Hani bazen "kimse bana 'engel‘ olmasın, hiç bir şey bana ‘engel‘ olamaz"! falan diyebiliyorsun ya; işte onu diyemeyen ve hiç bir zaman diyemeyecek olan insanlar var, bil istedim! Engelliler Günü‘nüz kutlu olsun, vicdanlarınızdaki engeller son bulsun; sağlık olsun.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen Engelli Hakları Sözleşmesi sayesinde son 10 yıl içinde sağlanan ilerlemeye rağmen, engelli kişilerin küresel ölçekte hala ciddi dezavantajlarla karşı karşıya bulunduğunu belirtti.
Ban, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle yayımladığı mesajında Sözleşme ve ihtiyari protokol sayesinde engelli kişilerin haklarının güçlendirilmesinin ve engelli kişilerin kalkınma çabalarının merkezine konmasının sağlandığını belirtti.
Ban, tüm gelişmelere rağmen hala atılması gereken önemli adımlar olduğunu vurguladı.
Genel Sekreter engelli çocukların yaşıtlarına göre okula gitme ve hatta okula gitseler dahi eğitimlerini tamamlama, engelli yetişkinlerin ise iş bulma ihtimalinin daha az olduğunu söyledi.
Ban, engellilerin erişimine uygun olmayan işyerleri, ayrımcılık ve olumsuz yaklaşımların engelli kişilerin önündeki ana zorluklar olduğunu belirtti. Ban, engelli kişilerin sağlık hizmetlerine erişimde de zorluklarla karşılaşabildiklerini söyledi.
2016 yılında Dünya’nın Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemini uygulamaya koymaya başladığını vurgulayan Ban, uluslararası topluluğu engelli kişilerin karşı karşıya kalabildiği ayrımcılığı, sosyal ve ekonomik hayata erişimleri önündeki engelleri kaldırmaya çağırdı.
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile tanımlanan 2030 Gündeminin hiçkimseyi dışarıda bırakmama sözü verdiğini vurgulayan Ban, “Engelli kişilerin sosyal ve kalkınma alanına tam ve etkin katılımını mutlaka sağlamalıyız” dedi.
Genel Sekreter Ban, “Görevimiz artık bu taahhütleri hayata geçirmek” dedi.
3 Aralık Engelliler Günü, Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılından beri uluslararası bir gün olarak kabul edilmiştir.
sadece engelli arkadaşlarımızı bu günde değil, her gün hatırlamalıyız ve onlara saygı göstermeliyiz. toplum olarak ciddi farkındalık sorunları yaşadığımız bu dönemde, yapacağımız çok küçük şeyler onları bir nebze de olsa mutlu etse ne güzel olur.
gelenek ve göreneklerinde; birbirine yardım etmeyi, birlik ve beraberce hareket etmeyi bilen bir topluluk olduğumuzu her zaman hatırlamalıyız.
"Engelli insanlara saygı, insanlığa saygıdır." ve klasik olacak belki ama, unutmayınız ki hepimiz birer engelli adayıyız.
daha yaşanılabilir bir toplum için; engelli parklarına park etmezsek, yürüme yollarını işgal etmezsek, toplu taşımada onlara yardımcı olmaya çalışırsak, elimizden geldiğince sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya çalışırsak belki birileri mutlu olur ne dersiniz?
peşin edit: bu konularda çok duyarlı kişiler var. onları tenzih ederim.
Sadece Bedensel değil de aklını kullanmamaktan kaynaklı zihinsel engellileri de kapsadığına inandığım özel günlerden biri.
Ve bence asıl engelli de işte bu aklını kullanmaktan kaçınan ahmaklardır. Tekerlekli sandalye ile geçilecek yola otomobil park eden mi engelli yoksa o yoldan geçmek zorunda olan mı?
Az önce kendisini fazlası ile zeki sanan sevgilime kutlu olsun dediğim gündür ehü ehü. Bunun yanı sıra bir de gerçekten unutulmaması gereken engelli bireylerin de engelliler günü kutlu olsun.
toplum olarak engellere karşı ön yargılarımızı aşamıyoruz. engelli vatandaşların toplumdan uzaklaştırılması yerine birlikte yaşamayı öğrenebilsek aslında hiçbir farkımız olmadığını göreceğiz. neyse ki bunu kanıtlayacak şekilde davranan insanlar var. Maltepe Belediyesi Dünya Engelliler Günü öncesinde önemli bir sosyal sorumluluk projesi yapıp Avrupa Şampiyonu Ampute Milli Takımı ile ünlüler karmasının karşılaştığı maç gibi...
Bebek arabası ile kaldırımda gidilmiyor.
Çünkü arabalar kaldırıma park etmiş durumda, uygun iniş çıkış rampaları yok. Kaldırımlar yükselerek arşa değiyor. Ya da rampalara araçlar park ediyor, geçiş yolunu tıkıyor.
bebek arabasını kucaklayıp yolun kenarından yürümek alternatif oluyor. Hoş, bunu yaparken canını ve canının canını tehlikeye atıyorsun, bir de üstüne korna yiyiyorsun. Sanki yol vardı da biz yürümüyorduk.
Ben engelli değilim, bebek arabasını kucaklayıp kaldırımdan indirme engelim yok.
Ya tekerlekli sandalyede o yolu gitmeye çalışsaydım? Zamanında yaşadığım eziyete isyan ediyordum. engelli olsam nelere isyan etmezdim?
Biraz empati, biraz dikkat. Çok zor değil, ne dersiniz?