28 şubat postmodern darbesi konulu, 28 şubat 2008 tarihli yayınında türk gençliğinin içinde bulunduğu durumu tastamam gözler önüne sermiş televizyon programı. hani hep negatif eleştirilerle abanılan ve bu bağlamda haksızlık edildiği söylenen gençlik bu işte.
islamcılar ve cumhuriyetçiler kapışması vol.85: burada izlenenler üzerinden islamcıları 3-4 taifeye ayırabiliriz mümkündür fakat, cumhuriyetçiler tornadan çıkmış tek, üniform. iki tarafın da dünyadan haberi yok. konuşmayı da bilmiyorlar. zaten bilseler de konuşacak halleri pek kalmamış. cumhuriyetçiler kantinde biraz gazete okumuşlar belli ve iki üç örgüt kurmuşlar; devrim bekçileri, genç üniversiteli cumhuriyetçiler vs. türünden toplaşmalar işte. belli ki geleceğe dair bir planları, değişim gelişim hesapları mevcut değil. dezenformasyondan doğurulmuş refleksi bir koruma, kollama, savunma ve islamcılarla birlikte ikinci cumhuriyetçilerle de her daim müdafaa savaşında kararlı fikirsiz bir zümre.
islamcılar da nasipsiz. nasipsizlikleri; savunmaya karşı geliştirdikleri kontrsavunma ve saldırı sebebiyle meydana gelen, taleplerini cumhuriyet ve demokrasi çerçevesine oturtmaya çalışarak düşmanının silahı ile silahlanmayı uygun görüp, dar alanda kabul ettirmeye çalıştığı fikri ile anılmasından ve devamla müslümanlığın, islamın sorunlarının sadece türban serbestisinden ibaret noktasına hapsedilmişiliğini fark etmemesinden.
zihinleri, idrakleri iğdiş edilmiş ardından tecavüze uğramış iki farklı grubun içler acısı hali.
dipnotlar:
saat 01:5'te söz alan bir öğrenci "faşizm" dedi çok küçük bir alkış aldı. yandaşı olmadığından değil faşizmin kelime anlamını bilmediklerine emin olduğumdan alkışlanmadı o tombiş.
saat 01 15'te söz olan bir öğrenci "boxerla gelmek istiyorum ben de, hadi bakalım nolcak şimdi" dedi. olmaz, boxer güney asya'da bir yerlerde bir zamanlar yaşamış eşek eti yiyen siyasi bir klikin sembolüdür.
saat 01:30!a doğru söz alan bir öğrenci boxerla gelirim diyen kişiye "kendisi kaybeder" dedi. iki anlamı olabilir:
a) bacaklarını görmüş epey kıllı, sosyal alanı sıfıra iner. demek istedi.
b) üniversitede azgın adam çok tecavüze uğrar, götü kaybeder. demek istedi.
*01:30'a kadar ancak dayanabildim. dudaklarımda alaycı bir gülümsemeyle uyudum.
yaklaşık son 1 aydır g.tlerin konuştuğu programımsı. kekeme sunucusu ve asalak öğrencileri ile tam bir işkence aleti. lan arkadaş hiçbir öğrenci de geniş çerçeveden bakamaz mı şu ülkenin siyasetine, içinde bulunduğu duruma?
herkes takmış at gözlüğünü. sanki güneşlenmeye plaja gelmiş .bneler. g.tler. hepinizin ağzına s.çayım ben. yalan ettiniz ülkenin gündemini.
bu program başladığında ayağa kalkıp, televizyona yaklaştıktan sonra osuruyorum renkli dünyaya. bunu hakediyor çünkü. sonrasında da s.çmak için tuvalete gidiyorum. aslında yine bunların yüzüne s.çarım da, annem de benim ağzıma s.çar.
üniversitemde (bilkent) yayınlanan programda, yeni şafak gazetesi yazarı ile çok sağlam dalga geçilmiştir. artık adam o denli saçmalamaktadır ki, mehmet ali birand bile gülüyordu adam konuşurken. son konuşan arkadaşın dediği gibi, yazar olan bu eleman, oradaki hukuk profosorunu, o kadar öğrenciyi, okulu, bilkent hukuk fakültesini, dekanı beğenmemiş hepsini aşağılamaya kalkmış, akabinde ayar manyağı olmuştur.
en son üniversitelerdeki programlarda görüyoruz üniversite öğrencileri arasında büyük çoğunluğa sahip değilsiniz diyen öğrenciye "bununla gurur duyuyorum" diye cevap vermiş, insanları kahkahaya boğmuştur.
bir insan kendini ancak bu kadar küçük düşürebilirdi.
ekleme: fikri akyüz'müş bu komik adamın adı.
artık anadolu'daki üniversitelere gelme vakti gelmedi mi? sorusunu sorduran program. burdakilerin de seslerini duyurmak için aracı olmasını istediği platform.
bilkent üniversitesi gibi türkiye'nin en güzide üniversitelerinden birinin hukuk fakültesi öğrencilerinin özgürlükler konusunda ne kadar sığ düşündüklerini anladığımız program. öyle ki; bir tanesi çıkıp, benim verdiğim oy ile, köt kahvesindeki osman amcanın oyu aynı değerde olmamalı bile diyebilmiş, yine ayarı kendi arkadaşları tarafından almıştır. ama öyle bir almıştır ki, ihale yine fikri akyüzün üzerine kalmıştır.
acaba, öyle düşünmeyen hukuk fakültesi öğrencileri neden gelmemeyi, konuşmamayı ya da uyumayı tercih etti o saatte..? dışlanma korkusu, aşağılanma korkusu vs.vs. neden böyle olmak zorunda acaba..
32.günü bir de bu konuda program yapmaya davet ediyorum huzurlarınızda, ey özgürlükçü insanlar, neden ortaya çıkmıyorsunuz..?
bu gece ki ilk 10 dakikasını hayretle izlediğim programdır. nedeni ise ismet özel'dir. her taraftan bir başlık açarak soru işaretleri yaratmaya çalışmaktadır. tabi bunları söyleyen iyimser tarafım, kötümser tarafım ise bunama belirtileri göstermesidir. zira çok saçma konuşmaktadır.
ismet özel isimli dürrük ve öbür ırkçı düdük her an ceketlerinin içinden çıkarttıkları labutları çevirmeye başlayıp, osuruklarını yakabilirler. dikkat edilmeli..
zaman zaman mehmet ali birand'ın taraf olduğunu saklayamarak objektifliğini ve programın akışı üzerindekini kontrolünü yitirdiğini düşünmeme sebep olan program. ancak bu türk televizyonculuğundaki kült programlardan olma nitelğini kaybetmesine neden olmaz o ayrı.
dün gece,faizcilikle-zinayı örtünmemeyle bir tutan üniversiteden bi şahsın konuk olduğu program.karşıdakileri dinlemeyen,karşı bir söz duyunca deli gibi konuşan bir kişilikti.ortadaki bayan hanım ise "örtünmek nasıl bir tavır ise örtünmemekte bir tavırdır." diyerek beni benden almıştır.
