demokrasi anlayışı altında ülkeyi dış güçlerin uzaktan kumandası gibi yönetmeyi güzel birşey sananlara en gerçek ders olmuş açıklamadır.
yani nedir? "kumandanızı da alın gidin buradan" demektir.
bu ülkede akp tek başına iktidar olduğunda tsk vardı. demokrasiye zarar vermemek adına bazı konularda sessiz kaldı.
bu ülkede akp cumhurbaşkanı adayı seçerken tsk vardı. demokrasi için sustu ve uzlaşma olmasını bekledi.
bu ülkede meclis cumhurbaşkanını oylarken tsk vardı. son bir şans verdi, bir kez denesinler dedi.
bu ülkede meclis c.b. oylaması için toplandığında türkiye'yi dünyaya rezil etti. tsk'ya başka çözü yolu bırakmadı.
bu açıklama 'darbe geliyor' demek değildir.
bu açıklama, 'tsk buradadır, türkiye cumhuriyetinin en büyük koruyucusudur' demektir.
hatta, cumhurbaşkanı bir akp'li olsa bile, tsk'nın daima olması gereken yerde olacağı, korumayı amaç edindiği değerleri koruyacağı anlamına gelmektedir.
hiç kimsenin, özellikle de atatürk'e dil uzatan, türkiye cumhuriyetinin bölünmez bütünlüğüne ve laiklik ilkesine saygı göstermeyen güruhun, hiçbir surette bu ülkede at koşturamayacağının ifadesidir.
silahlı kuvvetler'in, ülke ekonomisinin borsa marifetiyle alt-üst edildiği, küçük ve orta ölçekli işletmelerin birikimlerinin büyüklerce iç edildiği, bankaların eski cumhurbaşkanı yeğenleri tarafından hortumlandığı zamanlar bir türlü yapmadığı açıklama.
askerin açıklamasında "kutsal dini duygular" kalıbı var. "kutsal islami duygular" değil. dolayısıyla laikliğe karşı bir tutum da yok çünkü tek bir dine sahip çıkmıyor. tüm inançlar kutsaldır ve inançlar sadece insanlar içindir. devlet hiçbir inanca sahip çıkmaz, kollayamaz. laiklik de budur. tsk da laikliğin savunucusu ve güvencesidir. diğer atatürk ilkelerinin oldugu gibi.
12 eylül sonrası ülke istatistiklerini düşündüğümde irkildiğim basın açıklaması. tsk rejimin değil ülke topraklarının bekçisidir. 12 eylülle akp-msp zihniyetini onlar yarattılar şimdi de başa çıkamıyorlar.
--spoiler--
Bu bağlamda; Ankara'da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları ile aynı günde kuran okuma yarışması tertiplenmiş, ancak duyarlı medya ve kamuoyu baskıları sonucu bu faaliyet iptal edilmiştir.
--spoiler--
--spoiler--
22 Nisan 2007 tarihinde Şanlıurfa'da; Mardin, Gaziantep ve Diyarbakır illerinden gelen bazı grupların da katılımı ile, o saatte yataklarında olması gereken ve yaşları ile uygun olmayan çağ dışı kıyafetler giydirilmiş küçük kız çocuklarından oluşan bir koroya ilahiler okutulmuş, bu sırada Atatürk resimleri ve Türk bayraklarının indirilmesine teşebbüs edilerek geceyi tertipleyenlerin gerçek amaç ve niyetleri açıkça ortaya konulmuştur.
--spoiler--
--spoiler--
Ayrıca, Ankara'nın Altındağ ilçesinde "Kutlu Doğum Şöleni" için ilçede bulunan tüm okul müdürlerine katılım emri verildiği, Denizli'de il Müftülüğü ile bir siyasi partinin ortaklaşa düzenlediği etkinlikte ilköğretim okulu öğrencilerinin başları kapalı olarak ilahiler söylediği, Denizli'nin Tavas ilçesine bağlı Nikfer beldesinde dört cami bulunmasına rağmen, Atatürk ilköğretim Okulunda kadınlara yönelik vaaz ve dini söyleşi yapıldığı yolunda haberler de kaygıyla izlenmiştir.
--spoiler--
ülkenin sahipsiz olmadığını gösteren açıklamadır. ya sanki bugüne kadar demokrasi adına her şey yapılmıştı da tsk böyle bir açıklama yapınca herkes demokrasi elden gitti diye dövünmeye başladı. demokrasiden haberi olmayanlar, kpsslere girip sırf imam hatipli olmadığı için işsiz kalan vatandaşlar ağlarken, terfi etmek için eşine sonradan türban taktıran şerefsizler devletin kadrolarında yükselirken nerelerdeydiniz? atatürk resimleri indirilirken? hazine boşaltılırken? ülkenin içine edildi, aklı selim bir kurum olaya el atınca demokrasi sayıklamaya başladınız. bu ülke demokrasiyi sindiremediği için tsk sesini yükseltiyor, görmemek için kör ya da salak olmak lazım.
Türkiye cumhuriyetini atatürk geçlere emanet etmiştir koruycusu ve kollayıcı olacakta gençlerdir , 60 yaşındaki generallerin bunu bir türlü anlayamadığı bir açıklamadır.
ordunun laiklik konusunda taraf olduğunu belitmesinin ne gibi bir yanlışlık olduğunu düşünmek faideli olacaktır. ordu vatanın ve laikliğin savunucusu olduğunu söylemiştir. e zaten öyle değil midir? ordu laiklik savunucusu değil midir??
efendim anlaşılan şanlı ordumuzu sayın abdullah gül beyefendi de kesmemiş. esas ilginç olan ise, balıkçılara fikrini sorarak bizi binlerce yıl öncenin yunan köy demokrasisine götürmekten başka bişey yapmayan ve kendilerinden olmayan %65.66'lık halk çoğunluğun fikrine zerre önem vermeden a. gül'ü cumhurbaşkanı tayin eden akplilerin demokrasi feryatları içinde oluşu.
bu ülkede darbenin muhtıranın öyle çok kolay bişey olacağını sanan millete günün doğduğu, bundan rant sağlamaya çalışan insanların ekmeğine yağ sürülmesine sebep olmuş açıklamadır.
yahu kardeşim, o kadar mı kolay bu ülkede bir darbe olması. hala akıllanamadı bazı zihinler, bunların; bir öcü olarak tsk, karalanma kampanyası içinde tsk gibi kampanyalarla her fırsatta "ufukta bir darbe" olacağını savunarak, tsk'mızın** kirlenmeye başladığını göstermek hedefleri olmuş olmakla birlikte pek de merak ettiğim "acaba nedir bu demokrasi diye çığırtkanlık yapıp, demokrasiyi sadece bir araç olarak kullanacağını beyan eden konuşmaları yourtube lere düşecek kadar aleni olan bu insanı ve tayfasını savunmadaki amaçları" diye sorduğum ve cevabını alamadığım bir soruları da mevcuttur.
uzaktan gelen geminin önce dumanı, sonra bacası ve son olarak da gövdesi görünür. neticede her şeye rağmen gerekli, yerinde yapılan açıklama. ayrıca (bkz: ben daha önce söylemiştim): (bkz: 2007 askeri darbesi)
böyle bir muhtıra okunmasının en önemli gerekçesi de, cumhurbaşkalığı seçiminde ordunun pasivize edilmesidir, türkiye cumhuriyeti'nin 11. adamının seçiminde genelkurmay'ın tavrının dikkate alınmaması ve seçilecek cumhurbaşkanının türk silahlı kuvvetlerinin başkomutanı olduğunun gözardı edilmesidir...
biraz daha irdelersek, şahsi kanaatime göre, aday belirlenmeden bir gün önce tayyip erdoğan yaşar büyükanıt'a aday olarak vecdi gönül'ü belirlediklerini söylemiş, fakat gecenin geç saatlerinde bülent arınç faktörünün devreye girmesiyle beraber, başbakan çark etmiş ve aday olarak abdullah gül'ü belirlemiştir ve bu kıvrak hamle askerin canını bir hayli sıkmıştır...
siyasi görüşü, hayat felsefesi ne olursa olsun, hiç bir vatan evladı bu muhtırayı meşrulaştırma yanılgısına düşmemeli ve darbe şakşakçılığı yapma hatasına gitmemelidir, olur da bir darbe olursa "yaşasın, heyoo, bak nası geçirdik rte'ye" şeklinde kına yakacak güruhlara da, birilerinin "kurunun yanında yaş da yanar" sözünü hatırlatması gerekmektedir...
