik bir mesele olarak görüldüğü o kadar açıktır ki konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı adeta devre dışı kalmıştır. Eğitim bilimlerinin evrensel doğruları dahi hiçe sayılarak hazırlanan yasa teklifi, her eleştiri karşısında yeniden değiştirilerek yamalı bohça halini almıştır. Kesintili eğitimi yoğun baskılar sonucu sekiz yıldan sonraya bırakan iktidar, aslında bunu şimdilik kaydıyla yapmıştır. ileride uygun koşulların oluşmasıyla zorunlu eğitim 4 yıl ile sınırlanacaktır biçiminde bir kehanette bulunabiliriz.
Hazırlanan yasayla aslında eğitim tümüyle esnek hale getirilmektedir. Televizyon kanallarına çıkan hükümet sözcülerinin tamamı buna vurgu yapmaktadır. Hem program içeriği esnekleştiriliyor hem de çalışma yaşamı esnekleştiriliyor. Eğitim programının esnek hale getirilmesiyle çocuklar 10 yaşında meslek seçmeye zorlanıyor. Burada çocuğun ilgileri netleşmediği ve yetenekleri saptanamadığı için karar aileye bırakılmaktadır. Bu durum, çocuk ailenin mülküdür anlayışının da dışa vurumudur. Diğer yandan imam-hatip okulları ilköğretimin içine sokuluyor. Meslek lisesi programını seçen çocuklar ise sermayenin insafına terk edilecektir. Çünkü bu tasarıyla meslek liseleri, okul açan patronlara devredilerek öğrenci başına patronlara devletten para aktarılması planlanıyor. Belki de devlet eliyle yürütülecek tek meslek lisesi, imam-hatip liseleri olacaktır. Çünkü devlet, kendi dinini yaratıyor.
Eğitimin esnekleştirilmesi aslında bu kadarla da sınırlı değil. Bu güne kadar, devlet okullarında ilköğretim zorunlu ve parasızdır ibaresi vardı ancak şimdi hazırlanan yasa tasarısında bu kural sessizce kaldırılmaktadır. Yani eğitimin tüm kademeleri piyasaya açılmaktadır. Yeri gelmişken, okullarda her öğrenciye bilgisayar verilmesi de devletin sorumluluk üstlenerek kaynak ayırması olarak değil, devlet bütçesinden yandaş sermayeye kaynak aktarması olarak anlaşılmalıdır. Çünkü bu uygulama da tıpkı TOKide olduğu gibi ihale dışı tutulmaktadır.
Eğitimin kademelere ayrıştırılmasının bir diğer sonucu da dershanelerin artacak olmasıdır. Bu sistemle öğrenciler, on yaşında alan seçmeye zorlanmaktadır. Bu nedenle istediği bir alana girebilmek için belki de yedi yaşından itibaren dershanelere gitmek zorunda kalacaklardır.
Eğitimdeki bu yapısal değişikliklerin bu kadar aceleye getirilmesinin esaslı sebepleri vardır. Ama en önemlisi, Anayasa değişikliğinden önce çıkartılarak zemin hazırlanmasıdır. Bir anayasa maddesi olan parasız eğitim hakkı böylelikle önceden rafa kaldırılmış olacaktır.
Egemen sınıfların mevcut durumdan daha geri bir durumu ifade eden bu atağı karşısında muhalefet ne yapmalıdır? Bugüne kadar birçok konuda olduğu gibi burada da itiraz etme alışkanlığının ötesine geçilemediği görülmektedir. Tüm saldırı yasalarında olduğu gibi itiraz ederken mevcudu savunma açmazına düşülmektedir. Oysa en etkili muhalefet alternatif programlar eşliğinde alana çıkmakla mümkündür.
Demokratik bir eğitim programının çerçevesini tarif edebilmek bile gerici eğitime karşı koyuşları daha anlamlı kılacaktır. Eğitimin tüm kademelerinin parasız olması, halktan toplanan vergilerin karşılığı olarak tanımlanmalıdır. Okul öncesi eğitimden başlayarak orta öğretimin sonuna kadar kesintisiz olmalıdır. Ülkemizde ilköğretim olarak adlandırılan 8 yıllık eğitim birçok ülkede temel eğitim diye adlandırılır. Temel eğitim, hem kavramsal olarak hem de içerik olarak daha doğrudur. Çünkü bu eğitim döneminde öğrencilere bilgi aktarımı değil, temel ve ortak beceriler kazandırılmalıdır. Ve kesinlikle elemeci, etiketleyici sınavlar yerine yetenekleri açığa çıkartacak uygulamalara yer verilmelidir.
bu sistemin tek amacı ortaokulda yani ikinci 4 yılda öğrencilerin dini eğitim yani imamhatip ortaokul şekinde eğitim almasını sağlamaktır.Kısacası (bkz: dindar nesil)
4. sınıfı bitirmiş ve henüz 10 yaşında olan küçük çocuklar yeteneklerinin farkında olamazlar bu sebepten ötürü ders seçimi de yapamazlar yani bunu yapmak aileye düşer her aile de çocuğunu bir doktor bir mühendis (bir de son zamanın kafasıyla beraber imam) olarak görmek ister yani çocuğun meslek seçme hakkı elinden alınır yeteneğinin olmadığı alanlarda kendini heba eder. bu fikir kimden çıktıysa bineceksin üzerine vuracaksın kırbacı.
sırf imam hatiplerin önünü kesmek için içine sıçılan eğitim sisteminin yeniden düzenlenmesidir. bu değişiklik ile herşey dört dörtlük mü olacak? tabi ki hayır. eğitim içeriği de baştan sona güncellenmedikçe çok bir getirisi olmayacaktır.
En son üstad haşmet babaoğlu'nun, "bu sistemi anlamadım", "çok saçma geliyor" diyenlere adeta kapak teşkil edecek bir cevap verdiği sistem. işte o müthiş yazının bir kısmı:
4+4+4'e karşı patırtı yapanların; "bu sistemi anlamadık" diyenlerin çoğunun samimiyetine de ben inanamıyorum.
Zorunlu eğitim 12 yıl olmuş; yetenek ve meslek seçiminde çok önemli reformlar yapılmış, umurlarında değil! Dertleri başka!
"Eğitimde bir reform yapılacaksa bunu iktidardaki AK Parti yapmamalı" diye düşünüyorlar.
Bu yüzden başka bir iktidar yapsa ayakta alkışlayacakları bir reformu şimdi yerden yere vuruyorlar.
[HB]
Ömer dinçer'in son açıklaması ile takkenin düştüğü kelin göründüğü eğitim sistemidir. Bu imam hatipler için değil diyen arkadaşların da sözlerini tekrar düşünmeleri gerekmektedir artık. Peki nedir bakanın bu açıklaması: ilkokulun 4 seneye indiği falan yok. Sadece 4 ve 5 arasında ayrılma hakkı sağlanmıştır. Zira 5. sınıf derslerine branşçılar değil yine sınıf öğretmenleri girecektir. Bu durumda müfredat da değişmeyecektir. Yeni öyle eğitim sisteminn değiştiği kaltenin yükseldiği falan yoktur.
ülkemizdeki bir çok atanamamış öğretmen arkdaşın dört gözle beklediği sistemdir. zaten istatistiklere bakıldığında avrupada en çok öğretmen açığı olan ülke olmamızdan mütevellid bu sistem yeni eğitim personeli ihtiyacını doğuracaktır ve üzerine doğru bir yaklaşımdır.
kapitalist sistem doymuyor, eğiti mi de satıyor. kapitalist sistem her şeyi sindirerek bizlere dayattığı için şu an eğitim paralı değil. ancak ileride göreceksiniz, ilkokul bile paralı olacak. bir de bu 4+4+4'nın +1 i var. bu şerefsizler her şeyi paralı yaptıkları gibi bunu da paralı yapacaklardır. burjuvazi doğan zaten okuyacak, ezilen halk yine ezilecek. recep tayyip erdoğan'ın dediği gibi; dindar bir nesil yetiştirmek için imam hatip liselerinin de önünü açıyorlar bu şekilde. 4 yıl yetmiyor tabii ki bir dindar yetiştirmek için, en az 8 yıl. utanmasalar 12 yıl yapacak namussuzlar. (#14900288)
eşit, parasız, bilimsel ve ana dilde eğitim herkesin hakkı. bu, insanlık hakkı. herkes inancına, dünya görüşüne göre eğitim almalı. ben ve benim gibiler bu sistemin dayattığı hayatı kabul etmiyoruz.
bu sisteme konfeksiyonda çalışacak küçük kız çocukları bağışlamayacağız.
bu sistemde çalışan kazanmaz, daha çok okuyan kazanmaz. olsa olsa nitelikli eleman olur. sistemin kölesi olur. lütfen sindirmeyin bu olayları. göz göre göre.
başbakanın ülke şartlarına uygun hale getirdik şeklinde açıklama yaptığı uygulamadır .
nedir bu ülke şartları .
* çocuk işçisiz memleket olur mu ? , okumasınlar .
* çocuk yaşta evlilik olmazsa olmazımız ( baba beni tecavüze gönder )
* mesleki eğitimsiz nesil ( amele şart , herkes doktor , mühendis olur mu ? haşaa )
* imam hatibe 8 yıl sonunda gelen çocuk atatürk'e küfür etmeyi öğrenemiyor .
* ev işlerini kız çocukları yapmalı malum anne baba işte çalışıyor borç çok .
* her çocuk okulda olunca çocuk istismarı nasıl olacak
amaç kız çocuklarını 10 yaşına kadar okutup sonra okumasını engellemek. yani olan kız çocuklarına olacak. neden bu sisteme geçildiğini hala anlamıyorum. hiç bir mantıklı iyi bir neden yok. sadece çocukların okumasını engellemek için yapılmış bir yasa... mantıklı bir nedeni varda biz çağdaş insanlar mı göremiyoruz ?
4+4+4 yetmez, zira eğitim işi giderek karmışık hale geleceğe benziyor, yurdum insanını alıştırmak için örneğin: (1+4/2 x (-8+3) x 5%+12) şeklinde işlemlerle formüle edersek hem zorunlu eğitimi yarım yıl arttırabiliz hem de bu arada vatandaşlarımaz biraz matematik çalışmış olur....
eğitimle tek alakası okul binasının önünden geçmek olan zat illa bişeyler yazacak ya. konuya nereden girse acaba??
imam hatipler iyi bir seçenek.
-imam hatiplerin önü açılacak. atatürk düşmanlığı.
ya bokunuzu yiyeyim lütfen atatürkçülük diyenler atatürk'ün kaç kitabını okudu allah aşkına?.
sürekli kafa sikiyorsunuz. pedagojik bi katkı değil bu. yalvarırım biraz değişin. sizin yüzünüzden depresyona girdim. hayat sevincim yokoluyor. acıyın bana.