melo'nun gereksiz yere oyundan alındığı, hamit'in gereksiz yere oyunda tutulduğu ve sonradan aydın'la değiştirildiği maçtır. beşiktaşlıların hallerine üzülmeleri gerektiğini ağlanacak hallerine güldüklerini gösteren maçtır. ve hala maçtan sonra çıkıp galatasaray'a laf atanlar varsa yazıklar olsun dedirten maçtır. zira maç Bjk-Gs değil bülent yıldırım ve tayfası vs Gs olarak oynanmıştır.
uzun uzun konuşulası maç. tarafsız düşünemeyip üstüne üstlük sözlüğü kirleten tipler allah aşkına okumasın.
maçtan önce bana deseler ki 'galatasaray maçında beraberliğe ne diyorsun?' oldukça memnun olurdum, çok açık konuşuyorum. savunması oturmamış, kalecisinin ne yapacağı belli olmayan, hücum gücü sıfır olan beşiktaşımın orta sahasında hamit-selçuk-melo, kanatlarda muhtemel amrabat, ileride elmander, umut , burak olan galatasaray karşısında dağılmasından korkuyordum.
beşiktaş'ın bu sene bir şeyler başarması için yapması gerekenler çok basit; herkes it gibi savaşacak, düşene kadar koşacak, ciğerinde derman kalmayana dek yardımlaşacak.
fernandes senin liderin, o adam özellikle büyük maçlarda en yüksek viteste oynayacak, takımı oynatacak.
mustafa, olcay gibi adamlardan ekstra katkı gelecek.
maç neredeyse golle başlıyordu ki beşiktaş defansı ilk yarı boyunca diken üstünde bıraktı bizi, arkaya, yanlara atılan her top tehlike yaratmaya namzetti. beşiktaş'ın gol bulması için bir fernandes duran topu gerekiyordu ve şans yüzümüze güldü.
tabi beşiktaşlıysanız bilirsiniz son saniyeye kadar diken üstünde oturmayı, illa bir şeyler olur, mutluluk kolay gelmez. saçma sapan bir savunma düzeninde elmander'in şutu cenk'in hatasıyla gol oldu.cenk maçtan sonra 'topu son anda görebildim' dedi, yapacak bir şey yok.
beşiktaş'ta bir holosko gerçeği var. bu adam elinden geleni ortaya koymaya çalışan iyi niyetli ama yeteneği kısıtlı bir adam. dünya üzerinde sadece galatasaray'a şansı tutuyor ama. enteresan. o zaman oynatacaksın bu adamı, attığı ilk golde beni çok şaşırttı, kendisinden düzgün ve köşeye giden bir şut beklemezdim. yeni numarası hayırlı olsun.
umut'un attığı gol o kadar komik ki. 4 beşiktaşlı ve kaleci cenk var, hepsi basiretsizlik içinde boğuluyor, umut debelene debelene ittire ittire atıyor golü.
maçın dengesini değiştiren şey terim'in melo-amrabat değişikliğiydi. bekleneni vermedi bu değişiklik, dahası orta sahadaki galatasaray üstünlüğünü bitirdi. bir anda beşiktaş boşluklar bulmaya başladı. kim bilir biraz daha kaliteli bir takım olsaydı hızlı ataklarla golleri bulabilirdi belki, ama dedik ya beşiktaş işte.
beşiktaş'ın üçüncü golü 10 numarası olcay şahan olan takım diye başlıklar açıp aklınca dalga geçmeye çalışanlara gelsin. galatasaray'a falan değil, o adamlara gelsin. tabi ki savunma hatası var, ama olcay şahan asla küçümsenecek bir oyuncu değil. hele her yerden xavi, iniesta fışkırmayan, çorak futbol evrenimizde değerli bir isim.
galatasaray'ın kazandığı penaltıya diyecek çok şey var, ama aynı zamanda az da şey var.
Cebinden kazanımı, elinden demokrasisi alınan insanların tepkisiz kaldığı bir ülkede kıytırık bir futbol maçında bir takımın hakkının yenmesi mesele bile değil. Problem çok derinde. ben süper lig aboneliğini iptal etmiş, ayda 10 liraya premier lig izleyen bir adamım. 'al işte premier lig'de vermiyolar bunları' edebiyatı yapacak değilim, o eşiği çoktan geçtik. kaldı ki geçen sezon ashley young'un burak'la yarışacak kadar iyi atlayıp üst üste 2 hafta haksız penaltı kazandırdığı da baki, ama insanın canı sıkılıyor be.
yemin ederim, keşke 3-0 kaybetseydik, yarrak gibi oynasaydık, 3 tane boru gibi şaibesiz döşeselerdi bunları görmeseydik. sinir krizi geçirmeseydik. keşke bu penaltıyı konuşacağımıza takımın eksiklerini daha çok kişi görebilseydi.
'beşiktaş zaten yarraa yemiş, şampiyonluk yarışında ne işi var allasen' demese birileri, kendi yarışlarını yaratmaya kalkışmasa.
bu arada fantezi futbol kadromda hem fernandes hem de elmander'i seçtiğim için mutluyum, bakalım kaç puan gelecek.
edit: yere yatmalardan bahseden bazı galatasaraylılara sesleneyim; evet canım benim, yere yatıp zaman geçirirken mustafa pektemek'in dizi döndü, 6 ay zaman geçirecek saha kenarında. evet batuhan da zaman geçirmek için yattı kalkmadı,tekrarda beline eboue tarafından vurulduğu görüldü, ama çok zaman geçti haklısın. geçen sezon inönü'de yerden kalkmayan eboue'yi namusu ilan eden tipler şimdi böyle konuşuyor. biraz objektiflik yahu!
edit: istediğin kadar eksile aslanım. zaten bu kafadaki adamların eksileri onur nişanıdır benim gözümde. ben 'adam' olan galatasaray taraftarlarının tepkisini biliyorum ya, o bana yeter.
mahalle kahvesinde derbiyi küfür kıyamet izledim, yalnız konu bu değil. amokachi formalı bir dede gördüm. trol sandım. ikinci yarı 2 masa daha ilerleyip yan profilden baktım. gayet beyaz sakallı, gayet hacı adayı ve gayet de 'bize 2 çay' dedi. ama amokachi!
maça gelecek olursak:
kimsenin hakkı olmayan maç. hakkıdır hakk a tapan baba hakkı nın istiklal! ben bunu bilirim, arkadaş. dan, dun, gol! bu ne lan! böyle derbi mi olur? benim gördüğüm vahşi gibi birbirine saldıran insanlar vardı. düzgün organize bir atakla gelen gol yok. hepsi çok büyük hatalardan kaynaklanan goller.
2. yarı beşiktaş da yatan kalkmadı 3-2 den sonra. kusura bakmayın da değerli büyüğümüzün(!) bir lafı var: saha gelip yatma yeri değildir.
burak, oscar jürisinin dikkatini çekti. iyi rol kesiyor. ama burda gs yi suçlamak da komik. burak, topa yetişemeyeceğini anlayınca hakemin görme ihtimalinin sonucunda hakemi aldatmaya yönelik hareketten sarı kart vereceğini bile bile kendini attı. risk aldı ve başarılı oldu. olay bu kadar basit. büyütmeyin bunu. ayrıca hepimiz insanız ve hepimiz zaman zaman hatalar yapabiliriz. ben mesela bugün üzerime reçel damlattım.
maça 15.dakikada yetiştim,öncesini pek izleyemedim ama görüşlerimi şöyle sıralayayim
galatasaray ilk yarı çok iyi oynadı,heralde yüzde 65'e 35 civarı bir topla oynama oranı yakalamıştı.Beşiktaş takımı çok heyecanlıydı,hafta içi yazılan çizilenlerden baya bir etkilenmiş gözüktüler.Neyse şunu gördük ki beşiktaşta fernandes farklı bir oyuncu.Bu adamı kadroda tutabilirse büyük iş yapar beşiktaş.Neyse karşılıklı gollerle ilk yarı 2-2 bitti.Golleri yazmaya bile gerek yok o derece saçma,bu maç 2 değilde 12.hafta oynansaydı bu goller olur muydu bilemem.
2.yarıya şaşırtıcı şekilde galatasaray teknik direktörü fatih terim,melo-amrabat değişikliği ilke başlayarak,sezona ne kadar formsuz başladığını gözler önüne serdi.Top göstermeyen galatasaray gitti,beşiktaşın kendine özgüveni geldi,maç uzun süre 2-2 gitse belki amrabat çılgın atabilirdi ama hakan baltanın yaptığı hata sonucu gelen beşiktaş golü her şeyi bozdu.Zaten maç ondan sonra ortadaydı,ya galatasaray beraberliği yakalayacaktı ya da beşiktaş 4 hatta 5inci gole gidecekti.Fernandesin 3'e 1 yakaladığı pozisyon maçın kırılma anı oldu.O pozisyondan sonra anladım ki bu maç berabere bitecek arkadaş,içime doğmuştu;hatta burak yılmaz baya tehlikeli top taşımıştı son dakikalarda,belkide maçı kazanacaktı galatasaray.
Penaltı tartışmasına hiç girmeyeceğim,hakem orada 1 sn içinde karar veriyor,biz 10 tekrar izleyip 14 saat tartışıyoruz.Her takıma hata yapılıyor,dün gaziantepspora da yapıldı mesela ortalığı velvereye vermeye gerek yok.
Ayrıyetten şu ülkenin bir sürü sorunu,derti varken futbolun bu kadar tartışılması da ne kadar saçma iş arkadaş.Bende fanatiğim ama abartmayın anasını satim.Şimdi sol frame'e bakıyorum bir sürü abuk başlık,la olm işiniz mi yok.
dün gece yarısı maçla alakalı yorumuma; (#16688933) götüyle gülenler olduğu kadar, beğenenler de olmuş. her ne kadar yenilgiden nefret etsem de, benim futbol anlayışımın temelinde yenmek yahut yenilmek yoktur. üç farklı ihtimal ancak sonuçtur. ve bu sonuçlardan sonra ancak tek durumda üzülürsün; takımının inançlı bir şekilde kendine yakışan oyunu sergilemediğinde. eğer bu inançla sahada yer almayan bir takım varsa, alacağı her sonuç beni üzer. sonuçlara göre takım tutanlar, tuttukları takımları terk etmeye mahkumdur..
bugün benim için; bahsettiğim inancın sahaya yansıdığını görmek beş atmaktan da, beş yemekten de daha önemliydi. esas anlatmak istediğin unsur da buydu aslında. sahaya çıkıp var gücüyle mücadele eden topçusundan, saha kenarında oyuna girmek için bekleyen topçusuna, teknik heyetinden, yönetimine ve en çokta büyük takım ve taraftar nasıl olurmuş gösteren taraftarına teşekkürü bir borç bilirim..
maçın teknik analizinin taa amk! dün bahsettiğim gibi iki gol fazla atıp beşlesek de, iki gol fazla yeyip beş de atsak maç sonunda aynı yorumu yapacaktım. beşiktaşın şuan ki durumu içinde, sahaya çıkıp tıkır tıkır top oynamasını ve bol gollü galibiyetler almasını elbette beklemiyoruz. sadece tek beklentimiz; sahaya çıkıp inançla, çatır çatır mücadele etmesidir. ve görüyorum ki gönül verdiğim takım ayakta alkışlanmayı hak ediyor.
nazarımda taraftar olmak, dost olmakla eş değerdedir. takımların ve taraftarların büyüklüğü ancak takımlarının kötü gününde belli olur. bu akşam beşiktaş taraftarı kendine yakışanı yapmış ve takımını kötü gününde yalnız bırakmamıştır. buradan stadı doldurup, canı gönülden takımına destek veren tüm beşiktaş taraftarını da gösterdikleri sadakatten dolayı tebrik ediyor, gözlerinizden öpüyorum..
galatasarayın yine yeni yeniden penaltıyla puan kazandığı maç olmuştur. bakın yazacağım artık, bu iki oldu daha yeni sezonda. bu takım neredeyse her maç penaltı kullanıyor. iyi takip edin bu sezon.
sadece vicdanıyla konuşacak bir insan evladı bana bu pozisyonun kendisine göre penaltı olup olmadığını söylesin allah aşkına. sadece ve sadece vicdan ile ama..
tanım: futbol maçı.
çok çok çok çok net bir şekilde faul var. kör müsünüz aq? faul var iyi izleyin, zaten faul olduğu için burak yılmaz'ın arkasındaki bjkli de düşüyor ki bunu sadece ek kanıt olarak belirttim söylenmesine gerek bile yoktu, o burak'a istemeden değince hem burak'ın hem kendisinin dengesi bozuluyor yani gidipte düz yolda dengesi bozulmuyor heralde dimi bjklinin?
ancak;
doğru karar penaltı değil frikik olmalıydı, yarrak varmış gibi burak'a yükleniyorlar, işin komiği bunu yapanlar tescilli şikeci.
galatasarayın ve fatih terimin formsuz olduğu maçtır.
hazırlık döneminde pek iyi hazırlanamayan takım seneye çok zor maçlarla başladı. önce fenerle sonra da evinde bu sene iyi kadro kuran kasımpaşayla oynadı ve iki maçı da son dakikalarda bulduğu gollerle kazanmıştı. bugün ise maçı ilk yaıda koparabilecek durumda iken kendi bacağına sıktı ve ilk yarıyı güç bela berabere bitirdi. ilk yarıya bakıldığında melo kötüydü hamit berbattı. emre umut ve eboue dışındakiler ise idare ediyordu. buna rağmen rakibine çok büyük üstünlük sağlayan takım umutun beceriksizliği sebebiyle 2-3 net pozisyondan faydalanamadı.attığı goller se rakibin hatasıydı tıpkı yediği goller gibi.
ikinci yarıya çok kritik ve kanımca çok yanlış bir hamle ile başladı galatasaray. melo çok iyi değildi hazır değildi ve kendi kalesine gol atmıştı ancak onu çıkarıp emreyi ortaya çekmek orta sahada boşluk yarattı ve ikinci yarı oyunun hakimiyeti beşiktaşa verildi. ikinci yarı göz önüne getirilirse son 10 dakikaya kadar galatasarayın hiç pozisyonu yok ilk yarıdaki dominant futbolun aksine. kasımpaşa karşısında bile zorlanan selçuk-emre göbeği bu maçta iyiden iyiye sinyal verdi. ancak gsnin elinde melo mudaili ikinci bir futbolcu olmadığından bu gölgeye adam monte edilemedi ve bütün yarı gs beşiktaşı savunmak zorunda kaldı geride olmasına rağmen. ayrıca ilk yarıya nazaran selçuk inan umut bulut ve hakan balta daha silik bir performans gösterinde gsnin puan şansı mucizelere kalmıştı ve o mucizeyi de hake yarattı.
başta dediğim gibi sezona kötü hazırlanan takım formunu henüz bulamadı. ancak fb kasımpaşa ve beşiktaş gibi zorlu rakiplerle ard arda oynamak takımın daha hızlı hazır hale gelmesine ve form tutmasına yardımcı olacaktır diye düşünüyorum. ayrıca bu 3 takıma karşı son dakikalarda gol bulmuş olmak da takımın fizik gücü için öenmli bir gösterge. fizik tamam taktik de oturduğunda ve takım formunu bulduğunda çok iyi bir takım seyredeceğimizi umuyorum. ancak şl için yetersiz bir defans hattına sahip olduğumuz bugün ortaya çıktı. ujfalusi ilerleyen yaşı yüzünden yavaş kalıyor. hakan balta gs için ideal sol bek değil. karşısına hızlı bir adamçıktığında tel tel dökülüyor. dia quarezma holosko örnekleri açık. şlde bunlarda daha iyi adamları savunacak ve hiç mi hiç güven vermiyor. sola takviye şart şu kalan günlerde.
bugğnkü görüntü takımın eylülün ortasında ancak temposunu ve geçen seneki uyumunu yakalayabileceği izlenimini verdi. gelecek hafta da kayıpsız atlatılabilirse ben galatasarayın 15. haftadaki fb maçına kadar puan kaybetmeyeceğini düşünüyorum. bakıp görücez.
maçı alt kapalının en altında izledim, yorum yapan bazı gslı arkadaşlara inanamıyorum.
öncelikle ilk yarının tek hakimi galatasaraydı, sürklase ettiler bizi, bunda da en büyük etken samet, aptalca bir ofsayt taktiği ve selçuk'un topla oynamasına müsaade edişi, madem toraman gibi bir adamı orta sahaya velinin yanına koyup hücum gücümüzü sıfıra indiriyorsun, bari selçuk'la birebir oynat.
devre arasında terim'in yaptığı anlamsız melo-amrabat değişikliği ile orta saha hakimiyeti beşiktaş'a geçti, özellikle cimbomun sağ kanadını felç etti Beşiktaş bu yarıda, öne geçti sonra samet yorulan orta sahayı taze güçle toparlayamadığı için geriye yaslanmaya başlandı.
gelelim hakeme ve penaltı pozisyonuna, golden önce batuhan'ın galatasaray defansından aldığı topun faulle uzaktan yakından alakası yok ve karşı karşıya batuhan, penaltıyı ise bülent değil yan hakem verdi, önce vermedi bülent yıldırım hatta sarı kart bile gösterebilirdi, fakat sonrasında 60 metreden gördü yan hakem, görmesi imkansız olan teması, çünkü beşiktaşlı futbolcu görüşünü kapattığından teması görmesi imkansızdı, olmayan teması, bülent de temasın olmadığını görmesine rağmen yan hakeme uyup öyle bir heyecanla çaldı ki düdüğü, sanırsınız anası kovalıyor.
Ve son sözüm burak yılmaz'a, hainsin, hırsızsın, hiçbir zaman büyük topçu olamazsın.
Bu arada hilbert'in pozisyona penaltı diyenler de var, sanırım ele her çarpma faul, o zaman attıkları ikinci golü bir açıklasınlar.
Sadece burak'ın düşürüldüğü pozisyonun konuşulduğu maç.
Halbuki sahadaki 6 gole rağmen ortada futbol yoktu. Spikerin de dediği gibi penaltıyı saymazsak atılan 5 gol de basitti, zevk vermedi ve basit savunma hatalarından meydana geldi. ilk yarıda biraz galatasaray, 3. golünden sonra burak değişikliğine kadar da beşiktaş fena değildi o kadar. Maçın adamı kimdi diye sorulsa verilecek cevabım yok. Beşiktaşlılar holosko galatasaraylılar umut bulut diyebilir. Ama her ne kadar iki gol atmışsa da ne holosko ne de umut bulut maçın adamı değiller.
Burak'ın pozisyonuna gelecek olursak, öncelikle holiganlık seviyesinde takımıma bağlı olmadığım için tarafsız baktığıma inancım tam.
Maçı izlerken burak kendini attı dedim. izleyenler gördüler, pozisyonun 2 ya da 3 kere tekrarı verildi birinde de ayaklar zaten görünmüyordu. Sonradan izledim, alttaki linkten siz de izleyebilirsiniz, beşiktaşlı escude, burak yılmaz ceza sahasına girerken, ceza sahası çizgisinin hemen dışında, burak yılmaz'ın Aşil tendon olarak tabir edilen topuğun hemen arka üst kısmına basıyor. Müdahale bilinçli değil elbette, ama pozisyon sonrası escude de düşüyor. Yani bir müdahale kesinlikle var. Burak'ın düşmesini, ceza sahasına yuvarlanmasını çok görmüyorum. Numara yapmıyor yan,. O hızla koşarken o bölgeye yapılan müdahale insanı düşürebilir. Ancak ceza sahası dışında olması bile pozisyonu penaltı olmaktan çıkarır. Kaldı ki faul olup olmadığı konusunda yorum yapacak teknik bilgim de yok. Bildiğim tek şey bir hata varsa da yoksa da Burak günün günah keçisidir.
Şimdi işin duygusal kısmı. Evet arkadaş, her hakem hata yapabilir. Dünya kupasında 40 santim içerideki top için gol değil kararı çıktı. Muntari'nin juventus'a "atamadığı" gol keza. Buffon 50 santim içerden tokatladı ama gol sayılmadı. 2010'da bir de çizgi hakemi olmasına rağmen galatasaray - * maçında galatasaray'ın verilmeyen meşhur penaltısı. Daha yüzlerce, binlercesi...
Kaldı ki bu ne ilktir, ne de sondur. Maçı insanlar yönetir, robotlar değil. Futbolu güzel kılan budur.
Engin baytar'ın geçirdiği trafik kazasında 'gebersin' diye yorumda bulunanlara kızanlar bugün burak yılmaz için 'futbol hayati en acı sakatlıklarla bitsin' yorumunda bulunmaktadır. Ayrıca bazıları tarafından oynananın bir spor müsabakası olduğu unutulup tuttuğum takımın, yönetiminin, oyuncusunun ve taraftarının çirkef yaftasına layık görülmesi beni gerçekten üzmüştür. Futbolun kardeşlik, dostluk, sevgi çerçevesinde kalması dileğiyle.
tv'den izleyince bi bok yokmuş gibi duruyor, umarım bi temas vardır ve umarım haklıdır o penaltı ama "bana göre" değil.
fatih terim'i severim, karakterli futbolcularla işini hep götürür. bu galatasaray'a ne zaman gelse böyleydi. melo ve engin baytar'ın lakayit durumlarını hep başta fatih terim var o adam eder gözüyle baktım.
burağın bugün yaptığı galatasaray karakterine yakışmadı. hakem'in ve burağın yaptığı karaktersizlikler galatasaray'a mal ediliyor ne gerek var kardeşim? sizin galatasaray adına leke düşürmeye ne hakkınız var?
geçen sezon galatasarayın alın teri ile şampiyon olduğunu bilmiyor gibi hak gasp ediyor diyosunuz. biraz hak verin be hocam, bu takım hiç mi alın teri ile mücadele etmedi?
galatasaray için tek gerçek buldun mu atacaksın arkadaş başka açarı yok. bugün galatasaray sadece ilk yarı sahada vardı. ikinci yarı ölüydü takım. bu rehavete umarım imparator bir son verir.
gelelim beşiktaş'a.
objektif olalım hadi!
eleştirince eleştirdi oluyoruz herkesi, engin baytar hakemin yanına itiraz etmeye gidince istisnasız sarı kart'ı görüyor inanmayanlar bundan önceki galatasaray maçlarının kasetlerini tek tek açıp baksınlar. ibrahim toraman maçın 2. dakikasından itibaren 90 dakika boyunca hakeme bağırıyor çağırıyor hiçbir şey yok, ujfa'ya artistlik yapıyor sonra o elini indir diye hakem, hiç konuşmuyorsunuz?..
beşiktaş maçından sonra 2 hafa boyunca yere yatan ebue'yi bir galatasaraylı olarak "ben dahil" bütün beşiktaşlılar sürekli yere yattı, karaktersiz futbolcu diye eleştirdik/niz. şimdi kendi futbolcularınız yapınca neden konuşmuyorsunuz?..
bir haksız penaltı yüzünden diğer bütün herşeyi unutamaz, unutturamazsınız.
ttarena'da sizin hangi teknik direktörünüze, futbolcunuza bu kadar saygısızlık yapıldı?.. siz bizim evimize geldiğinizde misafirperverliğimizi konuşuyor bütün televizyonlar, bütün yazarlar ultraslan'ın yaptığı fair-play çerçevesinde davranışları yazıyor çiziyor, yedek kulübesinin üzerinde fatih terime yapılan hakaretleri hiçbiriniz yazmaya tenezzül etmiyorsunuz.
objektif olalım hadi?..
ne duruyorsunuz?.. objektif bakmak karşı takımı aşağılamak, yok hakkımızı yediniz polemiklerine girmek değildir. konuşuyorsanız bi işi eğrileri doğruları ile konuşun.
son olarak;
- burak ne kadar golcü olursa olsun, ne kadar maliyete mal olduysa olsun karaktersiz davranışlar sergiler ise oynamasın, oynatılmasın. bir galatasaraylı olarak bütün futbolcularımıza karşı düşüncem budur.
ama bu size, bir oyuncunun yaptığı karaktersizliğe bağlı olarak benim takımıma "gaspçı, hakem yalakası, şikeci" gibi sözler söylemenize bir sebep değildir.
herkes kendi takımına baksın, ilk önce gitsin ne olursa olsun kombinesini alsın, desteğini versin kendi takımının problemleri ile ilgilensin.
ilk yarı galatasaray'ın iyi oynadığı; ikinci yarı beşiktaş'ın iyi oynadığı maç olarak ayırmak daha iyi olur.
maçtan önce galatasaray'ın rahat bir galibiyet alacağını düşünmüştüm. pekte umduğum gibi olmadı. galatasaray takımı bu maça iyi hazırlanmamışlar orası belli. gollere baktığımızda da bireysel hatalar meydanda zaten. 86.dakikada da saçma sapan bir penaltı ilede yenilgiden kurtulmuşlardır. fatih terim'in takımına bazı müdahalelerde bulunması şart yani. oyuncuları rehavete kapılmamaları gerekiyor. ben açıkcası fenerbahçe maçındaki takımı beşiktaş maçında göremedim. ama bu durumu fatih terim halledecektir diye düşünüyorum.
beşiktaş'a gelirsem saha avantajını fazlasıyla kullandılar. beşiktaş taraftarı gerçekten türkiye'nin en iyi taraftar grubu. maçta 1 dakika susmadılar. ve takımlarını sonuna kadar desteklediler. ama gel görki taraftarın desteği oyuna pek yansımadı. beşiktaş'ta holosko takımın tartışmasız en iyisiydi. çok koştu,çok çabaladı,gollerinide attı. holosko'yu ben çok beğendim. bugün en çok üzüldüğüm noktada mustafa pektemek'in sakatlanıp sahalardan en az 6 ay uzak kalacağını öğrenmem oldu. gerçekten yıkıldım diyebilirim. zaten bu çocuk gençlerbirliğinde çok büyük sakatlıklar geçirmiş. tekrar çok ciddi sakatlıklar geçirmesi oyuncuyu bitirmez umarım. sonuç olarak beşiktaş'ın çokta iyi oynamadığı ama galibiyeti hakettiğini düşünüyorum. bugün beni üzen bir diğer şey ise: galatasaray'a verilen penaltı. penaltı ile uzaktan yakından alakası yoktu. yani üzülüyorum takımların haksız yere galibiyet veya beraberlik almalarını. bugün beşiktaş maçı hakeden takımdı. ama hakemler yüzünden galibiyeti elinden kaçırmıştır.
bir beşiktaşlı olarak, daha ilk dakikalarda sahaya atılan iki adet püsküle çok fena sövdüğüm maç oldu. futbolu, hakemi falan yorumlayacak kadar bilgim yok. izliyorum işte, gol olunca seviniyorum falan. yalnız arkadaş, küfür ve sahaya atılan yabancı cisimler, sahaya giren taraftarlardan geçen sene o kadar dilimiz yandı. sen daha hala ne diye daha ilk dakikadan salla diye eline verilen püskülü sahaya atarsın ki?
kusura bakmasınlar ama benden ağız dolusu küfür yediler.
galatasaraylı eblehlerin "beşiktaşlılar yerden kalkmadı, biz çok iyi oynadık bala göte gol yedik" nağmeleri ile burak yılmaz'ın şerefsizliğini örtbas etmeye çalıştıkları maç. ayrıcana sorulması gereken diğer soru şu sanırsam. atılan 6 golden hangisi organize bir atak sonucu atılmış gol? sadece beşiktaşın gollerine bok atacağına 6 gole bak.
bazı dingillerin tescilli şikeci dediği takım futbolcu transferinde şike yaptığı yada yapmaya çalıştığı idda ediliyor ancak o lafı diyenlerin takımının türkiyeyi şikeyle tanıştırdığını unuttular heralde. taraf oluyorsanızda şerefli taraf olun kodumun şerefsiz ergenleri gidin galatasaray tarihini açın 8-0 ları, ergun gürsoyları, tofaşları öğrenin sonra gelin burda beşiktaşa bok atmaya çalışın.
kendini temize çıkarmak isteyen bazı andavallar tüm futbol tarihini araştırmışlar bir tane maç bulmuşlar hepsi aynı şeyi söyleyip duruyor, vay 2004 e bak falan filan. lan gerzek biz yazmaya kalksak bir başlasak arif ten kubilay dan sözlüğün veri tabanı dolar.
bu arada geçen sene eboue ve engin in sahada 2 şer tane rüya görecek kadar yattığını unutan dangalaklar, petemek ve batuhan a laf etmiş. bre hey öküz pektemek sakatlandı 6 ay yok, batuhan ın pozisyonunda su molası verildi amk.