...islam'da milliyetçilik yoktur. hem ümmetçi hem milliyetçi olduğunuzu savunarak komik duruma düşmeyin...
ey sığır bilmez misin
vatan sevgisi imandandır.
türk'lük bu hakikatı karahanlı'lardan osmanlı'ya
1000 yıldan ötedir yaşamaktadır.
ey sığır diyorsanki
ırkçılığı kastediyorum.
bizim milliyetçiliğimiz batılı'lar gibi ırkçılığa değil.
kur'an'ı ve sünneti rehber edinen bir milliyetçiliktir.
--spoiler--
3 Mayıs Türkçülerin günüdür. Ona bir bayram diyemiyeceğiz. Çünkü yıllarla süren büyük ızdırabımız o gün başlamıştır. Ona bir matem demek de kabil değildir. Çünkü bunca sıkıntıların arasında bize büyük bir imtihan vermek, yürekliyle yüreksizi er meydanında denemek, yahşı ile yamanı ayırmak fırsatını vermiştir. O güne kadar tehlikelerden gafil bir çocuk toyluğu ile yürüyen Türkçülük 3 Mayıs”ta gafletten ayrılmış, maskelerin arkasındaki iğrenç yüzleri görmüş, can düşmanlarını tanımış, dost sandığı hainleri ayırt etmiş, hayalin yumuşak bulutlarından gerçeğin sert topraklarına düşmüştür. Böyle sağlam bir sonuca varmak için çekilen bunca sıkıntılar boşa gitmiş sayılmaz. Bundan dolayı biz 3 Mayıs”a Türkçülerin günü deyip çıkıyoruz.
--spoiler--
Atsızın Sebahattin Ali hakkında yazdığı yazı ile başlar ve dönemin Milli eğitim bakanının isteği doğrultusunda 3 mayıs 1944te mahkemeye çıkarılır. Daha sonrasında ise inönü'nün Sovyet yakınlığı devreye girer ve Atsız ile irtibatlı bir çok kişi gözaltına alınır ve hapse atılır. Prof. Dr. Zeki Velidî Togan, Hüseyin Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Nurullah Barıman, Cihat Savaşfer, Nejdet Sançar, Dr. Fethi Tevetoğlu, Alparslan Türkeş, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal’a 10 yıla kadar uzanan değişik hapis ve sürgün cezaları verilmiştir. Aşağıda bu cezaların verilme sebebi biraz anlatılıyor. Nedenini rahatlıkla anlayablirsiniz.
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1944 yılına gelene kadar denilebilir ki; görünüş itibariyle de olsa kuruluş ülküsüne bağlıdır. Bu ülkü de Türkçülüktür. Ziya Gökalp ve Yusuf Akçura gibi Türkçü düşünürlerin, Türk Ocaklıların ortaya atmış olduğu tezler, Mustafa Kemal Atatürk tarafından ustaca yaşam alanına geçirilmiş ve uygulanmasına başlanmıştır. Türkçülüğün önerdiği yeni hayatta, ümmet devleti yerine millet devleti vardır. Saltanat yerine cumhuriyet vardır. Kadınların toplumsal hayata katılımı vardır. Dini kurumların Türkleşmesi, Türkçeleşmesi vardır. Camilerdeki hutbelerden Kuran”a, Kuran”dan ezana kadar Türk dili ile yapılması vardır. Ekonominin Türkleşmesi vardır. Kısacası hayatın her alanında Türkleşme teklifi vardır. Mustafa Kemal bu önerileri cesaretle yeni Türkiye”de hayata geçirir. kadın haklarından ezanın Türkçeleştirilmesi, ekonomik Türkleşmeden hukuka kadar. Cumhuriyetin ilk partisinin program umdelirinin hazırlayıcısı da yine Türkçülüğün ve aziz Atatürk”ün fikir babası Ziya Gökalp”tir. Dolayısıyla 1940-1944 döneminin devlet yönetenleri Türkçülük ideolojisinin hem ırkî yönüne, hem de Turan yönüne yabancı değillerdir."