bütün gün beklenen an. davos zirvesine dair tüm gelişmeleri bir yana bırakmak için gecerli bir neden. şamil tayyar'ın şahane bir performans sergileyeceginden hiç şüphem yok merak ettigim küçük'ün savunmaları. ilk el cırpışını yaptı bile. hadi bakalım..
yalcın kucuk'un manasız cırpınıslarını seyerttıgımız program. cok ilginç tartısma uslupları gormusuzdur ama bu kadarını hıc gormemiştim. demokratlıgını kendıne hakaret sayan adam, darbe şakşakçısı.. bu programdan benim anladıgım şudur; sanırım yalcın kucuk basının gercekten belada oldugunu bılıyor ve cezai ehliyeti olmadıgı anlasılsın kımse ona dokunmasın dıye ön çalışma yapıyor zira hal ve hareketlerinin baska hiç bir mantıklı acıklaması olamaz. delilik ve ötesi. anlatılacak bir tavır değil izleyenler anlamıstır.
mehmet ali birand'ın sunduğu tartışma programı. bugün itibariyle türban meselesini tartışmaktalar. eskiden oldukça sağlam bir programdı bu, yıllar geçtikçe birand'ın da devir adamı olma yolundaki adımları hızlanmış, sıklaşmış.
izleyenlerin yalçın küçük'ü, şamil tayyar gibi bir taraflarında sallamadığı program. gerçekten çok şey biliyor bu adam fakat yaptığı el çırpmalar, gereksiz yere masaya vurmalar falan koparmıştır resmen. ayrıca darbe merağını izah ediş şekli kendine idol arayan genç nesili etkisine alacak kadar vardı. bilmesen darbeyi bi bok zannedersin.
aboo bu akşam süper kavgalara sahne olan program. izleyelim.
vakit gazetesinden bir yazar mı ne getirmişler, biraz abartsa da anlatıyordu bir şeyler, sonra biz devleti dolandıranlara hakkımızı helal etmeyiz dedi, öteki eleman da erbakan 1 trilyon dolandırdı devleti ona hakkınızı helal edecek misiniz deyince bir anda celallenip, senin kayınbiraderin pkk'lı diye bağırmaya başladı, öteki de kanıtlasana dedi. şimdi, şerefsiz, haysıyetsiz diye laflar havada uçuyor.
hey allah'ım ne gereksiz adamlar var. her iki taraf için de söylüyorum.
program yapımcıları allaaah reyting diyerek aşağıya başlığı da çaktılar. bu akşam çok neşeli olacak.
ulan öyle adamlar getirmişler ki, herhangi bir tanesinin görüşünü paylaşan kişi, görüşünden tiksinir.
sunucu da hesapta susturmak istiyor ama öyle bir uyarıyor ki, daha da çoşun, girişin birbirinize der gibi.
vakit gazetesi yazarları ile cumhuriyet gazetesi yazarlarının birbirini yediği yakında tekme tokat bir kavganın cıkmasının an meselesi olan program. ah nerelerdesin birand tam senlik bir gece..
son derece sakin ve usturuplu devam eden siyaset meydanından 32. güne iyi ki geçmişim. ulan reklam girmeseydi, süper gidiyordu. hesapta görüş olarak iki uç gibi durmaları gerekiyordu ama bir anda öz benliklerine döndüler hepsi aynı çıktı alttan.
koptuğum an ise, temiz yüzlü gözlüklü cumhuriyet yazarının çok efendi başlayarak, serdar beyi tanıyorum diye lafa girmesi, konuştukça sesinin yükselmesi terbiyesiz falan dedikten sonra gürültünün yükselmesi ile beraber kendinden geçmesiydi. yemin ediyorum evrim geçirdi adam 10 saniyede.
hepsi aynı anda konuştuğu için tam anlaşılmıyor. bir ara hüseyin üzmez'den kurtuluş savaşı'na geçtiler. nasıl bağladılar konuyu onu anlamadım.
ümit zileli'nin ne kadar bir "kalite"ye sahip olduğunu an itibarı ile gösterdiği program. bayılıyorum şu cumhuriyet gazetesi yazarlarının "aydın" kişiliklerine. cumhuriyetçi, laik aydın tam da bunun gibi olmalı.
ismi tuhaf olan program.
32. gün demek "31 günü yani 1 ayı geride bıraktık, şimdi bu 1 ayın muhasebesini yapacağız ağalar" demek gibi bi' şey. şimdi bu program son 1 ay gündemi işgal eden olayları konu alacaksa adı niye 31. gün değil de 32. gün? yok ayla, güneşle alakası yoksa, haftalık bir programsa niye 8. gün değil?
mehmet ali birand, cinsliğin lüzmu yok.
şansımıza küselim, konukları kovalamışlar. program bitti.
türkiye'de demokrasi anlayışı konulu bir sunum falan yapılırsa kullanılabilecek youtube videosu tadında oldu bu bölüm.
Yahu o, bu değil de ;
"32. Gün santralistanbul'da !" yazılmadan evvelki teaser'da, böyle programın sona erildiği haberi verilmeden önce teknovari bir müzik çalmaktaydı. ismini bilen varsa beri gelsin.
vakit yazarının, gazetelerinin hedef gösterttikten sonra öldürülen isim hakkında "özgürlük düşmanıydı" dediği programı cümle alem izlemiştir. allah hepinizin belasını versin bilimum yobaz ve liberaller...
Vakit gazetesi yazarı Serdar Arseven'le Cumhuriyet yazarı Ümit Zileli ve Mehmet Faraç'ın birbirine girdiği program. birbirlerine "haysiyetsiz" "şerefsiz" vb. hakaretlerde bulundular. hem de hiç utanmadan!
siz ne biçim insanlarsınız be? 3'ünüze sözylüyorum. sözümona bu toplumun kalburüstü adamlarısınız(!) milyonlarca insanın önünde birbirinize küfürler yağdırırken, hakaretler ederken hiç arlanmadınız mı?
yazıklar olsun lan! bizde adam yerine koyup sizi dinledik ya, bizede yazıklar olsun! ahlaktan yoksunlar...
türkiyeyi kutuplaştıran iki taraftan beş para etmez iki gazetenin seviyesiz yazarlarını izlemeye hoş geldiniz, herşey geçebilir, görmezden gelebilirim ama cumhuriyet yazarlarından birisinin "burası senin köyün değil" demesi kabul edilemez yaa...
bu cumhuriyetçilerin kendini bu ülkenin sahibi sanma tavırları neden...
evet burası kimsenin köyü değil bu ülkede kimsenin değil bu ülkenin havasını soluyan herkes bu ülkenin sevicisi ve savunucusudur.
aaa pardon ya "biz asli unsuruz, bizim kabul etmediğimiz şeyler bu ülkede olamaz" diyen bir kadını savunan birinden ne beklenir.
işte statüko budur. asli unsur, chp, antitürban, siz-biz kavgası