imf ve avrupa birliği'nin yunanistan' a yardım amaçlı üç yıl için vermeyi planladığı 110 milyar euro'nun yunanistan ekonomisini düzeltmek için yetmemesidir.
yüksek bütçe açığını kapatmak için mi kullanılacak yoksa 300 milyar euro'yu aşan borçaların geri ödenmesi için mi , orası yunan hükümetine kalmıştır.
ekonomi böylşe birşey işte. ne kadar yönlendirmek istesende hep zıt sonuçlar doğurur.
bunca yıl avrupa ve amerika yunanistan'ı desteklediler. yunanlılar beleş gelen kredileri bonkörce harcadılar. türkiye'ye sıkı bir borç verme stratejisi izleyip yüksek faizlerle boğduklarından türk milleti ve devleti bu rejime ayak uydurdu. yunanistan ise düşük kredili aldığı kredilerle rehavet içinde yaşadı. ta ki artık öyle bir hale geldi ki düşük faizli borçları bile ödeyemeyecek hale geldiler. tabi dünya krizi gibi olaylar bunun ortaya çıkmasına sebep oldu. çünkü yunanistan'a kredi açan ülkeler kendi ekonomileri ile uğraşırken yunanistan'a akan musluklar biraz kapatılınca gerçek durum su üstüne çıktı.
allah'ın hikmeti. bizlere yüksek krediler verirken bizi sömürenler bizlere çektirdiklerinin cezasını çekiyor. zaten türkiye'yi öyle bir halde tutuyorlardı ki türkiye krizlere dayanıklı hale geldi. kriz yaşayabilmek içinde zengin olmak lazım. zaten fakirsen, kaybedecek birşeyin yoksa ne kaybedeceksin ki... örnek vermek gerekirse zengin iş adamıyla küçük esnafın hali gibi. zaten düşük para kazanıyorduk, zaten bankalar bizlere yüksek faizli krediler verdiğinden yediğimizden içtiğimizden kısıp borçlanmaya korkar halde yaşıyorduk. zangin tüccar ise tanıdığı bankalar sayesinde sıkıştığında düşük kredili faizler çekiyor ve rahat şekilde işlerini yürütüyordu. titan benzeri bu oluşum elbet bir noktada tıkanacaktı. bunca yıl kredi verirken yüksek faizler ödedikse de dünya krizinden bu sayede kurtulduk. zaten borç vermiyorlar verirlerse çok faiz alıyorlar diye borçlanmak istesekde borçlanamadık. sonuçta birbirlerine açık kredi açanlar birbirine düşerken biz kenarda izledik.
işsizlik konusuna gelince her ülkenin kaldırabileceği işsizlik rakamları vardır. bizim gibi aile bağları kuvvetli milletlerde işsizlik yüksek olsa bile işsizler aile bağları sayesinde yaşayabilir. yani 1 kişi çalışır 10 kişi beslenir. ama aile bağları zayıf ülkelerde işsizlik daha büyük bir sorun ve sosyal patlamalara neden olur. o yüzden yunanistan gibi ülkeler başka şekilde işsizliği azaltıyor. günde 4-5 saat çalışılıyor böylelikle daha çok kişi istihdam ediliyor. türkiye gibi 10-12 saat çalışan avrupalı yok. bizim işadamlarımız fazla mesai verir. o fazla mesai ile aslında başka bir eleman çalıştırabilir olsa da öyle bir adet var. çünkü işyeri küçükken sigortasız işçi çalıştırıp fazla mesai ücreti ödemeden insanları sömürmeyi öğreniyor. işyeri büyüyüp resmileşince de fazla mesai ücreti ödüyor ancak öğrendiğini yapmaya devam ediyor. durup düşünemiyor. bir işletmede yöneticilik yaptım. 90 eleman varken şirket 2000 krizinde eleman çıkarmamı istedi. 30 elemana düştük. az elemanla aynı işi nasıl yaptıracaksın. mecburi fazla mesai yaptırıyorduk. izin günlerinde de çalışıyorlardı, kimseye izin veremez olduk. daha önce şirketin aylık maaş ödemesi için gönderdiği paranın birbuçuk katı fazla para 30 kişiye ödeniyordu. çıkan işçilere yazık ama kalanların çok işine geliyordu. 17 milyon asgari ücret alanların maaşı 45 milyon ortalamaya geliyordu. şirketin diğer bölümlerinde çalışan işçiler benim yanımda çalışmak için can atar hale geldiler. patronlara bunu anlatamıyorsun. devlete ödedikleri prim ağırlarına gidiyor sanki. bence hiçir fark yoktu. devlete prim ödemezsin. millete daha çok ödersin.
neyse konu yunanistan. yunanistan böyle giderse avrupa birliğini batıracak. aslında bizim için bir şans. yunanistan'dan gayrimenkul gibi şeyler çok hesaplı alınabilir. ama orda iş yapılmaz. bizden kimse 4-5 bin euro para verip de yarım gün çalışacak işçi çalıştırmaz. sonuç olarak yunanistan bunca yıl vatandaşının kazandığını kaybedeceği günleri bekliyor. batan geminin malları da ucuz olur. tok satıcı aç satıcı meselesi... dışardan gelen para ancak borçları ödemeye yetse bile mevcut durum devam ettirilemez. önümüzdeki dönemlerde haraç mezat ülkenin gelir getiren yapılarını satacaklar.