asıl mevzu ülkenin içine düştüğü hal. endişelendiriyor hatta korkutuyor artık. rusya meseleri bir yandan, suriye meselesi bir yandan, pkk meselesi bir yandan, ışıd desen ne bok yiyeceği belli değil her an.
ya tek hedef kendisidir ki görüntüler bunu desteklemiyor.
ya da yanlış yerde, yanlış zamanda bulunduğu için ölmüştür ki görüntüler bunu destekler mahiyettedir.
ancak polislerin zanlıyı iki metreden vuramaması, vücuda gelen tek öldürücü kurşun ve yanında bulunan tabanca akıllara bazı soruları da getirmektedir.
diğer yandan olayın başlangıcında yaşananlar, polislerin saldırıya uğraması ve saldırganların canhıraş bir şekilde kaçmaları düşünüldüğünde tahir elçi'nin bir kazaya kurban gittiği sonucu ağır basmaktadır. üstelik de terör örgütü olmadığını iddia ettiği terör örgütünün kurşunuyla.
zira bu kadar olay örgüsünü planlamak kolaydır ancak organize edip uygulamak film sahnesinde bile zordur. tekrar tekrar çekim gerektirir. yok eğer bu sahne bir defada çekilmişse figüranları 'sanat' adına ödüllendirmek, 'barış' adına cezalandırmak gerekir.
ne diyelim; allah'ın rızasını kazanacak imanla gitmiştir inşallah..
Tahir Elçi suikastinde olay yerinden kaçan silahlı saldırganın YDG-H’ li Mahsun Gürkan olduğu belirlendi...
Gürkan’ ın, bir gün önce kentte bir polis aracına yönelik yapılan eylemden kaçan iki şüpheliden birisi olduğu ortaya çıktı.
Diyarbakır Barosu Başkanı Elçi’nin yaşamını yitirmesinin ardından yapılan ilk çalışmalarda...
iki ateş arasında kalan Elçi’ ye kurşun isabet ettiği yönünde tespitler yapıldı.
> önceki gün kent merkezindeki Bağlar ilçesinde devriye görevi yapan polis ekibine
bir otomobilden yapılan silahlı saldırı sonrasında,
Diyarbakır Emniyeti, PKK grubuna yönelik takip başlattı.
Bu araçta bulunan saldırganların Sur ilçesindeki PKK gruplarıyla bağlantısının tespit eden polis,
dün öğle saatlerinde bir taksi içindeki şüphelileri yakalamak için operasyon başlattı...
Sur mahallesine yakın bölgede başlatılan operasyon sırasında, sivil polis ekibi, içinde takip edilen şüphelilerin bulunduğu bir taksiyi çevirdi.
Taksi içindeki şüphelilere yönelik gözaltı işlemi yapmaya hazırlanan polis ekibine araç içinden ateş açıldı.
ilk ateşte aracın yolcu kapısı tarafında bulunan polis memuru şehit olurken, yaralanan diğer polis de hastanede can verdi.
PKK’lılardan karşı ateş
Araçtaki şüpheliler, ilk anda taksiden inerek Sur Semti’nin içine doğru kaçmaya başladı.
Bu sırada basın açıklaması yapan Elçi ve beraberindekiler,
Dört Ayaklı Minare’den ayrılırken polis ile iki şüpheli arasında silahlı çatışma başladı.
Çatışma sırasında polis şüphelilerin arkasından ateş ederken,
sokağın alt tarafında binaların yüksek bölümlerinde konuşlanmış olan PKK lılar da, kaçan şüphelileri korumak için karşı ateşe başladı.
Kurşun, Elçi'nin başına isabet etti
Bu sırada olayın ne olduğunu anlamaya çalışan Elçi’nin bir anda yere yığıldığı görüldü.
Devam eden çatışma sırasında Elçi’nin yanına bir süre kimse ulaşamazken, elinde silahla koşan saldırgan mahalle içinde izini kaybettirdi. lay yerinde yapılan ilk incelemede Elçi’nin başına isabet eden bir kurşunla yaşamını yitirdiği görüldü.
Olay yeri inceleme ekibine roketle saldırı yapıldı
Olay sonrası Sur ilçesinde saat 13.00 itibari ile sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Saat 14.30 sıralarında Cumhuriyet Başsavcısı'nın olay yeri inceleme ekipleri ve avukatlarla birlikte olay yerinde incelemeler yapmak, delillerin kaybolmasını engellemek ve her yönü ile olayın açıklığa kavuşması için gerekli çalışmalara başlamak için yola çıktığı, çevre güvenliğini sağlamak üzere giden güvenlik görevlilerine 5 ayrı noktadan roket atıldığı ve heyete uzun namlulu silahlarla ateş edildiği bildirildi.
Yine olay yerinin güvenliğini sağlayan zırhlı kobra aracının geçişi esnasında tuzaklanmış bombanın patlatılması sonucunda zırhlı aracın devrildiği ve zırhlı araçta bulunan Özel Harekat Şubesinde görevli 4 Polis Memurunun hayati tehlike arz etmeyecek şekilde yaralandığı ve hastaneye kaldırıldıkları kaydedildi.
Olayın aydınlatılmasını engellemek isteyen ve rahatsızlık duyan terörist unsurların yaptığı bu silahlı saldırılar nedeniyle olay yerine bilinçli olarak zarar verildiği, heyetin Tahir Elçi'nin hayatını kaybettiği noktada sağlıklı bir olay yeri incelemesi yapamadan ayrılmak zorunda kaldığı bildirildi.
Bölgeye emniyeti sağlamak üzere intikal eden emniyet güçleri ile örgüt mensupları arasında sıcak çatışmalar yaşandığı, olayın en kısa süre içinde aydınlatılması ve faillerin bulunarak yargıya teslim edilmesi için gereken her türlü çalışmanın yapıldığı bildirildi.
saldırı sonrası eşi "katil pkk" diye canhıraş çığlıklar atarken bugün tabutu katillerinin sözde bayrağı ile sarılmış rahmetli baro başkanı. mekanı cennet olsun.
tv de bakıyorum; Tahir bey şaşkın bakıyor etrafa; bu insan baro başkanı; basın açıklaması için gelmiş oraya; yalnız geldiğini düşünemiyorum; hadi diyelim Elçi bey sıcak çatışmadan paralize olmuş; hiç mi bir allahın kulu yok; hadi gel deyip tutmamış kolundan?
bu iki ateş arasında nasıl kalmış merhum?
Hadiseden bağımsız gibi görünen çevirmeden ateş açarak kaçanlar tam da merhumun olduğu yerden ateş ederek kaçıyor. polis olduğu anlaşılan adamlardan sıyrılıyor.
devleti beğen beğenme; böyle ulu orta bir suikast olabilir mi?sonra devlet kendini bile bile ihbar eden bir cinayete kalkışır mı?
şurası mümkün ki; çevirmede iki polisi katleden unsurların akıllara durgunluk veren firarı sırasında yaşanan müsademede arada kalan baro başkanı, firarilerin ardından kurşun sıkan görevlilerin kurşunlarına da hedef olmuş olabilir. balistik araştırmadan sonra çıkacak bir durum bu.
birilerinin alelacele kasıtlı bir cinayetten bahsetmesi; şaşırtıcı olmamakla beraber, haksız değil, yanlış.
dün iki polisin şehit olduğu ve diyarbekir baro başkanı Tahir Elçinin hayatını kaybettiği müessif olayın düğüm noktası; aralarında şehit polislerinde olduğu ekip tarafından bir arabanın durdurularak aranmak istenmesi ve devamındaki gelişmeler.
çevrilen arabada bulunan ve polisleri şehit eden unsurlar farklı bir eylemin peşinde miydi, yoksa basın açıklamasında kargaşa yaratmak; daha geniş çapta olaylar yaratmak mı planlanmıştı?
olaya dair görüntüleri seyrederken polislerin, basının ve baro başkanın bulunduğu noktaya doğru elinde silahla koşan kişinin, onca ateşe rağmen kurtulması ve Başbakanın bu günkü açıklamasına göre Tahir Elçinin bu unsura ait silahla öldürülmüş olduğu "iddiası" - "hakikati" bana bu kişinin, profesyonel biri olduğu izlenimi uyandırmıştır. profesyonel dememden kasıt; özel yetiştirilmiş bağlamıdır.
bir anda Turgut Özal suikasti canlandı gözümde; silahlı T.Demirağın onca koruma ateşinden filmlere taş çıkartacak seri hareketlerle kurtuluşunu hatırladım.
bir de daha eskilere uzandı hafızam;
Mustafa Kuseyri kardeşimizin kazayla yada tehlikeli bir oyun esnasında hayatını kaybetmesi; o günlerin kanlı ve darbe beklentili günlerinde; hadisenin demirel hükumetinin kolladığı ülkücülerce gerçekleştirildiği öne sürülmüş; Mustafanın cenazesi asker yargı basın ve üniversite camiasının katıldığı muazzam bir hükumet karşıtı gösteriye dönüştürülmüştü.
ilerki yıllarda Mustafanın ölümü aydınlanmıştı gerçi, ama o günlerde yaratılan algı 12 marta doğru giden yolda önemli bir işlev görmüştü.
tarih ne garip; dünden bu güne bazen yansımalar hatırlatır.
hadi.
bir pkk eylemidir ve de düşürülen uçakla bağımlı bir eylemdir.
mevzu akp muhalifliğiyse muhalifin önde gideniyim. fakat şu ortamda akp'nin böyle bir işe kalkışmasının hiçbir mantığı yok. fakat rusya'dan talimat alan pkk'nın böyle bir eylem yapması için yeterince sebebi var... maksat halkı kışkırtmak, büyük olaylar çıkmasını sağlamak...
zaten olayın nasıl olduğu ortada... eylemi yaptıktan sonra kaçan itlerin fotoğraflarına kadar her şey açık ve net...
Bu Video'yu izleyince gülmekten yarıldım: https://www.youtube.com/w...4bMY&feature=youtu.be . Bunlar pkklı degil ya uzaylı yada cin canavar. 20kurşun sonra reaksiyon bile göstermiyorlar, gercekten korkutucu.
