ve bilmem ne Sokrates platon felan filan hakkında birşey okumak istemiyorum. Gördüğünüz gibi hiç ders / bilimsel kitapları hariçinde okumuşluğum olmamasına rağmen, Sokrates’i de, platon’u da maalesef tanıyorum. Ama bunların bana zerre faydası yok ve zaten olamaz.
içimde bir kişi yaşayıp yaşamadığını bilemezsiniz. Ben bilgisayar oyunlarını severim mesela. ve orada anlatılan hikayeleri de takip ederim, yaşarım. (bkz: the Last of us).
Sinema filmlerini takip ederim. David Fincher olsun, Lynch olsun, Christopher Nolan olsun, Osman Sınav olsun.
Bunlar hep beğendiğim yönetmen/yapımcılar.
Edebiyat eserleri felan okuyanların bana karşılık şimdi artısı ne?
Kitap okumak, bir olaya bir kaç bakış açısıyla bakmanı sağlar. Kültürdür kitap okumak, evet bu tarz kültürsüz meslek sahibi, bilgi sahibi olduğunu düşünen bir sürü insan var. Benim zaten sayısal zekam var, kültürü de kendime gezerek katarım diyorsan yanılıyorsun, bul bakalım sokrates dönemini içinde? Bul bakalım o binlerce düşünceyi zihninin derinliklerinde? Bulamazsın, içinde kaç kişi yaşatıyorsun? Sadece bir. Ama kitap okuduğunda, içinde yeni ruhlar taşıyorsun sanki, yeni bilgiler, yeni yaşantılar ve kendine katabileceğin bir sürü şey. Kitap okumak diyorum ama, entel olayım derken dantel olacağın kitaplar değil, sana bir şey katabilecek kitaplar. Gidip ucuz aşk romanı da okuma yani.
Mesele kitap okumayı yahut okumamayi mesele görmektir .okumak fiili her ne olursa olsun edinmek,anlamlandırmak, tasarlamak,üretmek yani analiz ve sentez aşamaları için yadsınamaz bir koşul iken mesele olmak fiilinin anlamı olmalıdır .kitap okumayı reddeden farklı fikirleri ,farklı bakış açılarını,farklı üslupları ,dili ,dili kullanmayı reddeder. Günümüz gerçeği okumayı reddeden yuuuzirlar .keşke Kant ve schopenhauer okumuş olsa idiniz ve biz kavramları davranış ve zihnin kölesi olmak kavramlarını tartışıyor olsaydık ve deseydim ki kardeş davranışların kölesi zihinsel yoksul ,fikirsiz bir bedensel hazdir ötesi yoktur. senin için geçmiş ola ne kadar bilmediginin bile farkında olamayacagin için diyebilseydim .aaa demişim .
bence burada asıl sorun sırf kitap okuduğu için kendini bir şey sananlardır. zamanını işiyle alakalı şeylerle veya dil öğrenmeye vb. hobilere harcayan ve çalışkanlığa önem veren birini kitap okumuyor diye eziklemeye çalışırsanız alacağınız tepkiye benziyor bu başlık.
edit: basit bir örnek, kitap okumak iyidir güzeldir ama kimse sınav senesinde gününün 5 saatini kitap okuyarak geçiren bir öğrenciyi çalışkan diye taktir etmemelidir. basitçe derslerden kaçmakta, aslında tembellik yapmaktadır. yani kitap okumak iyidir diye bir kaide olamaz.
Nedir bu agresiflik? Kim soğuttu seni okumaktan? Yurtdışında olunca her şeyi bilerek mi doğuyorsun? Sana tavsiyem ilgi alanını bulup yönelmendir. Bana kalırsa beğenmediğin felsefecilerden başla. Her birinin dünyaya etkileri muazzamdır ama sen bilirsin.
her kitap okuyanın da fikir dünyası gelişmiş, ufuğu açık bir entel olacak diye bir Kaide de yok.
Hatta kitap okuyup-okumamak ile bunun hiç bir bağlantısı yoktur. Kitap okumuyorum. Sinemayı, sporu tercih ediyorum. Kitap okuyup da kendini filozof sananlar da bunu anlasın. Sırf kitap okuyorsun diye kimseden daha zeki veya üstün değilsin.
ders kitabı da mı okumadın? onlar da kitap işte. onun dışında ben de katılıyorum aslında, kitap okumak fazla harika gösteriliyor. zevk meselesi sonuçta, insanlara dayatamazsınız. her kitap okumayan fikir dünyası gelişmemiş öküz olacak diye bir kaide yok, başka hobileri vardır.
edit: bu kadar kitap okuyan insanların kitap okumayı sevmiyorum diyene bu kadar anlayışsız yaklaşması şahsen manidardır.
Teknik-mekanik sorunları kendini bilmez götü boklu Freud ile mi çözecekmişim ki kitap okuyayım. S*kimde değil freudmuş, goethemiş, Nietzchemiş. 2020ye hoşgeldiniz.
okumuyorum, Okumak da istemiyorum. Zamanımı kitap okuyarak değil, başka türlü şeyler yaparak geçirmek istiyorum. 25 yaşındayım. Mühendisim. Yurt dışında global player olan bir şirkette çalışıyorum. Ama Özellikle türkiye‘de kitap okuyanların kendilerini bi bok sanması olayı var. Her kitap okuyan Einstein olsaydı...
Edit 1 ve 3:
Yurtdışında doğduğum için başlığın düzgün mü yanlış mı olması pek de şeyimde değil gerçeğini de şöyle şuraya not olarak bırakayım. eleştirecek başka birşey bulamayıp zayıf Türkçemi eleştirenlere duyurulur. Benim ana dilim (eğitim dilim) Almanca. Ve makina-endüstri mühendisi olmama rağmen şayir gibi Çatır çatır Almanca konuşuyorum. Biraz insaf be. Türkçe benim için bi yabancı dil ve ben her şeye rağmen Burda kendimi az çok ifade edebiliyorum, derdimi anlatıyorum. Sanki karşınızda mağara adamı varmış gibi triplere girmeyi bırakın allah aşkına. Güya kitap okumadığım için Türkçem zayıf diyorsanız, beni Türkçemle değil, Almancam, ingilizcemle ile yargılayın. Hadin hodri meydan.