ulaşım güvenliğini becereme, kaza olunca makinistleri içeri at. sınavlarda kopyayı engelleme, aran bozulunca topu cemaatçilere at. suriye ye ilişkin operasyonu yürüteme, suçu gazeteciye at. devlet sırrını sızdır, suçu ihanet şebekesi kurduğun cemaate yık.
ülkede herkes suçlu. gss primi ödeyen asgari ücrete biat etmediği için, evlenmeyen çocuk yapmadığı için, sınavdan düşük net çıkaran çalışmadığı için suçlu. halbuki eğitim sistemimiz, istihdam planlamamız, nüfus yönetimimiz mükemmel.
sürekli üç kuruşluk adamlardan kazık yediği halde dünya siyasetini yönlendiren akp ve kadir hocalarının izinde olup büyük oyunları deşifre eden ak takipçileri için yeni bir zafer olmuş, tebrik ederim.
can dündar a sempatim yoktur ama bu konuda tutuklamayı gerektirecek bir suçu olduğunu da düşünmüyorum. cemaatçilerin cadı avı pek çok suçsuz kişinin de darbe yaftalamasıyla mağdur olmasına sebep olmuştu, şimdi de tam tersi oluyor.
umarım bir gün akp veya cemaat rantı yerine devlet aklı göreceğimiz günler de gelir, allah büyük.
onu öyle bırakmam, ağır bedel ödeyecekler demek ne demek!
bedeli kim ödetir? hakim, savcı vermez mi cezayı; hak, hukuk nedir? "öyle bırakmam onu" nedir! kanun yok; hakim, savcı yok; ben varım: tutuklayın diye mi buyurdu padişah!!!
adalet sisteminin türkiye'de aksak olduğunu biliyorduk, ama siparişle karar verdiğini bu kadar ayan beyan görmemiştik bu zamana kadar. hani ileri demokrasi diyorlar ya, biz gülüyorduk; sokaktaki itler bile malum taraflarıyla gülüyorlar artık!
can dündar'ın mahkeme öncesi dediği gibi, "orada aslında gazetecilik görevi yapan bizler yargılanmayacağız; sınır ötesi maceralar uğruna kendini uluslararası hukuk önünde suçlu duruma düşüren, devletin silahlı kuvvetlerini birbirine silah çeker haline getiren isimler ve güç ilişkileri yargılanacak." devlet kendini aklamak için, doğruyu katletti. "yavuz hırsız" ev sahibini bastırır misali...
doğru olanı susturmak için başka yol yoktu. onlar vazgeçmeyeceği için, kalemlerini kırabilmenin tek yolu onları tutuklamaktı. sussunlar, kirli çamaşırlar daha fazla ortaya dökülmesin, muhalif olan daha niceleri de başıma bir şey gelir de tutuklanırım diye düşünüp sinsin, hatta yıllar önce yine silahların peşindekinin karlı sokak'ta yaşadığı gibi parçalara bölünürüm kaygısını yaşasın diye tutukladılar onları.
önümüzdeki süreçte belki nice can dündarlar, erdem güller tutuklanır; ama sen nasıl onu öyle bırakmadıysan, biz de böyle bırakmayacağız!
tüm tehdit ve zorbalıklara rağmen, onlar doğruyu yazmaktan nasıl vazgeçmediyse, biz de vazgeçmeyeceğiz!
kozmik odalara girilirken "ordu pisliklerden temizleniyor" diyen onunbunun çocukları şimdi "devlet gizliliği" diye ağlaşmaya başlamışlar o gizlilikleri götünüze sokmaya and içtik siz hiç merak etmeyin.
tek seferde anlatınca kendimizi açıklayamıyoruz madde madde yazayım belki anlatabilirim. eğer akplilerden karşı görüşlerde olanlar var ise itiraz ettiği maddeyi ve sebebini bana yazarsa cevaplandırmaya çalışayım.
1- bir ülkede ağır silahları taşıma yetkisi devlettedir ve devletin yetkilendirdiği kişilerdedir. Eğer bir ülkede devletin yetkisi bilgisi dışında bir grupta silah varsa bu grup terörist bir gruptur. bu bizim ülkemizde pkk için yapılırsa da böyledir. suriyede esad a karşı yapılırsa da böyledir.
2- bir ülkenin başka bir ülkedeki terörist gruplara silah göndermesi suçtur. türkiyede de suçtur suriyede de suçtur.
3- he buna rağmen ülkeler terörist gruplara silah göndermiyor mu gönderiyor. dünyanın bir çok noktasında terörist gruplar var ve bu grupların silah fabrikaları yok. bu silahları bir yerden alıyorlar. çoğunlukla da o terörist grubu besleyen ülkelerin yardımı ve aracılığı ile alıyorlar.
4- türkiye olarak esada karşı sünni olduğunu söyleyen iside veya türk olan türkmenlere silah yardımı mı yapmak istiyorsun. olabilir. bunu da anlayabilirim. ancak bunun da bir raconu vardır. sen silahları gönderiyorsan, bizzat silahları koyduğun kamyonun içine mittin adamını koymazsın. aracılar ile bunu yaparsın. yakalanırsanız da sizi tanımam dersin. ole bütün dünyanın gözü önünde savcı bir tarafta, polis ile jandarma birbirine silah çekmiş pozunu dünyanın gözüne sokmazsın.
5- diyelim ki bunu da akıl edemedin bir şekilde ve bir gazeteci bunun fotoğraflarını çekti yayınladı. bu dünyanın her yerinde haber niteliğindedir ve gazeteci bunu basar.
6- casusluk dediğin olay ülkenin pkk içine soktuğu muhbirlerin isimleri açığa çıkarmak veya ordunun hazırladığı savaş eylem planlarını ortaya çıkarmak vb. gibi maddelerden oluşur. bunu da yapan ergenekonda ve balyoz davalarında akpenın kendisidir. eğer sen uluslararası silah kaçakçılığı yapıyorsan ve bunu devlet olarak yapıyorsan bunu ortaya çıkaran gazeteciye casus diyemezsin. bu casusluk değil haberciliktir zira. örnek olarak amerikan hapishanelerinde ıraklılara yapılan işkencenin resimlerini dünyaya sunan gazeteci casuslukla suçlanmaz veya watergate skandalının bilgilerini ortaya çıkaran (kısaca işlenen bir suçu ortaya çıkaran) gazeteci casuslukla suçlanmaz ancak wikileaks gibi ülkenin savaş eylem planlarını, casusluk çalışmalarını ortaya çıkaran gazeteci suçlanabilir.
7- ister sev ister sevme can dündarı silahlı terör örgütü üyesi olarak suçlamak neresinden bakarsan bak komiktir. eğer size karşı olan adamları şu an bu şekilde keyfi tutuklarsanız yarın öbür gün aynı uygulama size yapıldığında ağlama hakkınız yoktur.
8- tutuklama işlemi ancak ve ancak sucun karartılması tehlikesi veya faillerin kaçma süphesi var ise geçerlidir. can dündar ise 6 ay önce yaptıgı bir haberden yargılanmıştır. bu haber yapılmıştır gazeteler ortadadır saklanacak gizlenecek bir dokuman kalmamıstır. ek olarak kendisi de suclamanın yapıldığı tarihten bugüne kadar bir yere kaçmamıştır mahkeme devam ettiği müddetçe de kaçması gibi bir durum öngörülmemektedir. burada yapılan keyfi tutuklama ve muhtemelen mahkemenin 5 sene sürecek olması keyfi bir cezalandırmadır.
9- bütün bu olay tam olarak göz korkutmadır. özgür basın söyleminin bittiği noktadır.