3 büyüklerin avrupa sınavları için çıktıkları maçlarda üçününde birbirinden berbat futbol ortaya koymasıdır. ayrıca hazırlık süresince ciddi ekiplerle başabaş oynayan bursa spor acaba yine mi çocuğu koyacak lan dedirten vaziyettir.
not:aslında bana kalırsa tek büyük var ama arkadaşlar gücenmesin deyu 3 büyükler yazdım başlığa.
sezonun ilk maçlarına çıktıklarından doğal karşılanması gereken durum.
fenerbahçe ve galatasaray zaten öyle "mnıza koymaya geliyoruz savulun!" tribinde değillerdi sezon öncesi. fenerbahçe her ne kadar berbat oynadıysa da, isviçre'den 2-2'lik skorla dönmek başarısızlık falan değildir. öncelikle şunun anlaşılması lazım. galatasaray'ın ofk belgrad karşısında yediği nane için söyleyecek hiçbir sözüm yok. çözüm basit. yıllardır söyleniyor bu ama hiçbir sikim yapılmıyor. hala "ulan belki..." diyorum ama açıkçası hiç ümidim yok bu takımdan bu sezon.
ha gelelim beşiktaş'a. viktoria plzen karşısında tel tel dökülen, sikindirik bir penaltıyla gol atmayı başaran bu takımı cidden sevmiyorum. inönü'nün yeri ayrıdır benim için, rammstein'ı gördük sonuçta. onun haricinde zerre sempati duymam. ne stadyumlarına ne kendilerine.
guti ve ricardo quaresma'yı alıp da bu kadar konuşan başka bir takım bulamazsınız dünya üzerinde. e ne oldu? "ama penaltıyı quaresma yaptırdıaaa!" mı diyorsun? hadi öyle olsun da, quaresma'nın hareketi fauldü. hadi o faul değildi, viktorialı oyuncunun hareketi penaltı değildi. yaa. hadi karar doğru olsun, pozisyon penaltı olsun... vikingur maçları, viktoria maçı... ne bok yaptığını gördünüz bu adamın?
arkadaş cidden anlamıyorum ya. adı var bu adamın, ben beşiktaş'ın geçen senekinden daha iyi olacağını zannetmiyorum. beşinci değil üçüncü olurlar belki. ya da rakiplerinin boşluğundan faydalanır yine şampiyon olurlar. ama bunu guti'nin, quaresma'nın mükemmel yetenekleriyle yapamazlar.
guti'yi severim yaradandan ötürü. ama şu quaresma'dan biz bıktık, siz bıkmadınız.
