deprem falan denince aklıma gelen elim olay. gecenin bir yarısı bilgisayarın başında otururken 25 saniye kadar monitörle karşılıklı titreşmem şeklinde vuku bulmuştur, duvarlar kapılar da fena zangırdadıydı. 20 saniyeden sonra baydım, "e hadi yıkılmıyoz mu?" diye sordurdum, sonuç çıkmadı. evet 25 saniye boyunca salak salak titreyip durdum.*
bu depremden sonra bünyede sürekli bir sallanma vuku bulmuştur.caddeden kamyon geçse,kapı sert kapansa,alt kattakiler masanın yerini değiştirse kafa beyin dönmeye başlıyor.
yatakta desen zaten sabaha kadar bi titreşim böyle. nedir kim arıyor beni de ben titreşime almışım? bunlar bir mesaj mı ?
bu depremin çok güzel bir ders verdiği aşikardır. en azından bene .. 17 ağustos depremini yaşayanları çok çok iyi anladım. evet geç oldu biraz ama güç olmadı.. başa gelmeyince bilinmiyor bazı şeyler..
ankara depreminden öte depremleri demek daha mantıklı olucaktır. ilkiyle birlikte kayıtlara göre 55 deprem olmuştur. az önce de sağlam bir sarsıntı oldu fakat herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
saat 2 ye doğru yatağımda uzanmış, hayatın acı yanlarını sorgularken hissettiğim ilk deprem. diğerleri ufaktı, pek hissetmemiştim de bu deprem harbi taşaklıydı. sonra koyver götüne gitsin, öleceksek depremden ölürüz tribine girip uyumaya çalışmışımdır.
sabah yineleyen ve beni uykudan kaldıran deprem oldu birkez daha ama bu sefer "artçıdıııır" diyerekten yataktan bile kaldıramamıştır. ama paranoya ya ramak kaldı sanki.
Ranzanın üst katında iki kat etki yapan depremdir.Başlangıçta alttaki arkadaşın ayağını salladığı düşünülmüş,sonra bir insanın yapamayacağı anlaşılınca "nooluyo lan s.ktir" denilmiştir.Bütün yurt dışarı akın etmiş,telefon sigara ikilisine sarılmıştır.Bize atraksyon olmuştur.Gülünmüştür,geçilmiştir...
ilkokulda bize gösterilen bir deprem haritası vardı. böyle renk renk boyanmış hali ile bizi cezbederdi. neyse günler geçti ve o konuya gelince dehşete düştük. sevgili ilimiz bursa, birinci derece tehlikedeydi. küçük bir çocuk için korkutucuydu şüphesiz. o zaman risksiz bölge olarak boyanmış olan konya ve ankara dolaylarına bakar. büyüyünce buraya gidelim depremden kaçalım derdik. sonra büyüdük biraz 7.4, 7.1 yaşadık o ilde. o harita aklımdan çıkmıştı ya. ankaraya geldim okumaya, hatta geldiğim sene bursa'da gene orta şiddetle bir deprem olmuştu da, ben rahatım valla kaçtım ordan demiştim.
şimdi soruyorum o kitapları boyayan çizenlere.
bu neydi? hani risksizdi? fay hatlarının yerlerini mi değiştirdiniz? tayin mi ettiniz naptınız?
velhasıl kelam, depremden kaçış yok. doğal afet. adı üstünde. sakinlik ve bilinç ise korunmanın iki önemli anahtarı.
20 aralik 2007 ankara depremindeki gibi 5 km derinde olmustur ve magnitud degeri 0.2 daha dusuktur. yani bu depremle aciga cikan enerji daha azdir. bu nedenle hissedilen sarsintinin daha azdir.
ancak depremin olus saatinin gece olmasi, yani insanlarin gunluk-is telasinda olmamalari, cogunun yatar ya da oturur vaziyette olmalarindan dolayi buyuklugunun daha cok olmasi beklenMIStir.
duyar duymaz telefona sarılmama sebep olan deprem. "yaramaz bi' durum var mı?" diye sordum "yok ya, her şey yolunda" dedi. "ankara'da deprem olmuş" deyu usteledim, "önemli bi'şey değil öle hafif bi' sallantı" diyerek geçiştirdi. hani *aşak geçiyo dicem demesine de, cinsi kız lan bunun. neyse rahatladım en azından.
kesinlike diğer depremden daha şiddetli olduğuna inandığım oysa otoritelerin daha küçük rakam verdiği deprem(ulan şu panik halinde bile formata uyuyoruz ya).