daha önce savunma sistemleri üzerine önemli bir projede çalışan mühendisleri katledilen bir ülkeyi* hatırlayınca, türlü komplo teorilerini akıllara gark eden, altı bilim insanının hayatına mal olmuş, lanet olası kaza.
ıspartaya yapılan seferlerin kaldırılmaması için başvurular yapan, bir çok kez gitmediği halde onlarca bilet satın alıp, seferlerin devam etmesi için çabalayan kişi de bu kazada ölmüştür.
tuhaf bir uçak kazası. ailecek hepimiz bebeğin cenazesini gördüğümüzde ağladık. ama böyle bir olaya rağmen eğlence programları yayınlanmaya devam etmiştir.
içinde bulunan yolculardan altısının fizik profesörü olması ve bu altı profesörden bir tanesinin toryum madeni üzerinde çalışıp bu madenin türkiye'yi enerji devi yapacağını söylemesi ve bunun üzerinde çalışması nedeniyle akıllara 'acaba' sorusunu getiren kazadır. Allah rahmet etsin ölenlere... Allah sabır versin geride kalanlara...
kaza-kırım ekibinin ilk çalışması sonrasında, pilotaj hatası olması konusunda bir öngörüye vardığı kaza.
buna sebep olarak da, uçağın normal güzergah dışında seyretmesi ve bir takım manuel olarak açılması gereken iniş cihazlarının kapalı olması gösterilmiş.
ayrıca, ölen yolcu ve mürettebatın, çarpmadan dolayı değil, ani basnç farklılığı sonucunda öldüğünün açıklandığı kazadır.
uçaktaki insanların ölüm nedenleriyle alakalı olarak:
Düşen Atlasjet uçağının gövde kısmının sağlam kalması ve yangın çıkmamasına rağmen yolcuların tümünün neden öldüğünün ardında basit bir fizik kanunu bulunuyor. Kazada ölen fizikçi Prof. Dr. Engin Arık ile birçok projede ortak çalışmış olan ODTÜ Fizik Profesörlerinden Cüneyt Can, ölüm nedenini şöyle açıkladı: "Bu uçak iniş için hazırlandığına göre hızı 300-400 km/saat düzeyine düşmüş olmalı. Dağa çarptığı yerde fazla sürüklenmemiş olması, uçağın en azından 10 g lik (yerçekimi ivmesinin 10 katı) bir yavaşlama ivmesiyle, çok kısa sürede ve çok kısa mesafede durduğu olasılığını kuvvetlendiriyor. 10 g insanlar için azami ivme olarak düşünülür. Dolayısıyla yolcuların bu büyük ivme nedeniyle çok büyük kuvvetlerin etkisi altında kaldıklarını ve bedenlerinin belki de dışarıdan görülmeyen tahribata ve iç kanamalara uğradığını sanıyorum. Bu olayın benzerleri duvardan ayaklar üstüne düşüldüğünde veya kafa kafaya araba kazalarında da görülür. Bu nedenledir ki, çok küçük yaşta bile yataktan atladığımızda dizlerimizi bükeriz ve yerle çarpışma süresini ve yavaşlama mesafesini artırırız. Böylece üzerimizde oluşan kuvvetler azalır.
anlamadığım bir şeyler var. birincisi atlas jet türkiye'de en iyi hizmet veren havayolları şirketlerinden birisidir. ikincisi uçak kazası ile otobüs kazası arasındaki 7 farkı birisi bana anlabilir mi? yani demek istediğim, 57 insanın can verdiği bu kaza bir otobüs kazası olsaydı, gerçekten bu derece günlerce süren bir gündem maddesi olabilir miydi?
kaza yapılan uçak tipi boeing md-80 dir. Sanki bu uçak tipleri ikinci dünya savaşından kalma uçak tipleridir gibi sikko bir atıfa gerek yoktur.(http://www.boeing.com/commercial/md-80-90/index.html ) siz türk hava yolları'nın filolarında aynı tip uçaktan kaç tane olduğunu biliyor musunuz?
mesele hatadır. hayatta bazen insanlar ufak gibi görünen hatalarını canlarıyla öderler. Tıpkı trafik kazaları gibi, tıpkı dolu olmadığı zannedilen silahla oynamak gibi, tıpkı şalteri indirmeyi unutup elektrikle uğraşmak gibi, tıpkı denizde yüzme yeteneğine güvenip açılmak gibi ve tıpkı uçak kazaları gibi...
Bu kazada maalesef uçuş literatüründe pilotaj diye adlandırılan pilot hatasından kaynaklanmıştır. mesele ne bakımsızlıktır, ne de uçağın eski olması gibi zırvalıklar değildir. elbetteki bu kaza keşke olmasaydı, keşke ısparta havalimanı'na ils denilen uçakla pistin birbiriyle haberleşmesini sağlayarak uçağı otomatik indiren sistem olabilseydi. ama olmadı.
Kazayı yapan merhum pilot daha önce türk hava yolları'nda yıllarca görev almış birisidir. yıllarını bu mesleğe adamış birisidir. ama neticede herşey hata ekseninde buluşuyor.Yani mesele atlasjet değildir. Kaldı ki 3 Mart 1974 yılında türk hava yolları'da 346 kişinin hayatını kaybettiği dünyanın en büyük 3. kazasına neden olmamış mıdır?
Pazartesi günü yine ben atlasjet'le iş nedeniyle şehirdışına gideceğim. Ama tedirginlik yok. kara yollarındaki tehlikeler göz önüne alındığında kendimi daha da güvende hissedeceğim bir yolculuk olacak. unutmayın ki her insan ölecek yaştadır.
ısparta'da düşen uçak atlasjetin world focustan kiraladığı md83; uçak atlasjete ait değil. uçağın kaptanları world focusun kaptanları, atlasjetin değil. uçağın teknik bakımını yapan world focusun uçak teknisyenleri, atlasjetin değil. hal böyle olmasına rağmen atlasjet kazanın tüm sorumluluğunu üzerine alarak bir basın toplantısı yaptı. nedeni mi? çünkü kazada hayatını kaybeden o gencecik, pırıl pırıl, hayat dolu üç kabin memuru atlasjetin personeliydi ve atlasjet onlara sahip çıkabilmek uğruna tüm maddi kaygılarını geride bırakarak, o gün şirketin önüne gelen hiçbir haber kanalını world focusa yönlendirmedi.
ateş düştüğü yeri yakıyor. insanlar hayatlarında en fazla 100-200 defa uçağa binerken kabin memurları, hergün bu ve benzeri riskleri göz önünde bulundurarak o uçağa biniyorlar. her altı ayda bir aldıkları sıkı eğitimlerde onlara, uçak bir yere çarparsa, uçak kırılırsa, uçak yanarsa, uçak denize ya da karaya düşerse ne yapmaları gerektiğinin eğitimi hem teoride hem de pratik yaptırılarak veriliyor ama kimse ölümün eğitimini veremiyor ne yazık ki.. belki bir nebze olsun bu insanların yaptığı işin ne anlama geldiği, kazandıkları paranın nasıl bir risk alarak kazanıldığı anlaşılır.
bugün kabin memurlarından sinem vurgun'un annesi kızının mezarının başına yatmış, ona sarılarak 'allahıma şükürler olsun ki seni bana tek parça gönderdi' diye ağlıyordu. peki ya o cıvıl cıvıl, neşesiyle herkese moral olan mümine bulut'un annesi ne diyerek şükredecek? onun böyle bir tesellisi bile olamayacak.
bu acı verici kazada hayatını kaybeden herkesin ailelerine ve sevenlerine allah sabır versin. her gün sıcacık yuvalarından göreve giden kabin memurlarını da allah analarına, babalarına bağışlasın, uçan melekleri melekler korusun.
yapılan araştırmada hiçbir cep telefonunun açık olmadığı rapor edilmesine rağmen bazı haber kaynaklarında ceset torbalarından telefon sesleri geldiği ifade edilen kaza. anlayan beri gelsin haberciler bizi mi yemekte yoksa rapor mu hatalı?
"bunun bir kaza olmadığını biliyoruz ancak yogun baskılar karşısında aciz kaldığımız için sesimizi çıkaramıyoruz." demenin kısa yolunu bulmuşlar. bahaneyi tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim.
Isparta'daki uçak kazasında ölen bilim adamlarıyla "Atlas Projesi"nde görev alan, ayrıca NASA'nın AMS (Alpha Magnetic Spectrometre) adlı projesinde görev üstlenen parça fiziği uzmanı Yrd. Doç. Dr. Bilge Demirköz, tatilini geçirdiği Kartalkaya'da kayak yaparken kasklı bir kayakçının çarpması sonucu ağır yaralandı.
Isparta'daki uçak kazasında hayatını kaybeden Prof. Dr. Engin Arık'ın öğrencisi olan Demirköz, Arık'ın önerisiyle Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü'nün (CERN) bilim ekibine girdi ve Atlas Projesi'nde yer aldı.
NASA'daki çalışmaları için bir süredir ABD'de bulunan Demirköz, tatil için Türkiye'ye döndü. Kartalkaya'da kayak yapan Demirköz'e bir anda hızla üzerine gelen kask takmış bir kayakçı çarptı.
Göğsüne isabet eden kafa darbesiyle yere yığılan Demirköz kalkamadı. Esrarengiz kayakçı izini kaybettirirken hastaneye kaldırılan Demirköz hastaneye sevkedilerek tedaviye alındı.
kanada'lı uzman, çok bilmiş türk basını duayenlerine ayar vermiştir bu kaza ile ilgili. ısparta'daki havaalanı ile ilgili bir kusur bulamamışlardı bizimkiler. kanadalı uzman ise "böyle tepelerin arasında olan havaalanlarında tepelere ışık konur ve kule pilotu uyarır" demiştir. ayrıca "8 ay sürer" denilen karakutu okuması, en fazla 2 ay sürüyormuş. ama yanlış adrese yollanan karakutunun okunmasını yine de geciktirmeyi başarmışız anlaşılan..
hala hakkında kesin açıklama yapılmamış uçak kazasıdır. soru işaretlerini hala bünyesinde barındırmaktadır. umarız sorumlularını hukukta zaman aşımı ilkesi kurtarmaz.
ısparta'da düşen/düşürülen uçakta şehit olan bilim işçilerinden profesör engin arık'ın öğrencisi ve aynı zamanda avrupa nükleer araştırma örgütü'nün (cern) en başarılı parçacık fizikçilerinden olan yrd.doç.dr.bilge demirköz amerika'dan tatil için türkiye'ye kartalkaya kayak merkezine gelir.kayak pistindeyken kasklı ve kimliği belirlenemeyen bir başka kayakçı hızla demirköz'ün göğsüne ölümcül bir darbe indirir ve ortadan kaybolur.demirköz'ün kaburgasında çok sayıda kırık tespit edilmiştir ve solunum güçlüğü çekmektedir.demirköz,çok sayıda önemli projelerde görev almıştır.bunlardan bir tanesi Demirköz’ün görev yaptığı merkezi isviçre’nin Cenevre kentinde bulunan CERN, 36 ülke ve 2 binden fazla fizikçinin katılımıyla tarihin en büyük fizik deneyini gerçekleştiriyor. Yerin 90 metre altında gerçekleştirilen deneyde Türkiye 3 ayrı ekiple yer alıyor. Bilim dünyasının 10 yıldan fazla bir süredir hazırlandığı ve yarım milyar isviçre Frangı’na (580 milyon YTL) mal olan deneyin temel amacı maddeyi oluşturan parçacıkları inceleyerek, evrenin işleyişi hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak.
velhasılı bu cinayet gibi kaza ile aselsan'da intihar süsü verdililerek şehit edilen ve dizilere bile konu olan üç mühendis olayının aynı zihniyet tarafından gerçekleştirildiği kesinlik kazanmış oldu.
