Yavaş futbol, hata yarı$ı adındaki yazımın bir kısmı:
Özet:
KDÇ Karabükspor 5-4-1 sistemi ve yavaş futbol presibiyle oyuna başladı.
Fenerbahçede pres yoğun bir maç yerine rakibinin yavaş oyununa göre şekillenen bir maçı geride bıraktı.
Maç hata yapanın kazanacağı bir hal aldı.
KDÇ Karabüksporun her maça defansif anlayışla çıkması, oyuncularının yıpranması ve gol bulma anlamında kısırlaşmasına neden olabilir. ileriki haftalar açısından puan bulmakta da zorlanabilir.
Fenerbahçede Diego ilk süper lig maçına çıktı.
Kadlecin ve Bekirin ikili stoperde adam paylaşma bakımından sıkıntılı olduğu görüldü.
K.Karabüksporun maça başlamadan önce Son S.Etienne maçı 11inden tek değikliği Ahmet ilhandı. Ahmet ilhan hatırlanacağı üzere son penaltıyı kaçırmış ve takımının Uefa Kupasında elenmesine sebebiyet vermişti. Maça başlamamış olması 4-5-1 olan takım sisteminin iyice geriye gömülmesine neden olmuştu ki takımdaki tek kanat ve olgun oynayan sprinteri oydu. Karabükspor açısından olmaması takımı aleyhine etkisi doğal olarak kaçınılmaz oldu. Bu bile aslında defansif başlayan bir takım için Fenerbahçenin avucunun içine girmesi demekti. Hatırlatmakta yarar var favori çıkılmayan ve kadro kalitesi sınırlı olan bir takım için deplasmanda tek yol kontra ataklardır. Fakat kontra ataklara çıkan zaten ender olan oyuncu sakatlığı bile bir takımın kimyasını bu maçta olduğu üzere çok fazla bozacaktı. Karabükspora ve maça doğal etkisi hem sistem gereği hem oyuncu kısıtlaması dolayısıyla yavaş, kalitesiz futboldu.
Tahmin edildiği üzere kupa yorgunu Karabüksporu yormak için Fenerbahçe ev sahibi avantajını da kullanarak maç başlar başlamaz pres yaparak ilk mesajı rakibine verdi fakat presin devamlılığı olmayınca maç zaman geçtikçe dengeli bir hal alıyordu. ilk 15 20 dakikada Fenerbahçe oyunu sık sık ters tarafa uzun paslarla çevirerek maç öncesi yorumumda belirttiğim üzere 5li defans yaparak 1 puan için çıkan Karabükspor defansını açmaya çalışıyordu. Karabükspor orta saha ön libero oyuncusu olan Yiğit incedemiri 2 stoper arasına çekerek 5-4-1 tarzı oynatıyordu. Fakat Fenerbahçe S. Etienne maçını izlemiş olacak ki bilinçli olarak sol kanattan yükleniyordu. K.Karabüksporu psikolojik olarak yıprandığını düşünürsek ve 5li defans için sık sık defans yoğunluklu düşünmek zorunda bırakmak aslında maça 1-0 başlamak demekti. Tolunay Kafkasın aynı sistemle ve Ahmet ilhan gibi kontra atak opsiyonu olmadan Fenerbahçeden hata bekleyerek defansif bir kadro sahaya sürmesi bir nevi maçın Fenerbahçe lehine ilerlemesine neden oldu ki maçta ilk gol de Emenikenin ayağından geldi.
ilk yarının ortalarına gelindiğinde defansif odaklı sahaya çıkan Karabük, oyunu geriden kurmakta zorlanıyordu. Savunmayı biraz daha ileriye çıkarak Fenerbahçeyi presle rahatsız etmeye çalışıyordu. Ahmet ilhanın olmaması forvete katkı sağlama görevi onun yerine 11de sol forvette başlayan Violaya düşmüştü fakat herhangi bir ciddi girişimi de o kanattan başlatamadı. ilk yarının sonlarına doğru gelindiğinde ise Karabüksporun süpriz sağ kanat atağında sağ bek erdem topu çok rahat alıp Kadlec ile Bekirin arasına ortalayarak durumu 1-1e getirdi. Burda belirtmem gereken durum Kadlec ile Bekirin adam paylaşma konusunda sık sık hata yapabilecek oyuncular olması. Her iki oyuncuda esasen bek orjinli oyuncular. Aynı anda stoper oynatmak savunma arasına uzun toplarda ve kanatlardan ortalarda adam paylaşma konusunda sıkıntı yaratması kaçınılmazdı Karabükspor golünün gelişimi de bu küçük gediklerin birleşimiyle oldu. Fenerbahçenin gizli stoper sıkıntısına ayrı bir başlık altında irdeleyeceğim. Geri kalan dakikalarda da iki takımın orta saha mücadelesiyle ilk yarı tamamlandı.
ikinci yarı başladığında Fenerbahçenin gümbür gümbür başlaması gerekirken Kardemir Karabüksporun maç yorgunluğunu düşünerek oyunu yavaşlatma çabalarına cevap veremiyordu gayet olağan şekilde takım top çeviriyordu. Ki bunda etken
daha önceki yorumlarımda bahsettiğim üzere emrenin yaş icabı kondisyonunu maça yayma düşüncesiyle pres yetersizliği ve meirelesin defansif orta saha tipinde yaratıcı kıvrak yani takımın beyni olabilecek tarzda olmamasıydı. Ki zaten göbekte Mehmet Topal gibi DOS oynayan bir oyuncu mevcutken...
Fenerbahçe'de ilginç bir umursamazlık ve odaklanma eksikliği var niyeyse, gören de sanır ki 3 gün önce yenilmiş olan takım onlar. Süper kupanın gazıyla daha hevesli oynamalarını beklerdim. Ayrıca geçen seneki kadro olduğu için birbirlerini de tanıyorlar ama sahaya pek yansımıyor. Emre de hala gergin, yine gergin, hep gergin. Antidepresana filan başlasın da hepimiz rahat edelim. Son olarak, alves ile egemen iyileşmezse işimiz zor gözüküyor, defans böyle gitmez.
Fenerbahçe yaklaşık 1 haftalık aradan sonra resmi bir maç için sahaya çıkacakken karşısında 28 Ağustostaki ki bu da yaklaşık 3 gün ara yapıyor, Uefa Kupası eleme maçında 120 dakikalık efor gösteren yorgun Karabüksporu evinde ağırlayacak. iki takımın da tam kadro çıkması bekleniyor. Merak edilen konu kendi evinde çok zor puan kaybeden Fenerbahçe karşısında KDÇ Karabüksporun ne kadar direnebileceği. Bu konuyu irdeleyelim:
Fenerbahçe muhtemelen klasik 4-3-3 / hücumda 3-4-3 taktiğiyle sahaya çıkacak. Bekler yine gol ararken, DOS(Defansif orta saha) Mehmet Topal kontra ataklarda toplara ilk müdahaleyi yapan adam olacak. Deplasman ekibi Kardemir Karabükspor ise ST. Etienne maçında gözlemlediğim kadarıyla 4-5-1 taktiğiyle mücade ediyor:...
iki takım da hafta içi 120+penaltılar oynadı. zaten sene başı kondisyon sıkıntısı olur. Karabük fenerbahçeye göre fizik kondisyon açısından daha iyi duruyor. fenerbahçe galatasaray karşısında özellikle emre oyundan alındıktan sonra oyundan düştü. Karabük ise fransız ekip karşısında iyi direnmişti.
her şeye rağmen güzel maç olur. Sene başı maçlar önemli. Alınan 3 puan sezon seni şampiyon yapabilir kaybedilen 3 puan ah vah ettirebilir.
Aslında ligler, son şampiyonun maçıyla başlardı. Fakat karabük'ün perşembe günkü uefa maçından dolayı maç bugüne yani pazar'a alınmış.
Hafta içi uefa maçında 120 dakika sahada kaldı rakip takım. Daha 100. Dakikayı bulmadan pert oldu hepsi. Penaltılarla kaybedilen turun getirdiği moral bozukluğu da var.
Normal şartlar altında ismail kartal ve takımın basiretsizliği tutmadığı takdirde rahat kazanmamız gereken maçtır.
Ancak antremanları yorucu diye hoca gönderten futbolcularımız, bu maça ne kadar çalışıp lige ne kadar kondüsyon yüklediler orası muamma. Yoksa bırakın 120 dakikayı, karabükün persembe günü 90 dakika bile durması bir mucizeydi.