Söylenecek çok sözün olduğu ama sözden öte fikren ve fiilen bir şeylerin farkına varılması, farkındalığın artması ve icraata dökülmeye başlanması gerektiğini hatırlatan, son derece önemli bir gün.
Önce zihinlerimizdeki engelleri kaldıralım.
Tek bir Dünya'mız var. Bunu da, bencilliklerimizle yok etmeye ve bir çoğumuz için daha zor hâle getirmeyelim.
ister bilinçli olsun, ister değil, artık farkına varalım. Hepimiz bu Dünyanın çocuklarıyız.
En anlamlı günlerden biridir. Bir kişinin engelli olması toplumdan engelliyor onu, görmüyoruz artık onu. Hangimiz işaret dili biliyoruz? Hangimiz bir down sendromlu birini görünce korkmuyoruz? aslında bizlerden onalar, sadece bugün değil daima saygı gösterip onları benimsemeliyiz.
Devletin bugün için yaptığı en büyük etkinlik verdiği idari izin olan gün.. O iznimi bile kullanmıyorum çünkü böyle bir şeye ihtiyacım yok. ihtiyacım olan şey farkındalıktır. Beni gören senin neren engelli ulan diyip hayvan gibi bir uslup kullanmasın.. Bir insan bir engelli vatandaşa nasıl davranması gerektiğini bilmeli! Bunun için devlet çalışmalar yapmalı sadece bugünle sınırlanmamalı her gün her an çalışmalar yapılmalı! Neyse günümüz kutlu olsun..
Zihinsel engelliler öğretmeni olarak söylemeliyim ki:
FARKINDALIK umuttur,hayata daha sıkı tutunmaktır.Farklı pencereden bakmak zorunda kalmak , fakat gördüğün manzarayı günden güne sevmektir. Kabul etmektir farkındalık.Daha iyi ne yapabiliriz?dir. Ve FARKLILIK;ne özürdür,ne kusurdur.Sağlıklı bireyler olarak,her an tanışma ihtimalimiz olan durumdur. Farklılığın farkına varalım,destek olalım,topluma kazandıralım!
3 Aralık Dünya Engelliler Günü kutlu olsun..
engelliler bir yana engel çıkartanların sayısı çok daha fazla.
nereden başlayıp yazsam bilemedim. toplum empati engelli olunca engelliler de mağdur genelde .
en kötüsü şu...sokaklarda çok az engelli görüyoruz. bu insanlar dışlandıklarını düşündüklerinden, kendilerine tip tip bakanlardan ya da onlara sağlanmayan imkanlardan dolayı sokaklarda zorluk çekeceklerinden dışarı çıkamıyorlar.
her birimiz engelli adayıyız. iki saat sonra dışarı çıkacağım, bir araç ezecek belki beni, bacaklarım ya da kolum ampute edilecek. kabataş'ta geçen yıl 19 yaşındaki kızın iskelede vapur beklerken başına geldiği gibi...henüz 19 yaşındayken iki bacağını kaybetti o kız...öyle ağladım ki anlatamam. ya da bomba patlayacak bir yerden geçerken ve engelli kalacağız. ani bir hareket sonrası felç kalabiliriz. hiçbirini ama hiçbirini bilemeyiz.
bu insanlara "öcü" gibi bakmayalım. ben her gördüğümde üzülüyorum, ama asla bakmıyorum, rencide etmiyorum. bir sürü engelli öğrencim de oldu. hep de içimden "halimize şükürler olsun, taşıyamayacağımız yükle bizleri imtihan etmezsin, onların da yardımcısı ol," diyorum.
arada "http://www.engelliler.biz" ; sitesine girip bu insanların paylaştıklarını okuyorum. geçende biri beni öyle ağlattı ki...bir çift sağlıklıyken evlenmiş. düğünlerinden 20 gün sonra kadının bir kaza sonrası iki bacağı ampute ediliyor, hastanede eşinden boşanmak istediğini söylüyor ve adamın cevabı beni ağlattı. eşi askermiş ve cevabı şu şekilde olmuş "bir bomba patlasa ve ben senin durumunda olsam sen ayrılır mıydın?" ve eşi bırakmamış kadını...duygulandım işte...ve bunu direkt o kişinin kendisinin anlattığı şekilde okuyunca...gerçek sevgi bu dedim sonrasında...
bütün engelimizin aslında kendimiz olduğunu anlamamız gereken gün(lerden biri.) "engelleri değil de kendimizi ortadan kaldırırsak bütün engeller de ortadan kalkar" diye düşünmüyor değil insan bazen. bunu bi' düşünelim.
düşünmeyelim mi?
Sizin gününüz her gün olsun, bir gün değil hep analım, farkında olalım.
Ayaklarınızın, ellerinizin, gözlerinizin, kulaklarınızın, ağzınızın kıymetini bilin diyorlar, bacağının ağrıdığı duygusunu bildiğimiz için şülredin diyorlar. Erdemli ve gururlu duruşlarından ötürü selam, saygı ve sevgi ile gününüzü kutlarım engele maruz kalan kardeşlerim.
az önce biten haber Türk tv Jülide ateş in sunuculuğunu yaptığı haber masası bülteninde geniş zaman dilimini ayırdığı gün!
bilinmeyen dahası hiç bilinmeyecek hayat öyküleri.bi kadın 40 sene evden çıkmamış. engelli. abla diyor cezaevinde gibi. öteki adam 27 sene misal.
Bir kız çocuğunun en büyük mutluluğu o gün sarı-mavi pastel boyayi karıştırdığı zaman renginin yeşil. çıktığını fark etmiş.
ben de otelin odasında akşam uçağını beklerken bile patlıyorum.kapalı havuz da var.hani sıkılırsan!