her insan bir engelli adayıdır. unutmayalım; onlar bizden yardım değil, yaşamlarına saygı bekliyorlar. tekerlekli sandalye ile giden bir kişi kaldırıma çıkamayınca birkaç kişinin onu kaldırıp çıkarmasından mutlu olmaz, kaldırımda rampa olmasını bekler ve bu onların hakkı. bu dünya onların da dünyası.
hem onların bizden eksik bir yanı yok, ellerini kullanamayan fakat ayaklarıyla birçoğumuzdan daha iyi resim çizen insanlar var. yani onlara yukardan bakma gibi bir lüksümüz yok. bu yüzden bir engelliye yardım edecek iken iki kere düşünen insanlar var; 'acaba kendini kötü hisseder mi' diye ve de ona en uygun şekilde yani onu kırmayacak şekilde yardım ederler.
hadi engelleri kaldıralım.
Empati kurulduğu vakit ne denli zor şartlar altında hayatlarını idame ettirdiklerini anlamamıza sahip sabırlı kardeşlerimiz, analarımız, babalarımızdır. Allah sabır versin. Bu günlerini de en güzel şekilde geçirsinler.
hiçbir engel kafadaki engel kadar büyük olamaz. unutulmuş gündür. çünkü bizim daha önemli işlerimiz var kimin karısı kimle yatmış hangi takım kiminle maç yapmış. evet.
dünya engelliler günü!!! diye bir gün yapmışlar. iyi, güzel ama peki bu günün engellilere kazancı ne, amaç ne, fikir ne, neden sadece dilde kalıyor? neden sadece sanal alemde resim paylaşımları oluyor? farkındalık bu şekilde mi sağlanacak? bence amaç; onlara bu anlamlı günde ve bundan sonraki günlerde yaşama alanlarını kolaylaştıracak, onlara daha fazla değer verdirtecek, onları saygın birer birey yapacak, kısacası insan olduğunu ve bu toplumun bir parçası olduğunu hissettirmek bunun mücadelesini vermek, hiç olmazsa bu anlamlı güne anlam kazandırmak olmalı..
hoş ben konuşayım durayım, koskoca ülkenin bakanı bu ülkenin engelli vatandaşına "Gözlerin görmediği halde sana iş vermişiz. Daha ne yapalım" şeklinde bir ifade kullanıyorsa yazıklar olsun bu ülkeye de, o bakana da, bunlara göz yuman topluma da...
türkiye gibi üçüncü sınıf ortadoğu ülkelerinde özürlülere yapılan tanım her zaman "engelli" olmuştur. oysa onların engeli sadece insanların inşa ettiği yapılardır. onlar sadece özürlüdür. kimisinin bacak, kimisinin kolu, kimisinin gözü, kimisinin başka başka yerleri özürlüdür. işbu özür değildir onları engelli hale getiren, insanlığın tutumudur.
özürlülere engelli sıfatı yapıştırarak kendi yediği haltları görmezden gelip, duyarlı vatandaş rolü üstlenen tiplerden tiksiniyorum.
senin kaldırımın yarım metreyse, senin tekerlekli sandalyeler için yaptığın rampalar 45 derecelik açıyla iniyorsa, senin kaldırımında iki kişi dahi yan yana yürüyemiyorsa bu onların engeli değil, senin hayvanlığındandır.
böyle bir devlete de sosyal devlet adı koymak, üstüne üstlük halktan "yol yaptık" şeklinde oy toplamaksa sadece türkiye gibi geri kafalı ülkelerde işe yarıyor.
onların güne ihtiyacı yok. onların haklara ihtiyacı var. yaşama hakkına.
asıl problem, beyinlerindeki özrü kabullenmeyen, başkalarının yaşam hakkına müdahale eden, saygı göstermeyen, "engelli" asansörü adı verilmiş bir asansöre binen vatandaşta.
hayatın hiçbir alanında birbirine saygı göstermeyen, trafikte kavga eden, metrobüste fortlayan bir toplumdan daha fazla duyarlılık beklemek de yanlış olur.
beyninizdeki özrün dinmesi dileğiyle.
hakları yenen vatandaşların günü kutlu olsun. engellilerin değil.
güzel ülkemde senede bir hatırlanan gün. sağolsun belediyeler yoğun çalışıyorlar engellilerimiz için.
yahu ben engelsiz bir insanken kaldırımda araçlardan dolayı yürüyemiyorum, kaldı ki bu ülkede kaldırımdaki görme engelliler için yapılan sarı tırtıklı yürüme hatlarının ortasına hem de tam ortasına trafik tabelası yerleştiriyoruz yahu?
türkiye ve benzeri vicdan yoksunu ülkelerde pek de umrusanmayan gündür. bilmezler de zaten. biri çıksın sorsun, 10 kişiden 5i bildiği tatirde soyunur gezerim istiklal'de. üzerime de taliplerimi bekliyorum yazarım. o kadar da iddialıyım.
ulke nufusunun % 13 u siz kardeslerimiz , abilerimiz, ablalarimiz, teyzelerimiz ve amcalarimizindan olusmaktadir. gonul isterdi ki sizleri sosyal yasama daha fazla katabilmek adina coktan cok ileri seviye calismalar yapilmis olsaydi ve sizleri daha cok gorup, daha cok iletisim kurabilseydik. daima aklimizdasiniz .
Hepimizin çok fazla daha duyarlı olması gereken gündür. Ve unutmayalım ki sevgi ve aidiyet duygusu insanoğlunu yaşama bağlamak aaçısından fiziksel ihtiyaçlar kadar önemlidir.
en üzücü olanlardan biri de diğer ailelerin engelli çocukları, öğrencileri eğitim haklarından mahrum bırakmaya gönüllü oluşu.
devletin bu konuda yeterli sorumluluğu üzerine alıp bu aileleri bilgilendirmemesi, en katı bilinçsizlik ve vicdansızlık örneklerinden birine sebep oluyor.
tüm engellerin sadece bugün değil hergün unutulmaması adına güzel şeyler yapılması için bir etkinlik yapılmalıdır. sanatçılar olsun, futbolcular olsun desteklerini esirgememeliler.
az önce biten haber Türk tv Jülide ateş in sunuculuğunu yaptığı haber masası bülteninde geniş zaman dilimini ayırdığı gün!
bilinmeyen dahası hiç bilinmeyecek hayat öyküleri.bi kadın 40 sene evden çıkmamış. engelli. abla diyor cezaevinde gibi. öteki adam 27 sene misal.
Bir kız çocuğunun en büyük mutluluğu o gün sarı-mavi pastel boyayi karıştırdığı zaman renginin yeşil. çıktığını fark etmiş.
ben de otelin odasında akşam uçağını beklerken bile patlıyorum.kapalı havuz da var.hani sıkılırsan!
Sizin gününüz her gün olsun, bir gün değil hep analım, farkında olalım.
Ayaklarınızın, ellerinizin, gözlerinizin, kulaklarınızın, ağzınızın kıymetini bilin diyorlar, bacağının ağrıdığı duygusunu bildiğimiz için şülredin diyorlar. Erdemli ve gururlu duruşlarından ötürü selam, saygı ve sevgi ile gününüzü kutlarım engele maruz kalan kardeşlerim.
bütün engelimizin aslında kendimiz olduğunu anlamamız gereken gün(lerden biri.) "engelleri değil de kendimizi ortadan kaldırırsak bütün engeller de ortadan kalkar" diye düşünmüyor değil insan bazen. bunu bi' düşünelim.
düşünmeyelim mi?